Mustafa Han-I
Osmanlı pâdişâhlarının
on beşincisi ve İslâm halîfelerinin seksenincisi.
1591 senesinde Manisa’da doğdu. Her şehzâde gibi
iyi bir eğitim gördü. Ağabeyi Birinci Ahmed Hanın
vefâtı üzerine 22 Kasım 1617’de ilk defâ ekberiyet
kâidesine göre, yâni hânedânın en yaşlı
mensûbu olarak zorla tahta çıkarıldı.
Sultan Mustafa Han, devlet meseleleriyle ilgilenmediğini
ifâde ederek saltanatı kabul etmediyse
de bu hâl devlet erkânınca göz önüne alınmadı.
Ancak çok geçmeden devlet işlerinde Sultânın
yabancı kalması ve işlerin karışması üzerine,
durumun böyle devâm edemeyeceğini anlayan
devlet adamları hal’ine fetvâ aldılar ve 26 Şubat
1618 günü Sultan Mustafa’yı tahttan indirerek yerine
Genç Osman’ı çıkardılar.
Ancak yenilik taraftarı olmayanların tahrikleri
neticesinde isyân eden yeniçeriler 19 Mayıs 1622’de
Genç Osman’ı tahttan indirdiler. Bu durum SultanMustafa’nın ikinci defâ tahta geçirilmesine yol açtı.
Bu sırada Sultan Osman Hanın vezîriâzam Kara
Dâvûd Paşa tarafından şehit ettirilmesi büyük karışıklıklara
sebep oldu. Sultan Mustafa Han, Dâvûd
Paşayı azlederek yerine Mere Hüseyin Paşayı getirdiyse
de, isyanlar son bulmadı. Erzurum Beylerbeyi
Abaza Mehmed Paşa başkaldırarak, bölgesindeki
yeniçerilerin bir kısmını öldürttü. “Genç Osman’ın
intikâmını alacağım” diye and içen Abaza, İstanbul’a
gelmek için yola çıktı. Bursa’yı muhâsara ettiyse
de alamadı. Kış geldiği için Niğde’ye çekildi.
Anadolu’daki isyanlar ve Genç Osman’ın şehit
edilmesi olayına adı karışan sipâhiler, halk nezdinde
kazandıkları nefreti silmek için bir dîvân
toplantısı sırasında ayaklanarak Sultan Osman
Hanın kâtillerinin bulunmasını istediler. Bunun
üzerine Kara Dâvûd Paşa ve Kalenderoğlu denilen
kişiler yakalanarak îdâm edildiler.Diğer taraftan Osmanlı Devletinin iç karışıklıklarından
istifâde etmek isteyen Lehistan kazakları,
daha önce imzâlanan antlaşma şartlarına
uymayarak, şayka adı verilen yüz elli civânnda küçük
gemiyle Osmanlı kıyılarına saldırdılar. Kazakların
üzerine gönderilen Karadeniz serdârı Dâmâd
Receb Paşa, kazakları tâkip ederek Kilgra
önünde birçok gemilerini batırdı ve 21 gemiyi
zabt ederek beş bin esirle İstanbul’a döndü.
İstanbul’da vukûbulan karışıklıklar ve Anadolu’da
meydana gelen isyanlar, Osmanlı Devletinin
başında daha kudretli, azimkâr ve zekî bir pâdişâhın
bulunmasını gerekli kılıyordu. Bu sebeple
1623’te sadârete getirilen Kemankeş Ali Paşa,
Şeyhülislâm Yahyâ Efendi ve diğer devlet erkânı
toplanarak Sultan Mustafa’nın artık makâm-ı saltanatta
kalmaması gerektiği husûsunda karara vardılar.
Nitekim verilen fetvâ ile 10 Eylül 1623 günü
Sultan Mustafa, ikinci defâ tahttan indirildi ve
yerine Dördüncü Murâd Han geçti.
Sultan Mustafa Han, zayıf ve nârin vücutlu idi.
Yüzü her zaman solgun olup, üzüntülü bir görünüşü
vardı. Son derece dindârdı. Sık sık türbeleri
ziyâret eder ve çokça sadaka dağıtırdı. Saraydaki
hayâtını ibâdet içinde, dînî eserler ve Kur’ân-ı
kerîm okuyarak geçirirdi. Saltanatta gözü olmadığı
için her iki hal’inde de en küçük bir memnûniyetsizlik
göstermemiş, tahttan sevinçle inmiştir.
20 Ocak 1639 günü Topkapı Sarayında vefât
eden Sultan Mustafa Han, Ayasofya Câmii karşısındaki
türbesinde medfundu