kayaçlann dokusu

 

kayaçlann dokusu

raçiar, oluştukları ortama göre kendine özgü rrtaya çıkar. Minerallerin iriliğine, biçimine ve ::re ‘plütonik kayaçlar için yalnızca minerallere r/açlar için minerallere ve camlara göre) belirle-:e çıplak gözle sonra optik (polarize) mikroskop-

;renalı, mikrogrenalı, mikrolitik…) tanımlanma -. ölçütlere göre, kayacı oluşturan minerallerin miraları, kristallik oranı (yani kristalleşmiş mad-ıide arasındaki oran), boyutları, irilikleri ve bi-r- dışında da farklı minerallerin iriliği arasındaki
İ 2T—

e

(■c: t

t
joku. Bu doku plütonik kayaçlara özgü bütünüyle jhsct- kayaca tekabül eder (holokristal dokıi). Grenalı çok yavaş soğuması sonucu ortaya çıkar. Öte ; .-nstalleşen minerallerin kendilerine özgü biçimler

– -; ctomorf mineraller), sonra kristalleşen mineralle-

• r.îîalleşmiş olanlardan kalan boşlukları doldurup : zstj biçimler geliştirmediklerine (ksenomotf mineral-;^33ir. Minerallerin iriliği, farklı grenalı dokuların : ju sağlar:

; ışıt grenalv. bunların içindeki elemender, mineraller v: seçilir, aynı iriliktedir, buğday tanelerini andırır

– -a gelen adını buradan alır);

-’inalr. bunlarda mineraller geniş, otuz kırk santi-

•; kadar varan tabakalar halinde oluşur (pegmatider iz “ika lamları, kuvars kristalleri veya turmalin elde

– -=-enir);

ur – bunlarda mineraller çok küçük boyududur (boy-r -_“8îrenin altındadır), çıplak gözle ancak seçilir; pr ~:‘:.ı!r. bunlar santimetre ölçeğinde büyük mineraller-trı- <r.-:3ÎIer veya porfiroblastlar); milimetre ölçeğinde öteme-‘ -—izs birlikte bulunurlar.

fenerenak doku. Bu doku da bütünüyle kristalleşmiş ka-m :zx- bit dokudur, ne var ki çıplak gözle görülemeyen merzir. oluşmuştur. Damarlarıyla veya dyke’lanyla ve bun-r.-tonik masif küdelerle belirginleşir. Küdesinin içinde (i -; ,-jtlu kristaller bulunanlara mikrogrenalı porfırik doku Özellikle doleritlerde, ofiderde ve dıabazlarda görülü: *;jsu, birbirinin içine girmiş olan, böylelikle de doku boşlukları dolduran bir mineral olan piroksen aracılı :_r?jn bir yapı oluşturan büyük feldispat kristalleriyle fz–.;-z

brolidk doku. Bütünüyle kristalleşmemiş kayaçlara özgü
r srta gözlenen ince kayaç lamları.

b Kimyasal bakımdan birbiriyle özdeştir, ama grenalı -= – <rolitli (bazalt) dokutan birbirinden farklıdır.
muy
. mikrolitli doku (hızlı soğuma)
mikrogrenalı doku \ (yavaş soğuma)
grenalı doku (çok yavaş soğuma)
azalan sıcaklık
kristalleşme

hızı
erime sıcaklığı
bir dokudur. Dolayısıyla bu yapıda hem kristaller, hem de amorf bir hamur vardır (hamurun içindeki yapıcı mineral maddeler henüz kristal biçimini almamıştır); mezostaz denilen bu yapı ya camsı veya gizli kristal bir niteliktedir; bu da onun hızlı bir soğuma sürecinden geçtiğini gösterir.

Camsı veya saydam doku. Göreli olarak ender rasdanan bu dokunun özelliği, çok çabuk soğudukları için kristal oluşumuna zaman bırakmamış magma tik akıntı kayaçlarında rastlanmasıdır. Bunlar gerçek camlardır (örneğin obsidiyen veya ponza taşı). Bununla birlikte, mikroskopla bakıldığında, elyaflı ve yıldız biçimli yalancı kristaller gözlenebilir; bu durumda sfe-rolitik dokudan söz edilir (piromeritler), oysa yarıklar içinde ayrı ayrı kabarcıklar görülüyorsa, perlitik dokudan söz edilir (reti-nitler ve perlitler); doğal camlar gerçekten de kararsız özellik gösterir ve jeolojik zaman ölçeğinde kısa sürede cam özelliklerini kaybeder (bu süre birkaç yıl olabileceği gibi, birkaç milyon yıl da olabilir).

Özel dokulu kayaçlar. Çok ender rasdanan ilginç dokular arasında, pegmatitlerin grafik (yazısal) dokusu anılabilir; bu kayaçlarda feldispat kristallerinin içine sık bir doku halinde kuvars girer ve hiyerogliflere benzer biçimler oluşturur. Bunun dışında, ignimbritlerde (ignis «ateş» ve imber «yağmur» sözcüklerinden) görülen vitroklastik dokudan söz edilebilir. Bu dokunun özelliği, ponza türü kristallerde bulunan cam kabarcıklarının patlamasıyla ortaya çıkan cam kıymıklarının (bunların biçimleri X, Y, O, H, I harflerini andırır) oluşmasıdır. Gerçekten de bu kayaçlar, oluştukları sırada, yanan volkanik gazların içinde püsküren magma tanecikleri halindedir ve bu şekilde birkaç kilometre genişliğinde, geçtiği yerlerdeki her şeyi yok eden bir «ateş örtüsü» oluşturabilir. îgnimbritler, magmatik kayaçların açıklanmasında en çok unutulan öğedir, çünkü bunlar çok geçici yapısal öğelerdir: suyun önemli bir yer tuttuğu gazlar ve akışkanlar.

Taşbilimciler bir kayaçta, dokuların dışında, başka tür kayaç-larm varlığını da araştırır. Magmanın akış biçimini gösteren akış figürleri ve bazı püskürme kayaçlarının taşlaşma biçimi de onların ilgisini çeker. Taşlaşma biçimi, bazı minerallerin magma banyosunun içinde kendi ağırlıklarıyla çökelmeleriyle ortaya çıkar.

Mikroskopla yapılan incelemede, kristallerin habitus adı verilen biçimleri taşbilimcilere, kayacın oluşumu hakkında ek ayrıntıları ve kristaller arasındaki karşılıklı bağıntıların gözlenmesini sağlar. Bu sayede bunların kristalleşme sırası hakkında bilgi edinilmiş, yani magm anın kristalleşmesi sırasında minerallerin hangi sırayı izleyerek oluştukları belirlenmiş olur.
167
Obsidiyen. Bu doğal cam, kristal filizlerinin ortaya çıkmasına izin vermeyecek kadar kısa sürede soğumuş, silis bakımından zengin bir lavdır (kimyasal analizi, riyolitle veya granitle eşdeğerlidir).

Magma kayaçlannın dokusu,

kristalleşme hızına ve kristal taslaklannın sayısına bağlıdır. Buna göre granit, çok yavaş bir soğuma sonucu oluşmuştur ve içinde az sayıda kristal taslağı bulunur. Buna karşılık bazaltta soğuma çok çabuk gerçekleşmiş, önemli sayıda kristal taslağı oluşmuş, bunlar da çok çabuk kristalleşmiştir.
KAYAÇLAR HAKKINDA ÇEŞİTLİ İNCELEMELER

Kayaçları inceleyen bilim dallan jeoloji biliminin içinde yer alır. Bunların en klasik olanları petrografi, mineraloji ve petroloji’dir. Özel bir dal oluşturan deneysel petroloji, özellikle laboratuvarlarda, magmanın kristalleşmesini, farklılaşmasını ve yayılmasını inceler. Jeokimya dalı, son otuz kırk yıl içinde büyük ölçüde gelişme göstermiştir. Bu gelişme bir yandan güvenilir çok elementli analiz yöntemlerinin bulunmasından, öte yandan izotoplar alanında gerçekleştirilen gelişmelerden kaynaklanmaktadır. Jeoteknik, kayaçla-rın fiziksel ve mekanik özelliklerini, mühendislik alanında bunlardan yararlanılabilmesini sağlamak amacıyla açık alanlarda ve laboratuvarlarda inceleme yapar. Sedimentoloji, 1950-1970 yılları arasında, petrol araştırmalarının yaygınlaşmasına bağlı olarak gelişmiştir. Bu arada stoklama ile ilgili uzmanlık dalı (örneğin gaz halindeki hidrokarbonların, jeoter-mal sıcak suların, radyoaktif artıkların veya kalıntıların stoklanması) özel bir önem kazanmıştır. Bunun nedeni, hazne kayaçlar hakkında özellikle de bunlann jeokimyasal davranışlan, ince çatlaklar oluşturması ve geçirmezlikleri hakkında çok kesin bilgiler edinmenin şart olmasıdır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*