MEDİNE’DE İSLÂM DEVLETİNİN KURULMASI

Medine İslâm Devleti’nin Kurulmasını Sağlayan Âmiller :

Peygamberimiz; ilk önce, Mekkeli ve Medineli Miislümanlar arasında — mallanyle canlanyle birbirlerine bağlayan — bir kardeşlik kurarak Medine’de kuvvetli bir İslâm câmiâsı vücûda getirdi (1).

Medineli müşrik ve Yahudüerden bir şoklarının — aradaki akrabalık dolayısıyle — bu câmiaya karşı zaafları vardı.

Nitekim, Mekkeli müşriklerin tehdid ve tahriki Ue Peygamberimiz ve Miislümanlar aleyhindeki teşebbüslerinden anlan vaz geçirmeğe, bu cihetin hatırlatılması kâfi gelmişti (2).

İstekleri yerine getirilmeyen Mekkeli müşriklerin Medine’ye umûmi bir baskın yapmaları ve orada Müslüman, müşrik, Yahudi ayırmadan katliâmda bulunmaları hiç de, imkânsız değildi.

Çünki, tehdid ve tahriklerinin neticesiz kaldığım öğrendikten sonra Mekkeli müşrikler, Yahudîlere de, aynı tarzda bir tehdid ve tahrik mektubu göndermeyi ihmâl etmemişlerdi (3).

Bu da, Medineli gayı>i Müslimlerin Peygamberimize biraz daha yaklaşmalarına yol açtı.

Sonra, Medine’den öteden beri Evsli’ler ayrı, Hazreçli’ler ayrı, Yahu-dfler de, ayn bir hizb teşkil etmekte ve her hizb, Medine’de yegâne söz sâhibi cemâat olmak dâva ve sevdâsmda idi.

Bu cümleden olmak üzere, Hazreçli’ler Abdullâh b. Übey’ye Hükümdarlık sarığı da, sarmağa hazırlanmış bulunuyorlardı (4).

Halbuki, Evsli’ler için bu Hazreçli baş, hiç de, câzib değildi.

Hazreçli’ler için de, Evsli’lerden seçüecek baş, aynı idi

Denilebilir ki, herkese, her bakımdan üstünlük arzeden kuvvetli bir şahsiyetin Medine’ye gelivermesi, bütün Medinelilere pek makbûle geçti.

Bunun içindir ki, Evs ve Hazreçli’lerin müşriki de, Yahudîsi de, Peygamberimize yöneldüer.

Her zümre, esirlerinin kurtulmalık akçelerini de — mü’minler arasında mâ’ruf olan âdil esaslar dâiresinde — ödeyeceklerdir.

  1. Mü’minler borçlu ve çok çoluk çocuklu olanları, kendi hâllerine bırakmayarak onlarm kurtulmalık akçelerini veya kan diyetlerini — aralarında mâ’ruf esaslar dairesinde — ödeyeceklerdir.

Hiç bir Mü’min, diğer bir Mü’minin Mevlâsı (*) ile aleyhte bir anlaşma yapmıyacaktır.

  1. Müttaki Mü’minler, içlerinden, azgınlık eden veya zulüm ve haksızlık yapmak isteyen, veyâ günâh işleyen veyâ düşmanlık eden, ya da Mü’minler arasmda karışıklık çıkaran kimseye karşı cephe alacaklar ve

o, onlardan birinin evlâdı da olsa, hepsinin elleri onun aleyhine kalkacaktır.

  1. Hiç bir Mü’min, bir kâfir için, bir Mü’mini öldürmeyecek ve Mümine karşı kâfire yardım da, etmeyecektir.
  2. Allâh’m ahdi ve teminatı (Mü’minlerden her ferd için) birdir, onlarm en hakîr görülenlerine büe şâmüdir.

Çünki Mü’minler, diğer insanlardan ayrı olarak birbirlerinin Mevlâ-sıdırlar.

  1. Yahudi’lerden bize tâbi olanlar da, hiç bir zulme uğramaksızm ve aleyhlerinde bir yardımlaşma olmaksızın yardım göreceklerdir.
  2. Mü’minlerin sulhü birdir. Hiç bir Mü’min, Allâh yolundaki bir savaşta Mü’minlerden ayn olarak sulh yapmıyacak, onlar, ancak, aralarında müsâvat ve adâlet dâiresinde hep birlikte sulh yapacaklardır.
  3. Bizimle birlikte cenge katılan bütün cenkçiler, aralarında birbir-leriyle nöbetleşeceklerdir.
  4. Mü’minler, birbirlerinin, Allâh yolunda dökülen kanlarının öcünü almakla mükelleftirler.
  5. Müttaki Mü’minler, en güzel, en doğru yol üzerindedirler.
  6. Hiç bir müşrik, bir Kureyşli’nin malını, canını korumayacak, bu yolda bir Mü’mine engel de, olmayacaktır.
  7. Bir kimsenin, bir Mü’mini, sebebsiz yere öldürdüğü kat’î delillerle sâbit olunca, öldüren hakkında kısas hükmü tatbik olunacaktır.

ölenin velîsi buna nzâ göstermediği takdirde, bütün Mü’minler, ona karşı cephe alacaklardır.

Kendilerine, bundan başkası üzerinde durmaları helâl olmaz.

  1. Bu sahîfedekileri kabûl ve ikrâr eden, Allâh’a ve Âhiret gününe inanan bir Mü’minin, ortaya kötü bir hâdise çıkaran kimseye yardım etmesi ve onu barındırması helâl değildir.

öylesine yardım eden veyâ onu barındıran kimse, kıyâmet günü, Al-lâh’ın lânet ve gazabına uğrayacak, onun tevbesi de, kurtulmalık akçesi de, kabûl olunmayacaktır.

  1. Herhangi bir şeyde ihtilâfa düştüğünüzde o, Şânı Yüce olan Allâh’a ve Muhammed (A.S.) ’a arz ve havâle edilecektir.
  2. Yahudiler, Mü’minlerle birlikte savaşa devâm ettikleri müddetçe, savaş masraflarına iştirâk edeceklerdir.
  3. Avf oğullan Yahudîleri, Mü’minlerle birlikte bir topluluk teşkü edecekler, Yahudiler, kendi dinlerinde, Müslümanlar da, kendi dinlerinde olacaklardır.

Onlann Mevlâlan için de, kendüeri için de, bu, böyledir.

Şu kadar ki, bunlardan bir zulüm veya bir kötülük irtikâp eden, ancak, kendini ve ev halkım tehlikeye sokmuş olacaktır.

  1. Neccar oğullan Yahudîleri hakkında konulan hüküm, Avf oğullan Yahudîleri hakkında konulan hüküm gibidir.
  2. Hâris oğullan Yahudîleri hakkında konulan hüküm, Avf oğulla-n Yahudîleri hakkında konulan hüküm gibidir.
  3. Sâide oğullan Yahudîleri hakkında konulan hüküm, Avf oğulla-n Yahudîleri hakkında konulan hüküm gibidir.
  4. Cüşem oğullan Yahudîleri hakkında konulan hüküm, Avf oğullan Yahudîleri hakkında konulan hüküm gibidir.
  5. Evs oğullan Yahudîleri hakkında konulan hüküm, Avf oğullan Yahudîleri hakkında konulan hüküm gibidir.
  6. Sâlebe oğullan Yahudîleri hakkında konulan hüküm, Avf oğullan Yahudîleri hakkında konulan hüküm gibidir.

Bunlardan, bir zulüm veyâ bir kötülük irtikâp edep, ancak kendini ve ev halkım tehlikeye sokmuş olacaktır.

  1. Sâlebe’nin bir kolu olan Cefne de, onlar gibi (Sâlebe gibi) mütâ-lea edilecektir.
  2. Şutaybe oğullan hakkmda konulan hükiim, Avf oğullan Yahudîleri hakkınca konulan hüküm gibidir.. /

Şüphe yoltki, iyilik, kötülükten ayrıdır.

  1. S&ebe’nin Mevlâlan da, Sâlebe gibidirler.

36; Yahudîlere karışmış ve bağlanmış olanlar, Yahudîler gibidirler.

  1. Onlardan (Yahudîterden) hiç bir kimse, Muhainmed (A,S.)’m izni olmadan, askeri bir sefere çtkamıyacaktır.

Mevlâ kelimesinin

ıları :
(*) İbn-i Kuteybe’nin Te’vil-ü-Müşkîl-if-Kur’ân’ında (s. 352) ve Buhârî’nln Sahihinde (c.

5, s. 178) bildirdiğine göre Mevlâ; köle âzâd eden kişi, âzftd edilmiş köje. Erkeğin

nesli, Veliy ve Vasıy, Dost ve Yardımcı, Kendisiyle Andlaşılan ve Sözleşilen kişi…

gibi çeşitli mânâları olan bir kefirne olup cem’i (çoğulu) Mevâli gelir.

Bu Belge’&e hem mûfred, hem cemi’ olarak kullanılmıştır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*