Koçan, Hüsamettin

Koçan, Hüsamettin

(d. 1946, Bayburt), şiirsel anlatımlı figüratif çalışmalarıyla tanınan ressam. Öğrenimini 1970’te İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Resim Bölümü’nde tamamladı ve aynı okula asistan atandı. 1978’de Salzburg Yaz Akademisi’ne katıldı. 1978’de Görsel Sanatçılar Demeği Ödülü ile 39. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde başarı ödülünü ve Salzburg Yaz Akademisi Ehran Ödülü’nü, 1981’deki Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’yle 1985’teki 46. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde başarı ödüllerini, 1986’daki 3. Asya Bienali’nde de resim dalında büyük ödülü kazandı. Eğitimi sırasında Rivera, Orozco ve Siquieros gibi MeksikalI sanatçıların gerçekleştirdikleri duvar resimlerinden, Giotto ile Michelange-lo’nun fresklerinden etkilenen Koçan uzun bir süre tuval resmi yerine duvar resmi üzerinde yoğunlaşmıştı. Bu yıllarda gerçekleştirdiği duvar resmi tasarımlarını, eğitimini tamamladıktan sonra uygulamıştır. Daha sonra duvar resminden uzaklaşarak yağlıboya tuval resimleri yapmıştır. İnsanı konu aldığı resimlerinde figürleri belirli mekânlar içine yerleştirmeden, genellikle boşlukta salınır gibi vermiştir. Kullandığı yumuşak ışıkla, koyu ve sonsuzluğa ulaşan mekân içinde durgun, ama gerilimli bir hava yaratır.
Koçarlı, Ege Bölgesi’nde, Aydın iline bağh ilçe ve ilçe merkezi kasaba. Yüzölçümü 471 km2’dir. Doğu ve güneydoğuda Çine ilçesi, güneyde Muğla ili, batıda Söke, kuzeybatıda Germencik ilçeleri, kuzey ve kuzeydoğuda da Merkez ilçeyle çevrilidir.
Aydın ilinin güneybatı kesiminde yer alır. İlçe topraklarının güneyini doruğu ilçe sınırları dışında kalan Beşparmak Dağının kuzey kesimi engebelendirir. İlçenin kuzey kesimi Büyük Menderes Ovası içindedir. Büyük Menderes Irmağı kuzey ve kuzeybatıda, bu ırmağın kollarından Çine Çayı ise kuzeydoğuda doğal sınır oluşturur. Büyük Menderes’in yığdığı alüvyonlardan oluşan Koçarlı Ovası, ilçenin başlıca tanm alanıdır.
İlçe halkı geçimini tarımdan sağlar. Başlıca bitkisel ürünler zeytin ve pamuktur. Koçarlı 1984’te 24.947 tonluk zeytin rekoltesiyle, Merkez ilçe ve Sultanhisar ilçesinden sonra ilin en çok zeytin üreten ilçesi olmuştur. Ayrıca mısır, buğday ve üzüm ile az miktar-
da incir, ayçiçeği, arpa ve yerfıstığı yetiştirilir; dağlık kesimlerde hayvancılık yapılır. Sanayisi tarım ürünlerinin işlenmesine dayanan ilçede küçük ölçekli zeytinyağı ve çırçır fabrikaları bulunur. İlçe topraklarında uranyum yatakları vardır.
Eski bir yerleşim alanı olan yöre önce Yunanistan’dan gelen Dorlann, daha sonra da Karialılann yönetimi altına girdi. Karia-lılar tarafından kurulan Akmescit köyü yakınındaki Amyzon kenti Roma Döneminde de önemli bir yerleşmeydi. Kesin olarak
15. yüzyılda Osmanlı Devleti’ne bağlanan yöreye bir fermanla Koçarlı aşireti yerleştirildi. Adını bu aşiretten alan yerleşme 19. yüzyıl sonlarında Aydın vilayeti, Aydın sancağı, Merkez kazasının Sobuca nahiyesine bağh bir köydü. Daha sonra nahiye merkezi Koçarlı’ya taşındı ve kasaba 1946’da ilçe merkezi yapıldı.
İlçenin kuzey kesiminde kurulmuş olan Koçarlı kasabası, il merkezi Aydın’a 20 km uzaklıktadır. Kasabadaki başlıca tarihsel yapı, 18. yüzyılda yapılan ve Çarşı Camisi olarak da bilinen Cihanzade Mustafa Bey Camisi’dir. Antik Amyzon kentinden günümüze tiyatro, agora, nymphaion ile akropo-listeki Athena Tapınağı’nın kalıntıları ulaşmıştır. Kalıntılar arasında bakır sikkeler bulunmuştur.
Koçarlı Belediyesi 1946’da kurulmuştur. Nüfus (1985) ilçe, 38.357; kasaba, 9.657.
koçbaşı, ortaçağda yaygın olarak kullanılan bir tür silah. Başında topuz biçimli ya da sivri uçlu bir metal parça bulunan ağır bir kütükten oluşan koçbaşı, kuşatılmış bir kent ya da kalenin kapılarını ya da duvarlarını yıkmada kullanılırdı. Genellikle hareket ettirilebilen bir sundurmanın tavanına iplerle asılı durur, askerlerce ileriye ve geriye sallandırılarak kapı ya da duvara çarptırılırdı. Sundurmanın tavam, koçbaşım kullananların düşmanın atacağı taş ya da yanıcı maddelerden korunmasını sağlamak amacıyla hayvan derileriyle kaplanırdı.
Koçgiri Ayaklanması, 6 Mart 1921’de başlayan ve iki ay süreyle Sivas, Erzincan ve Tunceli yöresini etkisi altına alan ayaklanma.
Zara merkez olmak üzere 10 kaza ve 135 köyü içine alan bir bölgede yaşayan Koçgiri aşireti reislerinden Haydar Bey, Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) günlerinde İstanbul Hükümeti ile anlaşmazlığa düşmüştü. O sırada Zarâ’ya bağlı İmranlı’da nahiye müdürü olan Haydar Bey Kuruçay kazası kaymakamlığını istiyordu. Hükümet ise kendisini bu göreve atamaya yanaşmıyordu. Bu arada Haydar Bey İmranlı’da Kürt Teali Cemiyeti’nin şubesini açmış, merkezî yönetime karşı çalışma yürütmeye başlamıştı. Haydar Bey’in bu tutumu Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) kurulmasından (23 Nisan 1920) sonra da sürdü.
Bölgede tedirginliğin giderek arttığı bir dönemde, Kızıltepeli Rıfat ve Karmanlı Nuri önderliğindeki bir grup köylü, asker kaçaklarını yakalamak isteyen bir süvari bölüğüne İmranlı yakınlarında baskın düzenledi (6 Mart 1921) ve o sırada İmranlı’da bulunan 6. Süvari Alayı’nın bölgeyi terk etmesini istedi. Bunu kabul etmeyen alay komutanı Binbaşı Halis Bey’in karargâhı basıldı. Binbaşıyla birlikte bir subay ve dört er öldürüldü. Olayların bir hafta içinde çok geniş bir bölgeye yayılmasından sonra, Haydar Bey de ayaklananların safına geçti.
Mart 1921 sonlarında, Koçgiri ve Dersim aşiretlerinin yöneticileri, TBMM’ye bir telgraf çekerek, Zara, Divriği, Refahiye, Kumçay ve Kemah kazalarının birleştirilerek ayrı bir vilayet durumuna getirilmesini
ve vilayet yöneticisinin kendilerinden olmasını istediler. Görüşmeler yoluyla soruna çözüm bulunamayacağı karanna varan TBMM Hükümeti, Nurettin Paşa komutasındaki Merkez Ordusu’nu ayaklanmayı bastırmakla görevlendirdi. Merkez Ordusu, birincisi Nisan 1921’e, İkincisi de 17 Haziran 1921 ’e değin süren iki harekât sonunda ayaklanmayı bastırdı. Başta Haydar Bey ve kardeşi Alişir Bey olmak üzere ayaklanma önderlerinden birçoğu teslim oldu.
Koçhisar Gölü bak. Tuz Gölü
Koçhlar, racbanşîler (Soylu Kandan) olarak da bilinir, Hindistan’da Bodo halkı içinde yer alan etnik topluluk. Assam ve Bengal’in dağınık kesimlerinde yaşarlar. Günümüzde Tibet-Burma dillerine bağh özgün dilleri yerine genellikle Bengalee ya da öteki Hint-Ari dillerini konuşurlar. Kendilerine daha çok Racbanşi derler; eski kabile adlarıyla anılmaktan hoşlanmazlar. Hindu geleneklerine bağlıdırlar. Yüksek Kshatriya sınıfından geldiklerini iddia ederlerse de bu sav genelde kabul görmemektedir. Kabile içi alt birimlerinin çoğu da Hindu kast hiyerarşisinde çok alt sıralarda yer alır. Tarımcı bir kast oluşturmalarına karşın, marangoz, demirci ve tüccar Racbanşiler de vardır. Topluluğun bazı kesimleri ötekilere göre daha az Hindulaş-mıştır; gelenek ve statü açısından da belirgin farklılaşmalar görülür.
16. yüzyıl başlarında, Bengal’in kuzeydoğusundan gelerek Khen krallarının elindeki topraklan istila eden kabilenin reislerinden Bisva Singh, Kuç Bihar adlı bir krallık kurdu. Bisva Singh’in oğlu Nar Narayan, egemenliğini Assam’ın geniş bir bölümüne ve güneye doğru genişletti. Onun oğlu Hint-Türk İmparatorluğu’nun egemenliğini tanıdı. Bhutların 1772’de bölgeye karşı giriştiği saldın, yardım için başvurulan İngiliz valisi Warren Hastings’in gönderdiği bir Sepoy (Hintli asker) bölüğünce püskürtüldü. Banş istemek zorunda kalan Bhutlar, yıllık gelirlerinin yansını Doğu Hindistan Kumpanyası’na bırakmayı kabul ettiler.
Koçi, Japonya’da, Şikoku Adasının güney kesiminde il (ken) ve il merkezi kent. Koçi ili Büyük Okyanus kıyısındaki Tosa Körfezinin (van) çevresinde bir yay biçiminde uzanır. 7.106 km2’lik yüzölçümüyle Şikoku Adasındaki en büyük ildir. İlin en yoğun nüfuslu kesimi olan Tosa Ovasının yalnızca
Koçi’de Nakamura limanında balık kurutma tezgâhları, Japonya
Imperial Press – FPG / EB Inc.
dağlarla çevrili güney kesimi tenhadır. Başlıca ürünleri tanm makineleri ve gereçleri, mercan, işlenmiş deniz ürünleri, kâğıt ve ham ipektir. Urado Koyunun girişinde yer alan Koçi kenti eskiden Tosa ilinin merkeziydi. 1603’te yapılan ve 18. yüzyıldaki
yangından sonra onarılan Koçi Şatosu, Japonya’nın en zarif şatolarından biri olarak kabul edilir. Kent, Japon İç Denizi (Seto-naikai) kıyısında bulunan Kagava ilindeki Takamatsu’ya demiryoluyla bağlanır; Ko-çi’den Honşu Adasındaki Tokyo ve Osaka’ ya uçak seferleri düzenlenir. Nüfus (1986 tah.) kent, 313.204; il, 838.000.
Koçi Bey, tam adı görîcelî koçî mustafa bey (d. Görice – ö. y. 1650, Görice [bugün Korçe, Arnavutluk]), risaleleriyle ünlü Arnavut asıllı OsmanlI devlet adamı.
I. Ahmed döneminde (1603-17) devşirme olarak alındığı Enderun’da yetişti. Burada çeşitli görevlerde bulunduktan sonra IV. Murad döneminde (1623-40) Hasoda’ya(*) alınarak musahibliğe getirildi. Bu görevini Padişah İbrahim döneminde (1640-48) de sürdürdü. İlk risalesini 1631’de IV. Murad’a sundu. Devlet örgütündeki bozuklukları açıkladığı ve bunun düzeltilebilmesi için alınması gereken önlemler konusunda önerilerde bulunduğu bu risalesi ile IV. Mu-rad’ın yemlik hareketlerinde etkili oldu. 1640’ta İbrahim’e sunduğu ikinci risalesini padişaha idari, mali ve askeri konularda bilgi vermek, saray protokolü ve konuşma biçimlerini öğretmek amacıyla yazdı. Bu risale içerik açısından olduğu kadar dil açısından da ilkinden daha basittir. Koçi Bey’in Osmanlı devlet örgütü ve yönetimi konularında ilk elden bir kaynak niteliğinde olan birinci risalesi 1860’ta Risale-i Koçi Bey adıyla Londra’da, 1886’da Koçi Bey Risalesi adıyla İstanbul’da basıldı. A. Kemah Ak-süt’ün 1939’da birlikte yayımladığı birinci ve ikinci risaleler, 1972’de Zuhuri Danışman tarafından sadeleştirerek yeniden yayımlandı.
Koçin, Hindistan’ın güneybatısındaki, Kerala eyaletinin ortabatı kesiminde liman kenti. Umman Denizi kıyısmdadır. Eski bir prenslikten gelen Koçin adı günümüzde birbirine yakın Emakulam, Mattançeri, Fort Cochin kentleriyle Willingdon, Vypin ve Gundu adalar grubu için de kullanılır. Koçin kentsel yığışımı Emakulam ve Mattançeri kentlerini de içine alır.
Koçin eskiden küçük bir balıkçı köyüydü. Umman Denizinin sulan ve Gatlar’dan inen ırmaklar köyü anakaradan ayırarak, karayla çevrili limanını Hindistan’ın batı kıyısındaki en korunaklı limanlardan biri durumuna getirdi. Portekizlilerin Hindistan’ın güney kıyılanna ayak bastıklan 15. yüzyıl sonlann-da Portekizli denizci Pedro Alvares Cabral Hindistan’daki ilk Avrupa yerleşimini 1500’de Koçin’de kurdu. Aynca Hindistan’a giden denizyolunu bulan Vasco da Gama, Portekizlilere ait ilk ticaret merkezini (1502), Portekiz genel valisi Afonso de Albuquerque de Hindistan’daki ilk Avrupa kalesini (1503) Koçin’de inşa ettirdi. Kent 1663’te Felemenklilerin eline geçene değin Portekizlilerin yönetimi altında kaldı. Portekizlilerden kalma mimari yapılann çoğu hâlâ ayaktadır. Kent en zengin dönemini Felemenk egemenliği altındayken yaşadı. Bu dönemde limandan biber, kakule ve başka baharatlarla hindistancevizi lifi, hindistancevizi ve kopra gemilere yüklenirdi. Nüfusun çoğunluğunu oluşturan Hindular yanında Müslümanlar, Süryaniler ve Yahu-diler de kentin zenginliğinden paylannı alırlardı.
İngiliz egemenliği 1795’ten, Hindistan’ın bağımsızlığını kazandığı 1947’ye değin sürdü. 20. yüzyılın başında kuru doklann ve gemi onanm tesislerinin bulunduğu modern bir liman yapıldı. Fort Cochin’i Emakulam ve öteki kentlere demiryolu köprüsü ve karayoluyla bağlayan Willingdon Adası limanın iç kanallannın temizlenmesi sırasın-
da oluşturuldu. Koçin, ülkenin bağımsızlığını kazanmasından sonra Hindistan donanmasının ana eğitim merkezi oldu.
Kıyıya paralel uzanan suyollan ucuz ulaşım olanaktan sağlayarak ticaretin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Kentin muson mevsiminde bile açık olan limanı yıl boyunca hizmet verir. Bir demiryolu hattıyla Ernakulam’a bağlanan Koçin’den Bombay ve Madras’a uçak seferleri düzenlenir.
Koçin güzel görünümlü lagünleriyle çok sayıda turist çeker. Fort Cochin’de, 1510’da Portekizliler tarafından yaptırılan ve Hindistan’daki ilk Avrupa kilisesi olarak kabul edilen St. Francis Kilisesi yer alır. Kemikleri Portekiz’e götürülmeden önce Vasco da Gama’nın mezan Fort Cochin’deydi. Yörede başka kiliselerin yanı sıra Hindu tapmak -lan ve camiler vardır; Mattancheri’de tarihsel açıdan önem taşıyan bir sinagog bulunur. Hindistan’daki en eski Yahudi topluluğu olan Koçin Yahudileri İS 4. yüzyıldan bu yana yörede yaşadıklarını ileri sürerler. Nüfus (1981) İcent, 513.249; metropoliten alan 685.836.
Koçiyen Kat, Jayonya’da Alt Kretase (Tebeşir) Döneminde (Kretase Dönemi y. 136-65 milyon yıl önce) oluşan kay aç kat-manlannın en eski ve en alt bölümü ve bu kayaçlarm çökeldiği zaman dilimi. Aritan Katın altında yer alan Koçiyen, Kretase kayaçlannm en alt bölümünün dünya ölçeğindeki standart katı olan Neokomiyen Kat ile ilişkilidir. Ayırt edici fosil faunası, Cep-halopoda sınıfından ammonitlerden oluşur.koçu, OsmanlIlarda kullanılan dört tekerlekli, süslü binek arabası. Aynca bak. araba.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*