MUSTAFA SUBHİ;
Türkiye Komünist Partisi (TKP) nin kurucusu ve ilk genel başkanı. 1883 senesinde Giresun’da doğdu. İlk öğrenimini Kudüs ve Şam’da, ortaöğrenimini Erzurum’da gördü. İstanbul Hukuk Mektebini bitirdikten sonra Fransa’ya gitti. Paris’te Siyasal Bilgiler Yüksek Okulunda toplumbilim ve ekonomi öğrenimi gördü. İstanbul’a döndükten sonra gazetecilik ve öğretmenlik yaptı. Önce İttihat ve Terakkiye girdi. Sonra, baskıcı tutumu yüzünden İttihât ve Terakki’ye muhâlefet etti. Ahmed Ferid (Tek) ve Yusuf Akçura’nın kurdukları Millî Meşrûtiyet Fırkasına girdi. Fırkanın yayın organı olan İfham Gazetesi’nde yazı yazdı ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Mahmûd Şevket Paşanın suikast neticesinde öldürülmesinden sonra Sinop’a sürüldü. 1914’te birkaç arkadaşıyla birlikte Rusya’ya kaçtı. Siyâsî mültecî olarak bulunduğu Bakü’de Birinci Dünyâ Savaşma karşı çıkan yazılar yazdığı için, Çarlık idâresi tarafından Kaluga’daki esir kampına gönderildi, arkasından da Urallar’a sürüldü. Orada fikirlerini benimsediği Bolşevikler (Komünistler)le işbirliği yaptı. Ekim 1917 Bolşevik ihtilâlinden sonra Moskova’ya gitti. Tatar-Başkırt devrimcileriyle birlikte Yeni Dünya Gazetesi’ni çıkardı. Milliyetler Komiserliğine bağlı olarak kurulan Doğu Halkları Merkezi Bürosunun Türk Seksiyonu başkanlığını yaptı. Kırım’da, Türkistan’da, İdil-Ural bölgesinde, Odessa’da ve Azerbaycan’da komünizmin yayılması için teşkilatçılık faâliyetle- rini yürüttü. Azerbaycan’ın Sovyetleştirilmesinden sonra Bakü’ye taşındı. Eylül 1920’de Üçüncü En- temasyonal’in Bakü’de düzenlediği Birinci Doğu Halkları Kurultayına katıldı. Burada yaptığı konuşmada; “Ayasofya Kubbesinde yükselen hilâlin bir gün yerinden koparılacağı ve orada bir daha hiç değişmemek üzere Kızıl Yıldızın parlayacağına dâir sözleri Rusya’daki Müslümanların infi- âline sebep olmuştur.
10 Eylül 1920’de Bakü’de toplanan Türkiye Komünist Partisi (TKP) Birinci Kongresinde, sosyalistlerin birliğini sağlamaya yönelik faâliyet- lerde bulundu. İstanbul’dan ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden gelen delegelerin de katıldığı kongrede TKP’nin başkanlığına seçildi. Mustafa Kemâl Paşa ile bir müddet mektuplaştı. 1920 yılı sonlarında, Türkiye Komünist Partisinin Anadolu’daki teşkilâtlanma çalışmalarını yürütmek için Ankara’ya gitmek üzere Bakü’den ayrıldı. 28 Aralık 1920’de Kars’a geldi. Ankara’ya giderek Mustafa Kemal’le görüşmek istiyordu. Kars’tan Erzurum’a doğru yola çıkan Mustafa Subhi ve arkadaşları komünizme karşı olan Müslüman-Türk halkının protesto gösterileriyle karşılaştı. Erzurum’a giremeyen Mustafa Subhi ve arkadaşları Trabzon’a geçtiler. Gittikleri yerlerde muhâlefetle karşılaştıkları için motorla Batum’a oradan da Bakü’ye dönmek üzere Karadeniz’e açıldılar. Başka bir motorla arkalarından yetişen kayıkçılar kahyâsı Yahya’nın adamları tarafından 28/29 Ocak 1921’de on dört arkadaşıyla birlikte öldürülerek denize atıldı.