Genel

Liyakat Yerine Hamakat

Hamakat

Liyakat Yerine Hamakat

İlim hayatımızdaki usulsüzlükleri ve ahlâksızlıkları yazmanın zorluğunu kelimelerle ifade etmek çok zor ve neredeyse imkânsız bir şeydir.

Hiçbir meselede açık sözlü olunmadığı gibi bu meselede açıkça söylemek mümkün ise de yazmak çok tehlikeli bir iştir ve “haklısın ama yazmasan daha iyi olurdu” diyenler ilim âlemine de hâkimdir. Bir asır önceki tavırlar günümüzde de devam etmektedir.

“Kör kadıya ‘körsün’ diyebileceğimiz devr-i hak ve hakikatin idraki bize müyesser olmayacak… Haydi bırakınız doğru sözlülüğün bu derecesini, fakat hiç olmazsa iki gözden alil olana ‘şaşısın’ da mı diyememeliyiz?”

Refik Halid’e ait bu satırların yazıldığı tarihten (23 Şubat 1912) bu yana değişen bir şey yok. Yine meseleler açıkça konuşulmuyor ve yine gerçeklerin meydan bulması mümkün olmuyor. Kısaca “yalanla yaşamak”, cemiyetimizin ve insanımızın bir kaderi hâline gelmiştir. Gerçekler menfaatlerin ve beşerî münasebetlerin veya al gülüm-ver gülüm tavrının duvarına çarpıp geri dönüyor. Milletin temel değerlerinin Garplılaşma adına yıkılmasının neticeleri ve semereleri artık son zamanlarda kendini gösteriyor.

Bu meselede Nurettin Topçu merhumun naklettiği bir fıkrayı her geçen gün daha çok hatırlamak gerekiyor:

“Dizginlerinden kurtulmuş bir kazanç hırsı en büyük felaketti. Haşan Basri Çantay merhumdan duyduğu bir hâdiseyi de bir gün, bu cümleden olmak üzere misâl olarak anlatmıştı:

Bir gün keçisini otlatan, köyden kopmuş, ama şehirli olamamış bir vatandaş, şehirli-köylü, Çantay merhumun bahçesinden bir meyve fidanını koparmış ve keçisine yedirmeye başlamış. Merhum sormuş;

  • Başkasının fidanını kopardınız, keçinize yediriyorsunuz, akşama da herhalde sütünü sağıp içeceksiniz, haram değil mi?

Beriki hiç tınmadan, büyük bir bilgiçlikle ve yüzsüzlükle cevap vermiş;

  • Biz işin doğrusunu öğrendik beyim; haramın da, helalin de meğerse aslı yokmuş.”
  • …Artık her servet, şöhret, unvan ve makam, hak edenlerin değil -her ne şekilde olursa olsun- elde edenlerin veya ele geçirenlerin. Artık haram diye; cebe girmemiş paraya, makama veya servete denmektedir. Makamlar için ehliyet ve liyakat değil, itaat ve sadakat ve hatta zaman zaman da “hamakat” aranmaktadır. Diğer taraftan bu meselelerin açıkça tartışılmasının bir vasatı da bulunmamakta ve bu gibi bir niyete sahip olanlara “Doğrucu Davut” denmektedir ki bu, ‘işe yaramaz adam”ın başka türlü ifadesidir.

    Prusya’nın ünlü bilge kralı II. Frederick’in (1744-1797) hem ilim ahlâkı ve hem de tarihçilerin mesuliyetleri hakkında yazdıkları veya diğer bir ifade ile vecizeler؛ dikkate değer bir keyfiyettir ve üzerinde düşünülmeye değer görülmelidir:

    “Çabuk parlamak için tahsil edenler tashih-i ahlâk etmezler. Tahsil-i ulûm kifayet etmez; evvelâ kalbi ıslah etmek lâzım gelir”, “Menfaat bu dünyanın hükümdarıdır”, “Bir işin esası bozuk olur ise ilânihaye kâffe-i netâyici bozuk çıkar”, “İnsanların şöhreti hemen müverrihlerin himayesi sayesinde hâsıl olur”, “Bir fena kitap telif etmekten ise dünyaya bir çocuk getirmek evlâdır”, “Cehaletin derece-i gayesi kibir ve azamettir”, “Edebiyatı hürmete şâyân etmek için yazılan şeylerde yalnız eser-i zekâvet değil âsâr-ı hüsn-i ahlâk dahi göstermelidir”, “Bir müverrih nâdir bir ankâdır.”

    İlmî aşırmaların belli derecede yurt dışında da olduğu ifade edilebilir. Ancak bunun nispeten düşük derecede olduğu ve memleketimizde ise artık bu işin bir endazesinin ve sınırının kalmadığı görülmektedir.

    Son senelerde cemiyet hayatımızın her sahasında bir usûlsüzlük ve kaidesizlik veya başka bir ifade ile ahlâksızlık yaygınlaşmıştır. Daha da kötüsü, bu gidişin dikkati çekmemesi ve tartışılmamasıdır.

    Bir başka ifade ile bir meslek ahlâkı meselesi gündemimizde bulunmamaktadır. Hâlbuki “Hiçbir sosyal faaliyet şekli yoktur ki, kendine mahsus bir ahlâk disiplinine ihtiyaç göstermesin.” Bu bakımdan meslek ahlâkı meselesi, meslek icrasının ayrılmaz bir parçasıdır. En gayr-i meşru mesleğin bile bir ahlâkının bulunduğu bir vakıadır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir