MÜSLİMÂNA BEDDÜ’Â
Hadîs-i şerîfde, (Kendinize, evlâdınıza, kötü dü’â etmeyiniz. Allahın kaderine râzı olunuz. Ni’metlerini artdırması için
dü’â ediniz) ve (Ananın, babanın çocuğuna olan ve mazlumun,
zâlime olan beddü’âları, red olunmaz) buyuruldu. Bir müslimânın kâfir olması için dü’â edenin kendisi kâfir olur. Bir zâlimin,
kâfir olarak ölerek, sonsuz azâb çekmesini istemek, küfr
olmaz. Mûsâ aleyhisselâmm böyle dü’â etdiği, Kur’ân-ı
kerîmde bildirilmişdir. İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe “rahime-hullahü
teâlâ”, başkasının kâfir olmasını istemek, küfr olur buyurdu. Zâlimden başkasına beddü’â etmek harâmdır. Zâlime, zulmü kadar beddü’â etmek câiz olur. Câiz olan birşeyin mikdârı, özrün mikdârı kadar olur. Zâlime de beddü’â etmemek, sabr etmek ve hattâ, afv
etmek yâhud Allahü teâlânın takdirine bırakmak dahâ iyidir.
Zimmîye ve herhangi bir kâfire, Allah ömr versin demek, câiz
değildir. Müslimân olması için veyâ cizye vererek müslimânların kuvvetlenmesi için, böyle dü’â etmek, câiz olur. Kâfire
saygı ile selâm veren, kâfir olur. Kâfire saygı bildiren bir söz
söylemek, meselâ üstâdım demek, küfr olur.
MÜSLİMÂNA BEDDÜ’Â
31
Oca