Nasreddin Hocanın türbesine ziyarete gelen daima gülümseyerek ayrılacaktır
Nasreddin Hoca, Akşehir dışında, üzerinde bir kubbe bulunan, dört tarafı parmaklıklı türbesinde medfundur.
Gece yarısı göç boruları çalınıp bütün ağırlıklar giderken hakir de hizmetçilerimi gönderdim. Bir kölemle gece yarısı şehirden dışarı çıktım.
“Her kim Hoca Nasreddin’i ziyaret ederse latifelerinden bazı şeyleri hatıra gelip elbette güler.” diye hatırıma geldi.
“Ayâ gerçek mi?” diye anayolun sol tarafında mezarlığa sapıp doğru mübarek kabrine at ile varınca bir kere:
- Esselâmü aleyküm ey kabir ehli! dedim.
Hemen Hoca Nasreddin Türbesi içinden:
- Ve aleykümselam ey himmetli can, diye ses geldi.
Altımdan atım “foh” diye ürktü, iki ayak üzere kalkıp fırlayarak mezarlık içinde şahlandı. Güç ile zaptederken onun bir ayağı bir kabre girdi. Hakîr az kalıp kabir azabı çeke yazdım. Hemen yine Hoca Türbesi’nden:
- Ağa sadakanızı verin de güle güle gidin, beri gelin beri, diye haykırdı.
Meğer türbedar imiş. / ,.
- Bre herif ben kabir ehline selâm verdim. Sen dünya ehli iken niçin selâm aldın, diye birkaç akçe sadaka verip:
- Var yardımcın Allah ola! diye dua etti.
Bazan bunu hatırlar da gülerim.
Kaynaklar: Evliya Çelebi, Seyahatname (III. Ve IV. Cilt), İndeksli Tıpkıbasım, 2. Cilt, (Yay. Haz. Seyit Ali Kahraman), Ankara 2013, s. 9a, TTK; Evliya Çelebi b. Derviş Mehemmed Zıllî, Evliya Çelebi Seyahatnamesi – Topkapı Sarayı Bağdat 305 Yazmasının Transkripsiyonu – Dizini, (Haz. Seyit Ali Kahraman-Yücel Dağlı) C. 3, İstanbul 1999, YKY, s. 14, YKY-, Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnamesi: Konya – Kayseri – Antakya – Şam – Urfa – Maraş – Sivas – Gazze – Sofya – Edirne, (Haz. Seyit Ali Kahraman-Yücel Dağlı) 3. Cilt – 1. Kitap, İstanbul 2010, s. 18-19, YKY