ÖRLIKON

ÖRLIKON, İsviçre’de (Zürich kantonu) eski komün (bugün Zürich’e bağlıdır), Ren’-ın kolu olan Glatt ırmağı yakınında, önemli elektrikli cihaz, makine ve silâh fabrikaları. Dokuma sanayii. Uçak yapımı. (L) ÖRME i. (örmek’ten ör-me). örmek eylemi. ¡1 Sıf. örülerek yapılmış olan: Bol, duz, beli örme kuşaklı allı bir entari giymiş, elleri iri, büyük ayaklan çoraplı idi (Ahmed Rasim), Koynundan yıpranmış örme bir kese çıkardı, parmaklan titreye litreye altınları içine koydu (H.E. Adıvar). [Mj
ÖRMEK geçi. f. (esk. türk. k.). İp, yün, tel, hasır v.b. şeyleri tezgâhta veya elde özel iğneler yardımıyle birbirine dolayarak işlemek: Ev sahibinin karısı hemen her gun yun örgüler Örer (Orhan Kemal). Evlerin önünde, ne bir çocuğa, ne bir kıza, ne de çorap ören bir ihtiyara rastladım (S. r. Abasıyanık). || [Saç, kuyruk, yele v.b. için] Tellerini birkaç kısma ayırıp birbirine geçirmek: Kör Şaban atın uzun kuyruğunu örüp toplamış, başlığındaki gümüşleri iyice parlatmıştı (Kemal Tahir). || Kumasın delinmiş kısmını aslına benzeterek ipliklerle besleyip kapatmak. || Duvar yapmak veya duvarın yıkık yerini onarmak: İşçiler tir tir titreyerek duvarlarını ördüler (F. R. A-tay. [| Halk dili. Yapmak, uğraşmak.
— DEY. Başına çorap örmek. Bk. BAg.
♦ öldürmek ettrg. f. Örmek işini yaptırmak. (M)
örme sülün, İstanbul’da Sultanahmet meydanında sütun. Bizans imparatoru Kons-tantınos VII Porphyrogenetos (905-959) tarafından yaptırıldı. 25 m yüksekliğinde ve üstü kabartmalı pirinç levhalarla kaplıydı. Kabartmalarda Konstantinos VII Porphy-rogenetos’un babası Basileios I’in (812-886) zaferleri gösterilmiştir. İstanbul’da kurulan Latin imparatorluğu (1204-1261) sırasında bu levhalar ve sütunun tepesindeki tunç küre para basmak amacıyle eritildi. (M)
ÜKNEfc.N zf. (ürnei’ten örnek-i-n > ör-neğ-i-n). Yeni. Söz gelişi, örnek olarak. Eşanl. MESELÂ.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*