Münir ÖIKUL
bir şey delildir. (Bk. kampa.) MUuefikler arasında «roketi adı verilen bu taktik ö-zitmeli mermiler, 194t’den başlayarak önce topçu mermileri (Rusların çok namlulu Stalin orgları, Nebelwerfer), sonra tanksavar mermisi <amerikalıların bazokası), daha sonra da hava kuvvetlerinin hafif mermileri olarak ortaya çıktı. (Bk, Füzeatar.) Başlangıçta bunların menzilleri kısaydı ama, toplam ağırlıklarına göre içlerinde bulunan patlayıcı maddenin çokluğu yivlinden tahrip gUçleri çok büyüktü. Bunlara klasik topçu mermilerinden üstün bir menzil verme yolları aranarak, Peenemunde’de Almanlar 1944’te, etki menzili büyük özit-meti bir uçar bomba olan Vı’i yaptılar. 1944 Eylülünde Va’ler ortaya çıktı. Vı’ler-de olduğu gibi Vs’ler de mermi yollarının ancak bir kısmı üzerinde örtmeliydi, fakat bunların güdümünde ilk defa yerden telsizle müdahale gerçekleştirilmişti. Kararlı kuyruk takımı ve dümenlerine rağmen bu mermiler, henüz atış sıhhatine ulaşmamıştı. 1945’ten sonra yapılan araştırmalar özgüdüm ve uzaktan gUdümün genelleştirilmesiyle sonuçlandı, özitme ile uzaktan güdüm veya özgUdümün birleştirilmesi sonucunda özel silâh adı verilen ve büyük bir gelişme imkânına sahip yeni bir mermi elde edildi. (L)
ÖZKENT veya ÖZGEND; Maveraünnehir’-de (Fergana) şehir. X. yy.da Ezgiş adı verilen bir türk kavminin elindeydi; Ka-rahanlılar devrinde gelişti ve Batı Ka-rahanlı devletinin merkezi oldu. Fakat iç savaşlar sırasında harap olarak bir süre Doğu Karahanh devletine bağlandı, kısa bir süre sonra da Batı Karahanlılar yeniden burayı merkez yaptılar. Şehirde para [özkeni sikkesi) basıldı; 1068’den sonra Semerkand başkent oldu. Selçuklu sultanı Melikşah Maveraünnehir seferinde şehri ele geçirdi; fakat karahanh beyi Ahmed’e bıraktı (1089). Moğollar, şehri 1220’de aldılar; onların zamanında Mangu Kaan, Arslan Han Karlığ’a özkent in gelirini bağışladı.
özkent’te Karahanlılar devrinden bazı mimar! eserler kalmıştır; özkent türbeleri adı altında toplanan Uç türbe, karahanh sanatının bütün Özelliklerini gösterir. (M) ÖZKERTENKELEGİLLER çoğl. blş. 1. Kertenkeleleri ve en yakın benzerlerini kapsayan sürüngenler familyası. (Bunlar Eski Dünya’tıın sıcak ve ılıman bölgelerinde yaşayan çatal dilli, oynak gözkapaklı hayvanlardır. Agamalar, iguanalar, varanlar, gekolar, bukalemunlar ve skink’ler bu familyadan sayılmaz, özkertenkelegillerin başlıca cinsleri: kertenkele, dikenparmaklıker-tenkele, psammodromus, ophlops.) (L)
ÖZKONAK, İç Anadolu bölgesinde (Orta Kızılırmak bölümü, Nevşehir ili, Avanos İlçesi) bucak; 14 737nüf ilüflftv .10 köy.
— Bucak merkezi tözkonak kasabası; esk. Çenttin), 4 469 nüf. 11990). Avanos’un 13 km kuzeyinde; yüksl- 1 200 m. (M)
ÖZKUL (Münir), tUrk tiyatro ve sinema oyuncusu ve tiyatro yönetmeni (İstanbul 1923). Tiyatro alanında ilk denemelerini Bakırköy Halkevi sahnesinde yaptı. 1951”-de Muhsin Ertuğrul yönetimindeki Küçük sahnede oynadı. İstanbul Şehir tiyatrosu (1958-1959) ve Ankara Devlet tiyatrosunda çalıştı (1959-1960). Arkadaîlarıyle birlikte Aksaray’da Bulvar tiyatrosunda bir topluluk kurdu (1960-1961). Birçok filimde oynadı. Rol aldığı başlıca oyunlar; Fareler ve İnsanlar (1951); Karakolda Yan, (1952); A,ağıdan Yukarı, OniWnri Gece, On Büyük Yaramaz, Arpa Amban, örümcek
(1953); Babayiğit, Ziyafet, Dünkü Çocuk, Hamlet (1954); Yaz Bekin, Oyun Olmasaydı, Sevgili Gölge, Çayhane (1955); Soyları, Yağmurcu, (1954): Tablodaki Adam (1959). [Bk. EK CİLT] (TÂ;
ÖZLEM I. (¿Iılemek’ten özle-m). Yeni, Bir kimse veya şeye duyulan aşırı görmek, kavuşmak arzusu: Artık anladım; Tutulduğum spleen ne memleket özleminden, ne de köfeye çekilmekten (R. H. Karay). Bu genç akıma kan,mak, İsmimi onların isimleri arasında görmek özlemi anlatılmaz bir tatlı yangındı içimde (Y.Z. Ortaç). E,ani. HASHE-r. Esk. Tahassür.
— Psikol. Yeni. Yüksek bir şeye karşı duyulan istek. Efanl. MEYİL
+ Özlemli sıf. Yeni, özlemi olan, özleyen, hasret çeken. (M)
Münir ÖZKUL
18
Mar