KEDİLERİN HASTALIKLARI
Yorgunluk ve iştahsızlık gibi bazı davranışlar hastalığın ilk belirtileridir. Bu durumda yapılacak ilk iş kedinin vücut sıcaklığını ölçmektir (normal olarak bu sıcaklık yaklaşık 38,6 °C’dir). Ortam sıcaklığının 36 °C’nin üzerine çıkması tehlike yaratır; vücut sıcaklığı hızla yükselmeye başlayan kedi ısı kaybetmek için sık sık soluk almak zorunda kalır. Küçük yastıkçıklar içinde yer alan ter bezleri bütün vücuda dağılmıştır, ancak kedilerde vücut ısısının düzenlenmesinde terlemenin düzenleyici bir rolü yoktur.
Virüs hastalıkları
Evcil kedilerde ölüme yol açan hastalıkların başında, türe özgü bir virüs hastalığı olan kedi lösemisi gelir. Lösemi sözcüğü kan hücrelerinin kanseri anlamına gelmekle birlikte bu virüs, vücudan hemen hemen bütün organ ve dokularında öldürücü tümörlere neden olabilmektedir. Ayrıca virüsün bağışıklık sistemim de bozması, hayvanları diğer enfeksiyonlara ve başka ciddî hastalıklara karşı da savunmasız hale getirmektedir. Bir retrovirüs olan FeLV virüsü, diğer kedilerle veya onların dışkılarıyla temas sonucunda veya gizli taşıyıcı niteliğindeki bazı hayvanlardan bulaşır. Bu hastalığa karşı 1984’te ABD’de bir aşı geliştirilmiş, bu aşımn Avrupa’da kullanılmasına 1986’da izin verilmiştir. Bu konuda basında yer alan abartılı açıklamaların yol açtığı kanının aksine, kedi lösemisi bir AtDS türü değildir ve insana bulaşmaz.
Kedilerde hastalığa yol açan diğer bir virüs, FTLV adı verilen bir lentivirüstür (T-lymphotropic virüs). FeLV virüsü gibi bağışıklık sistemine zarar veren bu hastalık 1987’de tanımlanmış ve FeLV virüsünün sorumlu tutulduğu hastalık tablolarımn bir bölümünde FTLV virüsünün etken olduğu anlaşılmıştır. Bu hastalığa yakalanan kedilerde çeşitli enfeksiyonlar sonucunda hayvan zayıflar, halsizleşir ve daha sonra da ölür. Bazı bakımlardan HİV virüsüne (Human İmmunodeficiency virüs) benzeyen FTLV virüsü AİDS araştırmalarında hayvan modeli olarak kullanılabileceğinden, bilimsel çalışmalar açısından önem taşımaktadır.
Kedi enteriti, kedi ateşi veya parvoviroz adlarıyla da bilinen gastroenterit çok bulaşıcı bir hastalıktır. Bir parvovirüsün etken olduğu bu hastalık, hastalığı taşıyan hayvanlardan kısa bir temas sonucunda bile bulaşabilir ve hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasından sonra 8 saat içinde ölüme yol açar. Bu hastalığa karşı da bir aşı geliştirilmiştir.
FVR veya koriza adıyla da bilinen virüslü kedi rinofarenjiti (bir tür grip), diğer hayvanlara ve insana bulaşmaz. Hastalığa yaka-
Kedinin gözbebekleri. Işık yoğunluğuna çok duyarlı olan gözbebekleri şiddetli ışıkta kapanıp, karanlıkta açılarak kedilerin geceleri alacakaranlıkta avlanabilmelerini sağlar.
KEDİLERLE İLGİLİ EFSANELER
Kedilerle ilgili pek çok batıl inanç, atasözü ve deyim bulunmaktadır. Mesela Fransa’da hayalet kedilerle ilgili çeşidi hikâyeler anlatılır; söylenceye göre genç Chateaubriand, zaman zaman Combourg’da şatonun içinde siyah kedisiyle dolaşan ölü bir kontun tahta bacağının sesini duymaktaydı.
Dünyanın birçok yöresinde kediye dönüşen kadınlarla ilgili efsaneler anlatılmaktadır. Avını yakalamak için pusuya yatmış hareketsiz bekleyen kedi, Çinli Budistler için meditasyon durumunu temsil eder. Bir Polonya efsanesinde, yavruları ırmağa düşen dişi kedinin ağladığım gören salkımsöğüt ona acır ve dallarını ırmağa daldırarak yavruları kurtarır. O günden beri salkımsöğütün çiçeklerine kedicik denmektedir.
Kedi temizliği nedeniyle bakireliği temsil eder. Eğer kedi patisini kulağının üzerinden geçirirse, bu yağmurun yağacağına işarettir. Bağımsız karakterleri, kedilerin özgürlük sembolü olarak kullanılmasına da neden olmuştur.