Genel

KAYSERİ

KAYSERİ

Önemli ticaret ve askerî geçiş yollarının kavşak noktasında yer alan Kayseri, bütün tarih dönemlerinde önemini korumuş eski bir yerleşmedir. Eskiden beri bölgesel bir ticaret, sanayi ve kültür merkezi olan şehir bu işlevlerini günümüzde de sürdürmektedir.
Cumhuriyet Alanı ve Atatürk heykeli.
Döner Kümbet

(Şahcihan Hatun Kümbeti) Selçuklu dönemi eserlerindendir.
COĞRAFÎ KOŞULLAR

, Kayseri, İç Anadolu’nun Orta Kızılırmak bölümünde, Erciyes Dağı’mn kuzey eteğinde, yaklaşık 1 000 m yükseklikteki bir ovanın güney ucunda kurulmuştur. Ülke ulaşım ağının önemli bir kavşak noktası olan şehir Ankara’ya 316, İstanbul’a 770 km uzaklıktadır.

Kayseri kışları soğuk, karlı ve donlu, yazları sıcak ve kurak karasal Orta Anadolu ikliminin etkisi altındadır. Yıllık sıcaklık ortalaması 10,8 °C’dir. Ocak ayı ortalaması -2 °C, temmuz ayı ortalaması 22,5 °C olarak ölçülmüştür. Yağışlar azdır, yıllık yağış ortalaması 370 mm’dir. Yağışlar en çok nisan ve mayıs aylarında düşmektedir, en kurak aylar ise temmuz ve ağustostur.

Nüfus. Amasyalı coğrafyacı Strabon, Roma döneminde şehrin nüfusunun 400 000 olduğunu yazmaktadır. XIX. yy’ın ilk yarısında canlı bir ticaret merkezi olan Kayseri’nin nüfusu 100 000 dolayındaydı. Birinci Dünya Savaşı yıllarının zor koşulları şehrin sönükleşmesine ve nüfusunun daha da azalmasına yol açtı. 1927’de şehrin nüfusu 39 000 dolayındaydı. 1950’den sonra şehir kırsal kesimden ve çevre illerden aldığı göçlerle hızla büyüdü. 1950’de 65 488 olan nüfus 1960’ta 102 596’ya, 1970’te 160 985’e, 1980’de 281 320’ye, 1985’te 373 937’ye 1990’da 421 362’ye, 1997’de 491 000’e ulaştı.

TARİHÎ GELİŞİM

Kayseri, MÖ X. yy’da Geç Hitit şehir devletleri çağında Ma-zaka adım taşıyordu. Perslerin Anadolu’ya egemen oldukları dönemde (MÖ 546-333) Mazaka, Kapadokya Satraplığı’nın merkeziydi. Hellenistik Dönem krallıklarından Kapadokya Krallığı döneminde bir ölçüde Yunanlaşan şehir, V. Ariarates döneminde (MÖ 163-130) krallığın başkenti oldu ve Yunanca Eusebeia adını aldı. Daha sonra Kapadokya kralı Arhelos döneminde (MÖ 36-MS 17) şehre Roma imparatoru Augustus’un onuruna Kaisareia adı veridi. MS 17’den sonra bir Roma eyaleti olan Kapadokya’mn merkezi olan Kaisareia, kendi kanunlarını yapmaya yetkili bir şehirdi. Şehrin sikkelerinde kutsal Erciyes (Argaios) Dağı ile imparator kültünün birleştirildiği görülmektedir. Sikkelerde imparator Erciyes Dağı’mn doruğunda ışın taçlı olarak resmedilmiştir. Ünlü coğrafyacı Strabon Kaisa-
reia’nın açık bir şehir olduğunu yazmaktadır, ’ Gordianus döneminde (238-244), Sasanîlerden gı lara karşı surla çevrildi.

Bizans döneminde Kaisareia Sasanî ve daha sor Arapların saldırısına karşı Orta Anadolu’da önerr Araplar «Kayseriyye», «Kaysariye» diye andıklar: 726’da kısa sürelerle işgal ettiler.

XI. yy’da 1071’deki Malazgirt Savaşı’nın ardın eline geçen şehir önce Danişmendlilerin, sonra Se önemli merkezlerinden biri oldu. XIII. yy’ın ilk yar lu Selçuklu Devleti’nin gücünün doruğunda oldı Kayseri, en parlak çağını yaşadı, camiler, medreseli kümbetlerle süslendi. Bu dönemde bir Türk – İslan kazanan Kayseri’de önemli sayıda bir Hıristiyan n nuyordu. Kayseri, Osmanlı döneminde de Orta önemli şehirlerinden biriydi, ancak Selçuklu dom laklığına hiçbir zaman ulaşamadı. 1584’te nüfusu yındaydı. Dokumacılık, boyacılık deri işlemeciliği ti. XVI. yy’m ikinci yarısında şehirde iki bedesten Ayrıca debbağlar, saraçlar vb zanaatkarların toplu dukları çarşılar vardı. 1649’da şehirde 19 mahalli içinde 600 hane bulunuyordu. XIX. yy ortaların: Kayseri’nin ticaret hayatı sönükleşmişti. Ama yim Tarsus, Samsun ve İstanbul ile ticarî ilişkilerini bir rüyordu. Deri işlemeciliği, halıcılık, dokumacılık, | mı başlıca küçük sanayi dallarıydı.

Cumhuriyet döneminin başlarında, Kayseri, sokakları, bu sokaklar boyunca dizili kalın duvar Ortaçağ şehri görünümünü koruyordu. Konut al nin çevresinde toplanmıştı. Geleneksel konut a zeydoğusunda yer alan merkezî iş bölgesinde ti sanayi iç içeydi. 1950’den sonra merkez yıkılıp ; lanma yoluyla yenilenirken, şehir de Sivas Cad doğuya ve İstasyon Caddesi boyunca kuzeye doğ ye başladı.

TARİHÎ ESERLER

Bizans imparatoru İustinianos’un (527-565) y; seri Kalesi’nin dış surları yıkık durumdadır. Daha olan iç kale kare planlı, 195 burçludur. Kayseri, ler, Anadolu Selçuklu ve Anadolu Beylikleri dı çok sayıda tarihî eseri barındırmaktadır. Danişrr ferüddin Mahmud’un yaptırdığı Ulu Cami (12( sonucu özgün biçimini kaybetmiştir. Uzunlams gen planlı, mihrap duvarına paralel kemerlerle sel rılmıştır. Mihrap önündeki büyük kubbe ve seki oturan silindirik minare yapının görünümüm

I. Alaeddin Keykubad’ın eşi Mahperi Huand H; 1238’de yaptırdığı Huandhatun Külliyesi, cami, n bet ve hamamdan oluşan bir yapılar topluluğud bütün yapıları kesme taştandır. Dikdörtgen planl: şelerine ve cephelerine yuvarlak veya dikdörtge. leştirilmiştir. Biraz yüksek olan orta şahın mihra siyle, diğer sahınlar tonozla örtülmüştür. Mihral anıtsal taçkapı geometrik desenlerle süslenmiş dikdörtgen planlı, iki eyvanlıdır. Revaklı avlunun kizer oda yerleştirilmiştir. Giriş kapısı mukarnaslı lar, kemerler, geometrik geçmelerle süslüdür. M müzde Etnografya Müzesi olarak kullanılmakt: ve camiye bitişik olan kümbet, sekizgen gövdeli, örtülüdür. Bütün yüzler sütunlar, kemerler, üçg< süslenmiştir. Külliyenin çifte hamam planındaki 1 1969’da onarılmıştır.

XIII. yy ortalarına tarihlenen Kölük Camii ve . miyle medresenin bir araya geldiği ilk örnekle planlı caminin ana mekânı beş şahına ayrılmıştır, üstünde mihrap önü kubbesiyle küçük bir aydınlıl dır. Caminin mozaik çinili mihrabında, geometı motiflerle, hat sanatı incelikli bir uyum içinde b: Girişi geometrik yıldızlı geniş bordür, yedi sıra rr yan nişler ve köşe sütunları ile klasik bir girişin b rım bir araya getirmektedir. Batı kanadında yer medrese, planıyla herhangi bir gruba bağlanamam kılıç Camii ve Medresesi de ayın biçimde cami kaynaştıran bir yapıdır. 1249’da Ebülkasım bin Al fından yaptırılmıştır. Mihrap duvarına dik beş sai daha geniş ve yüksek olan orta şahmında mihrap
178

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir