Kavai Gyokudo, asıl adı kavai yoşîsabu-ro
(d. 24 Kasım 1873, Aiçi ili – ö. 30 Haziran 1957, Tokyo, Japonya), geleneksel Japon resminin yeniden canlandırılmasına katkıda bulunmuş ressam.
1887’de Şico resim okulunda bir usta olan Kono Bairyu’nun (1844-95) yanında yetiştirilmek üzere Kyoto’ya gönderildi. Hocasının ölümü üzerine Tokyo’ya geçerek Kano Okulu’na bağlı Haşimoto Gaho’nun (1835-1908) yanında çalışmaya başladı. Ayrıca Batı resim tekniklerini öğrendi ve özellikle manzara alanında kendine özgü bir üslup geliştirdi. En önemli yapıtları “Yeni Ay”, “Biten İlkbahar”, “Dağın Doruğunda Akşam” ve “Akşam Vakti Kar”dır.
Kavai Kanciro (d. 24 Ağustos 1890, Yasugi – ö. 18 Kasım 1963, Kyoto, Japonya), yapıtlarında geleneksel Japon ve İngiliz desenleriyle modern üretim yöntemlerini birleştirmeye çalışan seramik sanatçısı.
1914’te Tokyo Yüksek Politeknik Okulu’ nu bitirdi ve kısa bir süre Kyoto Seramik Araştırma Enstitüsü’nde çalıştı. 1920’de Kyoto’da kendi başına çalışmaya başladı ve sergiler açtı. İlk yapıtları Çin ve Kore tekniklerine duyduğu ilgiyi yansıtıyordu.
1925’te Yanagi Soetsu ve Hamada Şoci ile birlikte eski Japon ve İngiliz halk sanatı üsluplarını temel alan, gündelik kullanıma yönelik seramik ürünleri geliştirerek halk sanatı hareketini başlattı. II. Dünya Sava-şı’ndan sonra çabalarını seri seramik üretimine yöneltti. Ama kil üstüne fırça vuruşu
Kavaipler 88
izlenimi veren doro hakeme gibi teknikleri kullanarak, yapıtlarına el sanatı özellikleri katıyordu.
Kavaipler, Brezilya’da Mato Grosso eyaletinde yaşayan Güney Amerika Yerli halkı. 18. yüzyılda ve 19. yüzyıl başlarında Mundurukular tarafından Tapajös Irmağının yukarı kesimindeki yurtlarından, Teles Pires ve Madeira ırmakları arasındaki bölgeye sürüldüler. Burada birbirinden kopuk altı gruba bölündüler. Tupi dilleri konuşan bu gruplardan en iyi bilinenler Madeira Irmağı kıyısındaki Parintintinler ile Yukarı Jiparanâ Irmağı kıyısındaki Tupi-Ka-vaiplerdir.
Tropik orman bölgesindeki öteki halklarda olduğu gibi Parintintinlerde de avcılık, toplayıcılık ve özellikle balıkçılık tarım etkinlikleriyle bir arada yürütülürdü. Yamyam ve kafatası avcısı olan Parintintinler bütün yabancılarla sürekli savaş halindeydiler. 1922’de yapılan barışa değin Mundurukular, beyaz koloniciler ve Pirahalarla savaştılar. Bu tarihte sayılan ancak 250 dolayındaydı; bunların çoğu da sonraki yıllarda Avrupalılann taşıdığı hastalıklara yakalanarak öldü. Geri kalanların bir bölümü günümüzde Uruapiâra Gölüne dökülen İgarape İpiksuna Irmağının kıyısında yaşamakta, bir bölümü de Madeira Irmağı kıyısında kauçuk işçisi olarak çalışmaktadır.
Ekonomik ve kültürel bakımdan Parintin-tinlerinkine benzer bir yapısı olan Tupi-Kavaiplerin 20’den fazla klana dayalı karmaşık bir toplumsal örgütlenmesi vardı. Brezilya ordusuyla ilk kez 1913-14 yıllann-da çarpışmaya girdiler. Avrupalılann taşıdığı hastalıklar yüzünden nüfuslarında ortaya çıkan çarpıcı düşüş, Takvatip klanıyla ilgili istatistiklerden kolayca anlaşılabilir. 1915’te sayıca 300 dolayında olan Takvatip-lerden geriye 1928’de 59, 1938’de ise yalnızca yedi kişi kalmıştı.
Kavak, Karadeniz Bölgesi’nin orta kesiminde, Samsun iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kasaba. Yüzölçümü 943 km2’dir. Kuzeyde Merkez ilçe, doğuda gene Merkez ilçe ve Çarşamba ilçesi, güneydoğuda gene Çarşamba ilçesi ve Amasya ili, güneyde Lâdik, batıda Havza, kuzeybatıda da Bafra ilçeleriyle çevrilidir.
Samsun ilinin güney kesiminde yer alan ilçe topraklarını Canik Dağlarının batı uzantılan engebelendirir. İlçe alanının büyük kesimi orta yükseklikte bir plato görünümündedir. Başlıca yükseltiler, doruklan ilçe sınırlan dışında olan Kocadağ ve Sıralı Dağıdır. İlçe topraklarının sularını Samsun kentinde Karadeniz’e ulaşan Mert Deresi ile ilçe sınırlan dışında Yeşilırmak’a katılan Gökdere’nin başlangıç kolları toplar.
İlçe halkı geçimini tanmdan sağlar. Yetiştirilen başlıca bitkisel ürünler şeker pancan, buğday, mısır ve arpadır. Az miktarda elma, şeftali, ayçiçeği ve baklagiller de yetiştirilir. Şeker pancan üretimine bağlı olarak sığır besiciliği gelişmiştir. Yüksek kesimlerde daha çok koyun beslenir.
Kavak kasabası yakmlanndaki Kaledoru-ğu Höyüğünde yapılan araştırmalarda ele geçen ilk Tunç Çağı (İÖ 3500-2000), Geç Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve OsmanlI dönemlerine ait buluntular yörenin çok eski bir yerleşim merkezi olduğunu gösterir. 1418’de Osmanlı topraklarına katılan yerleşme, 19. yüzyıl sonlannda Trabzon vilayeti Canik sancağının Merkez kazasına bağlı bir nahiye merkeziydi. 1934’te Samsun iline bağlı bir ilçe merkezi yapıldı.
Kavak kasabası Mert Deresi vadisinin kuzey kenannda kurulmuştur; 1 km güneyinden geçen Ankara-Samsun Karayolu’yla
il merkezi Samsun’a 46 km uzaklıktadır. Sivas-Samsun Demiryolu üzerinde bir istasyonu vardır. Güneyindeki karayoluna doğru gelişen kasabanın tarım dışı etkinliklerini tuğla ve briket üretimi oluşturur.
19 Haziran 1987 tarihli ve 3392 sayılı yasayla Kavak’a bağlı Asarcık bucağının ilçe yapılmasına karar verilmiştir. Kavak Belediyesi 1934’te kurulmuştur. Nüfus (1985) ilçe, 50.224; kasaba, 5.275.
kavak, söğütgiller (Salicaceae) familyasının, Populus cinsini oluşturan 30 kadar ağaç ve çalı türünün ortak adı. Kuzey ılıman bölgelerde, özellikle de Doğu Asya ile Kuzey Amerika’da yaygındır. Almaşık olarak dizilen düz ya da dişli kenarlı (ya da loplu), üçgen, oval ya da kalp biçimli yapraklan, erkek ve dişi çiçeklerin ayrı ayrı
Kavak (Populus deltoides) yaprağı ve meyvesi
Krtty Kohout, Rool Reseurces – EB İne
oluşturdukları sarkık çiçekdurumları (tırtıl), yapışkan reçinemsi bir maddeyle sıvalı çiçek tomurcuklan ve içinde çok sayıda tüylü tohum bulunan kapsül tipi meyveleri vardır.
Avrasya’da en yaygın kavak türleri kara kavak (Populus nigra) ve ak kavaktır (P. alba). Yüksekliği 35 m’ye varan kara kavağın koyu renkli ve çatlak bir kabukla örtülü uzun gövdesi ve kenarlan dişli oval yapraklan vardır; ishal kesici, idrar artmcı ve yatıştırıcı ilaç olarak yararlanılan tomurcuk-lanndan ayrıca basur tedavisinde kullanılan bir merhem de hazırlanır. Kara kavağın pek çok alttürü bulunur. Adını, yumuşak beyaz tüylerle kaplı yaprak ve sürgünlerinden alan ak kavak 20-30 m’ye kadar boylanabilen geniş taçlı bir ağaçtır. Genellikle park ve bahçelerde süs ağacı olarak yetiştirilir. Kara kavaktan değşinim sonucu türediği sanılan servi kavağı (P. usbekistaıtica’mn usbekista-nica alttürü) neredeyse gövdeye paralel uzanan dallanyla sütunsu bir görünüm sergiler. Avrupa’dan Kuzey Afrika’ya, Kafkasya’dan Sibirya’ya kadar çok geniş bir dağı-hm gösteren titrek kavak (P. tremula) adını hafif bir rüzgârda bile sallanan (titreyen) yapraklarından alır; ortalama 20 m yüksekliğindeki bu ağacın kenarları kalın dişli, yumurtamsı ya da yuvarlak yaprakları var-
dır. Asya’da yaygın olan Fırat kavağı (P. euphratica) ise 10-12 m yüksekliğinde ağaççık ya da çalı özelliğinde bir türdür. Mavimsi yeşil renkli yapraklarının biçimi üçgenden yuvarlağa kadar değişir. Tomurcuklan reçineli değildir.
Kuzey Amerika’nın kuzeyindeki bataklık topraklarda kendiliğinden yetişen balsam kavağı (P. balsamifera ya da P. tacamaha-ca) kokulu reçineli tomurcuklanyla ayırt edilir. P. candicans’m (P. gileadensis) tomurcuklarından merhem yapılır. Yüksekliği 60 m’ye ulaşan P. trichocarpa Kuzey Amerika’nın kuzeybatısındaki yaprak döken ağaçların en büyüklerinden biridir. P. deltoides ise yaklaşık 30 m boyunda kalın ve parlak yapraklı bir türdür.
Genellikle ılıman ve serin iklimli bölgelerdeki akarsu kenarlarında iyi gelişen bu ağaçlar için ağır topraklı alanlar ve durgun sulu yerler pek uygun değildir. Kavaklar tohumlarla çoğaltılabilirse de uygulamada genellikle çelikle çoğaltma işleminden yararlanılır.
Pek çok türünden süs bitkisi olarak yararlanılan kavak ağaçlarının kolay işlenebilen hafif ve yumuşak odunu en çok kâğıt ve kibrit sanayisinde, mobilyacılıkta, sunta ve müzik aletleri yapımında kullanılır.
Türkiye’de kendiliğinden yetişen kavak türleri kara kavak, ak kavak, servi kavağı, titrek kavak ve Fırat kavağıdır. Titrek kavak ve kara kavak oldukça boylanabilme, düzgün ve kalın gövde yapabilme özellikleriyle Türkiye ormanlarının önemli ağaç türleri arasında yer alır. Titrek kavak kumlu topraklarda bile yetişebilme yeteneği ve kara iklimine yatkınlığı nedeniyle çıplak alanların yeşertilmesinde öncü ağaç işlevi görür. Anadolu ovalannda ve taşkına uğrayan ırmak vadilerinde yaygın olan kara kavak, servi kavağıyla birlikte iç kesimlerdeki steplerin tipik ağaç görüntüsünü oluşturmasının yanı sıra yakacak ve yapacak odunu olarak da çok kullanılır. Fırat kavağının yayıldığı başlıca bölgeler Güney ve Güneydoğu Anadolu’dur. Uygun su, toprak ve iklim koşulları altında çok hızlı büyüyen yabancı kavak melezleriyse kavakçılık araştırma enstitülerinin öncülüğünde yaygınlık kazanmış, özellikle orman dışı alanlarda geniş ölçüde yetiştirilmeye başlamıştır.