Kekkonen, Urho K(aleva)
(d. 3 Eylül 1900, Pielavesi – ö. 31 Ağustos 1986, Helsinki, Finlandiya), Finlandiya başbakanı (1950-53; 1954-56) ve cumhurbaşkanı (1956-81). SSCB’yle iyi ilişkilere dayalı tarafsızlık yanlısı politikasıyla tanınır.
Kuzeyli bir kerestecinin oğlu olan Kekkonen, Helsinki Üniversitesi’nda hukuk öğrenimi gördü. 1928’de medeni hukuk diplomasim aldı, 1936’da da aynı dalda doktora çalışmasını tamamladı. 1920’lerden başlayarak köylü hareketine gittikçe artan bir ilgi gösterdi. 1927-32 arasında Tanm Bakanhğı’nda görev aldı. 1936’da Çiftçi Partisi’nden (bugün Merkez Parti) parlamentoya seçildi ve milletvekilliğini 1956’ya değin sürdürdü. Başlangıçta SSCB’ye karşı sert bir tutum izlenmesini savunan Kekkonen, 1940’ta SSCB’ye toprak verilmesine karşı çıkan iki parlamento üyesinden biri oldu. Ama 1943’ten sonra Almanya’nın savaşı kaybedeceği inancıyla, bağımsızlığını koruması için Finlandiya’nın SSCB’ye karşı dostça bir tarafsızlık politikası izlemesi gerektiğini savunmaya başladı. Çeşitli bakanlık ve parlamento görevlerinde bulunduktan sonra, 1950’de, Juho Kusti Paasikivi’nin cumhurbaşkanlığı sırasında başbakan oldu. 1956’da Paasikivi’nin ölümü üzerine cumhurbaşkanlığım üstlendi. SSCB’ye karşı izlenen dikkatli, ama aynı zamanda dostça dış politika sonradan Paasi-kivi-‘K.ekkonen çizgisi olarak, adlandırıldı. iCekAtonen 1962, ve 1968’de cumhurbaşkanlığına yeniden seçildi. 1973’te görev süresi
parlamento tarafından dört yıl daha uzatıldıktan sonra 1978’de altı yıl için bir kez daha seçildi. Sağlığının bozulması nedeniyle 1981’de cumhurbaşkanlığından istifa etti.
keklik, Galliformes takımının Phasianidae familyasından çeşitli kuş türlerinin ortak adı. Kekliklerle aynı familyadan olan tu-raç(*) ve bıldırcınlar(*) arasında taksono-mik bir fark yoktur. Genellikle daha ufak
siyah ve kahverengi bantlar vardır. Engebeli, kayalık bölgelerde yaşar. Dişi, yere yapılan çırpı yuvaya 9-14 arasında yumurta bırakır. Bitkisel besinlerle beslenen kınalı keklik Türkiye’nin bütün bölgelerinde yerli kuş olarak yaşar.
Çil keklik (Perdix perdix) Avrupa’da, Batı ve Orta Asya’da yaşar. Uzunluğu 30 cm’dir. Yüzü pas kızılı, kanatları ve sırtı kahverengi, öbür bölümleri bozdur. Erkeğin karnında kestane renkli, at nalı biçiminde bir leke vardır. Dişide bu leke ya küçük ve şekilsizdir ya da hiç yoktur. Asıl biyoto-pu bozkır ve çayırlardır. Günümüzde ekin tarlalarında da görülür. Dişi yere yapılan çırpı yuvaya 8-20 yumurta bırakır. Çil keklik Türkiye’de Orta Anadolu Bölgesi ve Trakya’da yaşayan yerli kuşlar arasındadır. Büyük ölçüde bitkisel besinlerle, kısmen de böcek ve kurtlarla beslenir.
keklikgözü (Adonis annua), kanavciotu olarak da bilinir, düğünçiçeğigiller (Ranun-culaceae) familyasından, Avrasya kökenli biryıllık otsu bitki. Yaklaşık 20-40 cm boyundaki bitkinin parçalı yaprakları ve siyah ortalı küçük kırmızı çiçekleri vardır. Bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen bu bitkinin topraküstü bölümleri zayii bit kalp kuvvetlendirici \e iûra attma tVkvjt sahiptir.
Kekova Adası, Türkiye’nin Akdeniz kıyısındaki en büyük adası. Yüzölçümü 5,7 km2, kıyılarının toplam uzunluğu 19 km’dir.
Antalya ilinin Kaş ilçesi sınırlan içindeki ada, Teke Yarımadası açıklannda, kıyıya koşut olarak kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzamr. Adanın güneybatısında,
Kekova Adasının kuzey kıyısında büyük bölümü denizaltında kalmış batık bir kentin kahntılan görülür. Ada bu nedenle sualtı arkeolojisi açısından önem taşır. Kekova Adası, tekne gezilerinin başlıca duraklann-dandır. Adanın karşı kıyısında Uçağız ve Kale yerleşmelerinden oluşan ve turistik önemi gitgide artan, Kaleüçağız köyü yer alır.
Kekri, keyrİ ya da kâyri olarak da bilinir, eski Fin dininde, tarım mevsiminin sonunda kutlanan bayram. Hayvanların otlaklardan alınarak kışı geçirecekleri ahırlara yerleştirilmeleri de aynı güne denk düşerdi. Önceleri 29 Eylül’deki Başmelek Mikail Yortu-su’na rastlayan Kekri sonradan 1 Kasım’a alınarak Azizler Yortusu’yla aynı gün kutlanmaya başladı. Eski takvimde ayrıca, eski ve yeni yıl arasında, ataların ruhlarının geçmişte oturdukları evleri ziyarete geldikleri önemli bir gündü. Bu yüzden, ölülerin onuruna şölen düzenlenirdi. Ruhlar için* yiyecek ve içecek bırakılır, sauna ısıtılır ye ölülerden “kutsal kişiler” olarak söz edilişt’ di. Bu bayramı genellikle her aile.ik^rimk arasında kutlamakla birlikte J\ı/ıj,rjü köyün bütün erkekleri togjahjMgBuffîf nu kurban ederlerdi.
üekrops,
nevi ilk kralı. Evlilik ve mülkiyet yasaİMİ yeni bir tapınma biçimini yerleştiıd’CT inanılırdı. Kutsal ayinlerde kan dökmekte®! kaçınma ile ölüleri gömme uyguiamaiavmg başlattığı ve yazıyı bulduğu kabul edilirdi. Attika’nın kimin olacağı konusunda Tanrıça Athena ile Tanrı Poseidon arasında çıkatv anlaşmazlıkta hakemlik etti. Attika’mn ■yet-
Kınalı kektik (Alectoris chukar)
Ellen Trueblood
yapılı olan türler bıldırcın, daha iri olanlar da keklik olarak adlandmlır.
Batı Trakya’dan Orta Asya’ya kadat uzanan bölgede yaşayan kınalı keklik ^Alectoris chukar) 33 cm uzunluğundadır. Vücudunun yan tarafları ve gerdanı beyaz, öbür bölümleri bozdur. Yanlanndaki beyaz bölgelerde
Kekova Adası’nda Tersane Koyu
Nezih Başgelen
aynı doğrultuda uzanan Saçak Yanmadası ile ondan Akarboğaz adıyla anılan bir boğazla aynlan İçada (eskiden Eleksi Adası) yer alır. Kekova Adası ile Sıçak Yarımadası ve Teke Yarımadası kıyıları arasında kalan deniz parçası Ölüdeniz adıyla bilinir. Fethiye ilçesi kıyılarındaki Ölüdeniz’le ka-nştırıldığından, bu kesim Kekova Ölüdenizi olarak da adlandmlır. Kekova Ölüdenizi, dar bir boğazla birbirine bağlı iç içe iki koy biçimindedir. Bu çok parçalı kıyı biçimi, fiziksel coğrafyada Dalmaç tipi kıyı olarak adlandırılır. Kekova Ölüdenizi kıyılan, bu kıyı tipinin Türkiye’deki en belirgin ve tek denebilecek örneğidir. Kekova Adasının yüksekliği orta kesimde 188 m’ye ulaşır. Doğal bitki örtüsü makilerden oluşan adada biçbit yerleşme yoktur. Kekova Adasının çevresinde Karaada, Topıakbada, Gönül Adası, Sezgin Adası ve Tekada adlı bazı küçük adalar vardır. Ada ile Anadolu kıyısı arasında da Koyun Adası yer alır.
lisi olarak bedeninin üstü insan, altı yılan biçiminde temsil edilirdi.
Kekule von Stradonitz, (Friedrich) Au-gust, asıl adı friedrich august kekul£ (d. 7 Eylül 1829, Hessen-Darmstadt – ö. 13 Temmuz 1896, Bonn), Alman kimyacı. Organik kimyada çağdaş yapı kuramının öncüsüdür.
Mimar olmak amacıyla Giessen Üniversitesi’ne girdikten kısa bir süre sonra, Justus vcm î-iebig’in etkisinde kalarak kimyaya yöneldi. 1852’de bu dalda doktora çalışmasını tamamladı. Paris’te derslerini izlediği Charles-Frederic Gerhardt’ın organik yapı kuramından etkilendi. 1856’da Heidelberg Üniversitesi’nde ders vermeye başladı; iki yıl sonra Belçika’daki Gent Devlet Üniversitesi’ne geçti. \&6Ş’te ülkesine dönerek ölene değin Bonn Üniversitesinde çalıştı. Önceden mimarlık öğrenimi görmüş olması yapı kuramlarını daha iyi kavramasına
siyah ve kahverengi bantlar vardır. Engebeli, kayalık bölgelerde yaşar. Dişi, yere yapılan çırpı yuvaya 9-14 arasında yumurta bırakır. Bitkisel besinlerle beslenen kınalı keklik Türkiye’nin bütün bölgelerinde yerli kuş olarak yaşar.
Çil keklik (Perdix perdix) Avrupa’da, Batı ve Orta Asya’da yaşar. Uzunluğu 30 cm’dir. Yüzü pas kızılı, kanatları ve sırtı kahverengi, öbür bölümleri bozdur. Erkeğin karnında kestane renkli, at nalı biçiminde bir leke vardır. Dişide bu leke ya küçük ve şekilsizdir ya da hiç yoktur. Asıl biyoto-pu bozkır ve çayırlardır. Günümüzde ekin tarlalarında da görülür. Dişi yere yapılan çırpı yuvaya 8-20 yumurta bırakır. Çil keklik Türkiye’de Orta Anadolu Bölgesi ve Trakya’da yaşayan yerli kuşlar arasındadır. Büyük ölçüde bitkisel besinlerle, kısmen de böcek ve kurtlarla beslenir.
keklikgözü (Adonis annua), kanavciotu olarak da bilinir, düğünçiçeğigiller (Ranun-culaceae) familyasından, Avrasya kökenli biryıllık otsu bitki. Yaklaşık 20-40 cm boyundaki bitkinin parçalı yaprakları ve siyah ortalı küçük kırmızı çiçekleri vardır. Bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen bu bitkinin topraküstü bölümleri zayıf bir kalp kuvvetlendirici ve idrar artırıcı etkiye sahiptir.
Kekova Adası, Türkiye’nin Akdeniz kıyısındaki en büyük adası. Yüzölçümü 5,7 km2, kıyılarının toplam uzunluğu 19 km’dir.
Antalya ilinin Kaş ilçesi sınırları içindeki ada, Teke Yarımadası açıklarında, kıyıya koşut olarak kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanır. Adanın güneybatısında,
Kekova Adasının kuzey kıyısında büyük bölümü denizaltında kalmış batık bir kentin kalıntıları görülür. Ada bu nedenle sualtı arkeolojisi açısından önem taşır. Kekova Adası, tekne gezilerinin başlıca duraklann-dandır. Adanın karşı kıyısında Üçağız ve Kale yerleşmelerinden oluşan ve turistik önemi gitgide artan, Kaleüçağız köyü yer alır.
Kekri, keyrI ya da kâyri olarak da bilinir, eski Fin dininde, tarım mevsiminin sonunda kutlanan bayram. Hayvanların otlaklardan alınarak kışı geçirecekleri ahırlara yerleştirilmeleri de aynı güne denk düşerdi. Önceleri 29 Eylül’deki Başmelek Mikail Yortu-su’na rastlayan Kekri sonradan 1 Kasım’a alınarak Azizler Yortusu’yla aynı gün kutlanmaya başladı. Eski takvimde ayrıca, eski ve yeni yıl arasında, ataların ruhlarının geçmişte oturdukları evleri ziyarete geldikleri önemli bir gündü. Bu yüzden, ölülerin onuruna şölen düzenlenirdi. Ruhlar için yiyecek ve içecek bırakılır, sauna ısıtılır ve ölülerden “kutsal kişiler” olarak söz edilirdi. Bu bayramı genellikle her aile kendi arasında kutlamakla birlikte, bazı yörelerde köyün bütün erkekleri toplanarak bir koyunu kurban ederlerdi.
Kekrops, Eski Yunan’da Attika’nın efsanevi ilk kralı. Evlilik ve mülkiyet yasaları ile yeni bir tapınma biçimini yerleştirdiğine inanılırdı. Kutsal ayinlerde kan dökmekten kaçınma ile ölüleri gömme uygulamalarını başlattığı ve yazıyı bulduğu kabul edilirdi. Attika’nın kimin olacağı konusunda Tanrıça Athena ile Tanrı Poseidon arasında çıkan anlaşmazlıkta hakemlik etti. Attika’nın yer-
Kekkonen, Urho K(aleva) 146
Trakya ile Batı ve Güney Anadolu’da yaygın bir türdür; halk arasında baharat ve çay olarak kullanıldığı gibi, ansiteptik etkisi nedeniyle ilaç olarak da yararlanılır.