Koçak, Nur
(d. 14 Aralık 1941, İstanbul), Pop Sanat ve Foto Gerçekçilik doğrultusunda çalışan ressam.
Resme ortaöğrenimi sırasında, öğretmeni ressam Turgut Zaim’in desteğiyle yöneldi. 1960’ta, Washington, D.C.’de liseyi bitirirken okulun en iyi resim öğrencisi seçildi. Aynı yıl Türkiye’ye döndü, Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne girerek Adnan Çöker ve Cemal Tollu’nun öğrencisi oldu. Bir süre öğrenimine ara verdikten sonra 1968’de akademiyi bitirdi. 1970’te
“Pınar ve Ben, I”, Nur Koçak’ın
“Aile Albümünden” dizisindeki ilk yapıtı, 1979;
kendi koleksiyonu, İstanbul
Nur Koçak ’ın izniyle
1981’e değin sürdürdü. İstanbul Sanat Bayramı 3. Yeni Eğilimler Sergisi’nde (1981) birincilik ödülünü kazandı.
Koçak, Amerika’da bulunduğu sırada resim öğretmeni Leon Berkowitz’in etkisiyle soyut dışavurumcu anlayışa yönelmişti. Paris’teki çalışmalarından sonra 1974’te “Fetiş Nesneler” dizisinin ilk resimlerini yapmaya başladı. Bu anlayıştaki ilk resmi, Vivre adlı bir parfüm şişesini gösteren, tuval üstüne akrilik boyayla yaptığı “Yaşamak (Vivre) ya da Fetiş Nesne I”dı. Önceleri Batı, daha sonra Türk kadınının kullandığı nesneleri konu alan Koçak, bu yapıtlarında fırça yerine aerosol ve akrilik boya kullanıyor ve nesneyi en ince aynntısma kadar, teknik bir ustalıkla tuvale aktanyordu. Cinselliği yer yer abartılmış, büyük boyutlu yan çıplak kadm görünümleriyle kadının toplumdaki yerini araştırmaya çalışıyordu. “Kırmızı ve Siyah ya da Nesne Kadınlar II” (1976) adlı resmini, Batı’daki kadm dergilerinde yer alan fotoğraflardan esinlenerek gerçekleştirmişti. Daha sonra aile albümlerinde, fotoğraflardan, kartpostallardan ve Kelebek gazetesinin aynı adlı köşesinde yayımlanan Fotoğraflardan yola çıkarak “Mutluluk Resimleriniz” adını verdiği bir dizi resin) yaptı. Bu dizinin “Mutluluk Resimleriniz 1-35” (1980-83) adlı ilk bölümünde gazete resimlerinden yola çıkarak yaptığı 35 tane çizim kartpostal yer alıyordu. İkinci bölüm ise “müdahale edilmiş kartlar” adını taşıyor ve piyasadan toplanarak düzenlenmiş 18 tane kartpostaldan oluşuyordu. Koçak gene aynı dönemde, kendi aile albümünden esinlenerek hazırladığı “Aile Albümünden” (1980-
83) dizisinde, yer yer geçmişe ve çocukluğa duyulan özlemi yansıttı. Bu resimler aynı zamanda, tipik bir Cumhuriyet dönemi
koçaklama 420
burjuva ailesinin değer yargılarını ve toplum içindeki yerini vurguluyordu.
Koçak, konu seçiminde Pop Sanata yaklaşırken, konuya yaklaşım açısından Foto Gerçekçiliğe bağlıdır. 1960’larda New York’ta ortaya çıkan ve müzeler, galeriler, koleksiyoncular gibi kurumlaşmış sanat toplayıcılarını reddederek, sanatı kartpostal, mektup, afiş, ses bandı vb nesneler aracılığıyla bütün insanlara iletmeyi amaçlayan Posta Sanatı olgusuna 1970’lerden başlayarak ilgi duydu ve özellikle kartpostallarını çeşitli ülkelerdeki adreslere gönderdi.
koçaklama, yIGItleme olarak da bilinir, âşık edebiyatında yiğitlik, savaş ve kahramanlık konularını coşkulu bir biçimde işleyen ya da bir kahramanı överek onun kavgalarım, savaşlarını anlatan şiir. En güzel örneklerini Köroğlu ve Dadaloğlu vermiş, Yeniçeri Ocağı’ndan yetişen âşıklarla Doğu Anadolulu âşıklar da pek çok koçaklama söylemişlerdir.
Koçaklama çoğunlukla koşma biçiminde söylenir. Semai biçiminde olanları da vardır. Âşıklar bu tür şiirleri gene koçaklama adı verilen özel bir ezgiyle okurlar.