Genel

Kanuni Sultan Süleyman

Kanuni Sultan Süleyman bak. Süleyman I

Kanuni Sultan Süleyman Türbesi, I.

Süleyman’ın İstanbul’da Süleymaniye Camisi haziresindeki türbesi. Ayrıca bak. Süleymaniye Külliyesi.

kanuni yargıç güvencesi, kişilerin, önceden genel olarak kurulmuş, görev ve yetkileri yasayla belirlenmiş mahkemeler tarafından yargılanmasını öngören ilke.

Kanuni yargıç güvencesi ancak olağan yargılamayla, başka bir deyişle sanığın kendisine yüklenen suçu işlemesinden önce kurulmuş bir yargı makamının önüne çıkarılmasıyla sağlanabilir. Olağanüstü yargılama ise, sanıklar ve eylemler belli olduktan sonra oluşturulan mahkemenin yaptığı yargılamadır. Günümüz anayasaları kanuni yargıç güvencesini temel hak ve özgürlükler çerçevesinde hukuk devletinin önemli bir ilkesi sayarak olağanüstü yargılamayı yasaklama yoluna gitmiştir.

Türkiye’de ilk kez 1876 Anayasası’nda yer alan kanuni yargıç güvencesi ve olağanüstü mahkeme kurma yasağı 1924 Anayasası’nda da benimsendi. 1961 Anayasası “doğal yargıç” (tabii hakim) ilkesini koyarak daha güvenceli bir sistem kurdu. 1971’de bu konuda yapılan anayasa değişikliği farklı bir düzenleme getirdi. 1982 Anayasası’nda da sürdürülen bu kurala göre, hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz; bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler
kurulamaz. Anayasada “tabii hakiı mi yerine “kanunen tabi olunan m£ deyiminin konmasının nedeni, sıkı askeri mahkemelerinin anayasaya i ları tartışmasına son vermek ve bu meleri anayasallaştırmaktır. 1982 t sı, devlet güvenlik mahkemelerini] netim döneminde sıkıyönetim ms olarak görev yapabilmelerine olan; makla, doğal yargıç ilkesi açısmdar sakıncalı bir çözüm öngörmüştür.

kanunname, kanunname-î osmai kanun i kadIm olarak da bilinir, Devleti’nde, cezalandırma, yönetil üye alanlarında şer’i hukuka uygı koşuluyla padişahın koyduğu yas; İslam tarihinde kanunname sayı ilk örnekler Büyük Selçuklular de (1038-1194) düzenlendi. Anadolu larında askeri bir kanunname olar Yay ak, İlhanlIlarda resmî yazışm: rını düzenleyen Kanunü’l-Umur yönetimini düzenleyen Kanun-ı Akkoyunlularda ülke yönetimi ve ilgili genel yasaları içeren Hasar Kanunu önemli kanunname örn Kanun kavramını en geniş anlaı rumlayan Osmanlı hukukçuları, şeriyeyle (dinsel yasalar) kavanin (töresel yasalar) birbirinden ayın mu ve özel hukuku ilgilendire kaynaklı mecellelerin en önemli Fatih Kanunnamesi’yle (*) Sultan Kanunnamesi’ydi. Bu düzenlen kümdarın mutlak töresel yetkileri naklanan hükümleri içerdikleri iç çıkaran padişahın adıyla anılmış Her kanunname, biçimsel olan man niteliğindeydi. Bir kanu oluşturulmasında temel öğe öt uygulanagelen, İslam ilkeleriyle ç kurallardı. Fatih Kanunnamesi’n II. Bayezid döneminde (1481-151 name-i Sultanî Ber Muceb-i Örl adıyla yeni ve kapsamlı bir yasa daha yapıldı. Bununla, şer’i ver dışındaki vergilendirme ilkeleri işlemleri yasalaştırıldı. I. Süleym nî) döneminde (1520-66) kanunr maları daha da kapsamlı ve sis getirildi. Divan-ı Hümayun’un v rin yürürlükteki sistemlerine aynı lemeler getirildi. Bunlar, tımarlı hak ve sorumluluklarından pazaı kılık-kıyafet zorunluluklarına J değişik alanlarla ilgiliydi. Yeni bölgeler ve ülkeler için de öze meler hazırlandı (örn. Budin K si). Bölge kanunnameleri birçı birbirinden farklıydı. Bu ned içinde yer değiştiren bir yüküm Hümayun’a başvurarak yerleştiğ kanunnamesinin yükümlülüğü a eski yükümlülüğünden kurtulun namelerde Müslüman ve gayri ruklar için de farklı düzenlemele 17. yüzyılda Osmanlı kanun ilgili ilk önemli çalışmayı yapa Hüseyin Efendi Telhisü’l-Beyan Âl-i Osman’da bütün Osmanİ melerinin özet ve yorumların Tanzimat Döneminde Meclis-i kâm-ı Adliye, Şûra-yı Devlet vl hazırlanarak padişah iradesiylı konan yasal düzenlemeler de adıyla anılmıştır (örn. 1840 Cez me-i Hümayunu, 1850 tarihli K Ticaret, 1858 Arazi Kanunn; Tâbiyet-i Osmaniye Kanunnan

kanunsuz emir, hukuk düzen hiyerarşisine bağlı olarak üstün ve talimat verme kudretine geti ma. 1982 Anayasası’nın 13

çağlarda Çinliler buraya, yerli halkın adı Makattao ya da Takou’nun bir söyleniş biçimi olan Dagou adını vermişlerdi. Bölgeyi 1624’ten 1660’a değin işgal altında tutan Felemenkliler ise Tancoia adını kullandılar. Asıl kalıcı yerleşimin başladığı 17. yüzyıl sonlarında ise kentin adı Qihou idi. Kıyının daha kuzeyinde yer alan Anping limanını takviye etmek amacıyla 1863’te açılan antlaşma limanı, 1864’te gümrük limanı oldu ve kent giderek Tayvan’ın güney kıyı ovasında önemli bir liman durumuna geldi. Çok güzel bir görünümü olan doğal limanın giriş bölümü dar ve kayalıktır; bu yüzden tarakla temizlenmesi gerekmektedir.

Kao-hsiung Japon işgali (1895-1945) altındayken önem kazandı. Tayvan’dan elde ettikleri hammadde ve gıda maddelerini ülkelerine göndermek için iyi bir limana gereksinim duyan Japonlar, Kao-hsiung’u seçmişlerdi. Böylece Kao-hsiung aynı zamanda, kuzey-güney doğrultulu ana demiryolu hattının güneydeki son durağı oldu. 1904-07 arasında büyük liman tesisleri inşa edildi. 1920’de kente, Çince Kao-hsiung’un (Pinyin yazımında Gaoxiong) Japonca söylenişi olan Takao adı verildi ve kent aynı yıl belediye yapıldı. Liman II. Dünya Savaşı’n-dan önce ve savaş sırasında, Japonların Güneydoğu Asya ile Büyük Okyanustaki askeri harekâtlarında üs işlevi gördü. Gene aynı dönemde modern ve büyük bir limanın inşası için planlar yapıldı. Liman aynı zamanda Tayvan’ın Japonya’ya yaptığı tarımsal ihracatın giderek artan bir bölümünü elinde bulunduruyordu. Savaşın sonlarına doğru Kao-hsiung’da sanayiyi geliştirmeye yönelik projeler başlatan Japonlar, Jih-yüeh Gölünden elde edilen büyük hidroelektrik enerjiye dayalı bir aluminyum sanayisi kurdular. Kao-hsiung 1945’te Çin yönetimine girdikten sonra hızla gelişti. II. Dünya Savaşı’nda çok hasar gören liman onarıldı ve aynı zamanda, Filipinler ile Endonezya sularına açılan balıkçı gemileri için bir balıkçılık limanı oldu. İklimin de katkısıyla Chi-lung’un yerini alarak Tayvan’ın ana limanı durumuna geldi. Bugün bir ihraç limanı olan kent Tayvan’ın hem güney kesimindeki zengin tarımsal hinterlanda, hem de güneydoğu bölgelerine hizmet verir. Pirinç, şeker, muz, ananas, yerfıstığı ve turunçgiller ihraç edilen başlıca ürünlerdir.

1970’lerde Tayvan’ın en hızlı gelişen kentsel merkezi olan Kao-hsiung önemli bir sanayi merkezidir. 1970’lerın ortasında tamamlanan 2.225 hektarlık Linhai Sanayi Parkı’nda bir çelik fabrikası, tersane, petro-kimya kompleksi ve başka sanayi kuruluşları bulunur. Kentte ayrıca bir petrol rafinerisi ile alüminyum, çimento, kimyasal gübre, şeker, tuz, kâğıt, tuğla ve kiremit fabrikaları vardır. 1970’lerin sonlarında serbest bölge olan kentte, yabancı sermaye yatırımıyla kurulan ve yöreden elde edilen hammaddeyi ihracata yönelik olarak işleyen tesisler de yer alır. Bunlar arasında meyve ve balık işleyen büyük konserve tesisleri sayılabilir.

Kao-hsiung’da ticaret, eğitim, denizcilik teknolojisi, tıp, modern diller, hemşirelik ve teknoloji alanlarında eğitim veren birkaç yüksekokul bulunur. Kentteki en önemli yükseköğretim kurumu, 1980’de kurulan Ulusal Sun Yat-sen Üniversitesi’dir. Ulaşım, uluslararası bir havalimanı ve Sun Yat-sen Otoyolu ile sağlanır. Nüfus (1992) 1.396.984.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir