Osmanlı’da Düğün İsrafına Yasak Getirilmesi

“NİKAHTA KERAMET VARDIR” DİYEREK YOLA ÇIKAN HER ANA-BABA ELBETTE ÇOCUKLARININ DÜĞÜNÜNÜ EN GÜZEL ŞEKİLDE YAPMAK İSTER. AMA YA ŞARTLAR MÜSAİT DEĞİLSE VE BAZI MASRAFLAR SIRF “ÂDETTİR” DİYE YAPILIYORSA?.. İŞTE, ÇEŞME’YE AİT BİR ŞER’İYYE SİCİLİ’NDE BU YARAYA PARMAK BASILMIŞ VE DÜĞÜNLERDE İSRAF YAPILMAMASI İÇİN BAZI DÜZENLEMELERE GİDİLMİŞ, YASAKLAR GETİRİLMİŞ…

Osmanlı Devleti’nde üretimin devamlılığını sağlamak mühim meselelerdendi. Bu sebeple yerleşim mahalleri desteklenmiş, icabında iskân zorunlu tutulmuştu. Ekilebilir arazilerin boş bırakılmaması için tedbirler alınmış ve bunların kayıtları mükemmel bir şekilde tutulmuştu. Bütün bunlar için nüfus artışının ehemmiyeti tabi ki tartışılmazdır. Bu artışın devamlılığının sağlanması düşüncesinde ise, dönemin şartları olan savaş, kıtlık ve salgın hastalıklar gibi unsurların rolü büyüktür. Fakat diğer taraftan artan nüfusun aynı ^ zamanda vasıflı da olması gerekmektedir.

Nüfus kalitesinin belirlendiği unsurların başında gelen aile, kültürün ve değerlerin ilk kez oluşmaya başladığı ve gelecek nesillere aktarıldığı, toplumun en temel yapıtaşıdır.

Aile tabiatıyla evlilik ile kurulur. Evlilikte de bölgelere ve yörelere göre değişen âdetler vardır. Bunlar yazımızın konusu olmamakla beraber birazdan vereceğimiz vesika, evliliğin ekonomik boyutuyla ilgili. Osmanlı sosyal tarihinin temel kaynaklarından olan şer’iye sicillerinden bir örnek var elimizde.

1

Evlilik Kolaylaştırılmalı

Düğün elbisesini giymiş bir Türk kadını

Düğün elbisesini giymiş bir Türk kadını

Toplumun varlığının devam etmesini sağlayan ailenin oluşmasında gelenek, örf, âdet, inanç ve değerler büyük önem taşır. Osmanlı ailesi de bulunduğu bölge ve yörenin değerleri doğrultusunda çeşitli âdet ve geleneklere sahiptir. Diğer taraftan, Osmanlı aile hukukunu İslâm aile hukukundan ayrı düşünmek mümkün değildir. Nikâh, mehir, nafaka, boşanma, miras vesair hükümler, İslâm hukukuna göre uygulanmaktadır. Makalemizin kaynağını teşkil eden 107 numaralı Çeşme Şer’iyye Sicili’nde de “insanlığın en önemli ihtiyaçlarından olan evliliğin kolaylaştırılması hakkında şeriatın hükümleri açıktır” denilerek öncelikle bu noktaya vurgu yapılmıştır.

Evliliğin dinî ciheti, evlilikte ve mehirde denklik, israf ve kötü âdetler gibi hususlara temas edilip evleneceklerin dört kısma ayrıldığını belirten ilannamenin giriş paragrafı şöyle:

“İnsanlığın en önemli ihtiyaçlarından olan evliliğin kolaylaştırılması hakkında şeriatın hükümleri açıktır. Buna göre birbirine denk olan iki taraf arasında belirli bir mehir tespit edilerek evlilik akdi yapılır. Bu mehrin bir kısmı sonradan verilen mehir (mihr-i müeccel) olup bir kısmı da peşin verilen mehir (mihr-i muaccel) ismiyle anılır. Peşin mehirin miktarının 10 dirhem gümüşe denk olması uygundur. Ancak son zamanlarda evlilik konusunda yeni âdetler icat olunup evlilik zorlaştırılmakta, israf artmakta, fakirlerin bir kısmı evlenememekte, evlenenler de birçok borcun altında ezilmektedir. Bu noktadan hareketle eyalet meclisinde yapılan müzakereler sonucunda, evleneceklerin dört sınıfa taksim edilmesi ve bu sınıfların kudretine göre yapılacak masraf ve alınacak eşyanın tespit edilmesi, ayrıca bazı kötü âdetlerin de yasaklanması gerekli görülmüş, bu hususlara uymayanlar hakkında cezai müeyyide uygulanacağı beyan olunmuştur.”

Benzer örnekler elbette başka şehirlerimiz için de vardır ama Çeşme’de düğünlerle ilgili yasaklar nişan yüzüklerinin kıymetinden bohçalara, düğünün kaç gün süreceğinden pişirilecek yemeklere ve gelinin süslenmesine kadar pek çok konuda düzenleme getiriyor. Yukarıda ahsettiğimiz üzere özü, evlenen ve evlendirenlerin maddî sıkıntıya düşmesini engellemek olan maddeler şunlar:

1. Kocaya varacak kız için erkekten ağırlık adıyla bir şey alınmayacak ve mübâreke ve yanık tabir edilen âdetler kalkacaktır. Damat adaylığı alâmeti olmak üzere gönderilecek nişan yüzükleri ise birinci saf için 1000, ikinci saf için 500, üçüncü saf için 300 kuruştan fazla olmayacaktır:

2. Düğünlerde ve diğer toplantılarda gerek davetli olan misafirler gerekse düğün sahipleri ve akrabaları tarafından az veya çok hediye verilmesi ve alınması katiyen yasaktır٠ Aynca nikâhtan sonra karı-kocanın akrabasına içeriden veya dışarıdan erkek veya kadın hiçbir kimseye bohça, çevre ve çamaşır hediye verilmeyecek, verenler cezalandırılacaktır.

3. Düğün için giden telciye hiçbir yerde bir şey verilmeyecektir.

4. Nikâh toplantılarında imam ve muhtardan başka hiç kimseye az veya çok vergi ve hediye verilmeyecektir.

5. Üst gelirlilere ait düğünlerin iki günden fazla olması yasak olacağından, merasimlerin iki günden fazla sürmemesine dikkat edilecek ve alt gelir sınıfı hiçbir şekilde düğün yapma külfetine mecbur edilmeyecektir. Büyük düğünlerde çorba ve
pilavdan başka altı türlüden fazla yemek yapılmayıp, düğünlerde pilav, zerde, çorba ve etten başka şey olmayacaktır.

6. Gelinlerin gittiği hamamcıya ve diğer hizmetlilere hamam ücretinden başka
verilmeyecektir.

7. Gelinin süslenmesine ait olan kına, boya ve benzeri şeyler koca tarafından gönderilmeyecektir.

8. Düğün sahibi ne kadar zengin olursa olsun; sırmalı şilte, sırmalı yorgan, yastık ve ipek döşek yapmak, askı adıyla gelin odasına çamaşır ve çevre gibi şeyler sermek, çeyiz asmak, düğün bittikten sonra

Düğünde Kim, Ne Alacak?

ilannamenin sonunda yer alan maddelerde insanlar, mal varlığına göre dört sınıfa ayrılıyor ve yapacakları düğün ve çeyiz kocamalarına bazı sınırlamalar getiriliyor:
1. Diğerlerine nisbetle servetleri daha yüksek olan birinci derecedeki zenginlerin düğünlerinde belirlenecek mihr-i müeccel
2. Mecidiye yüzlük altın kıymetini geçmeyecektir. Kocanın vereceği mihr-i muaccel eşya, sade kumaştan mamul bir kat elbise olacaktır. Eğer mihr-i müeccelden fazla bir şey verilecekse, sırmasız çuha veya damasko kumaşından bir oda döşemesi, üç kat yatak takımı, bir çuha ferace ve 250 dirhemi geçmemek üzere bir gümüş el aynası verilecektir. Gelin için pahası100 kuruşu geçmemek üzere bürümcek kumaşından duvak yaptırılacaktır.
Bu sınıf düğünlerinde kızlara babalan tarafından 500er kuruş kıymetinde iki kat elbise, bir hamam takımı, bir kahve takımı; koca için sırması çok hafif olmak üzere 6 kat çerde, uçkur, don ve gömlekten başka, güveyi elbisesi veya farklı bir isimle bir şey yapılmayacaktır.
Mutfak gereçleri olarak da 12 sahan, 5 tencere, 3 tepsisini,  güğüm,  bakraç, kazan, mangal, 1 hamam sofra takımı, 3 şamdan, 3-4 tabak,  leğen, 1 ibrik ve 3 sandık verilecektir.
2. İkinci derecedeki üst orta tabakanın evliliklerinde azamî mihr-i müeccel 5 Mecidiye yüzlük altındır. Koca tarafından, mihr-i muaccel kabul olunmak üzere ل takım canfes kumaşlı elbise, 2 kat yatak,
ل şellâki ferace, ] gümüş el aynası, ل oda takımı ve bürüncek duvak verilecektir. Kızın babası tarafından 300er kuruş değerinde 2 kat elbise, 1 hamam takımı, 1 kahve takımı; koca için sırması çok hafif olmak üzere 4 kat çerde, uçkur, don ve gömlek verilecektir. Mutfak gereçleri olarak ise 3 bardak, 2 şamdan, 1 leğen, 3 tencere, 2 tepsi, 8 sahan, 1 sini, 1 küçük mangal, 1 güğüm, I bakraç ve2 sandık verilecektir.

Saraybosna'da, 16. asırdan kalma bir Türk evinde bulunan gelin odası

Saraybosna’da, 16. asırdan kalma bir Türk evinde bulunan gelin odası

3. Orta sınıf denilen tabakadakilerin evliliğinde azamî mihr-i müeccel 3 adet Mecidiye yüzlük altınıdır. Koca tarafından mihr-i muaccel olarak 1 takım çitari veya emsali kumaştan yapılmış bir kat elbise, 1 kat basma yatak, 1 oda döşemesi, bürüncek duvak, 1 ferace ve 1 el aynası verilecektir: Kızın babası tarafından dahi 1 kat elbise, 1 hamam takımı, 1 kahve takımı; koca için çerde, uçkur, don ve gömlek verilecektir. Mutfak için 1 küçük bakraç, şamdan, 2 bardak, 1 sandık verilecektir.
Yoksul sınıflar için yapılacak evliliklerde mihr-i müeccel 100 kuruştur. Mihr-i muaccel olarak 1 takım basma elbise, 1 kat basma yatak, 1 ferace, 1 el aynası verilecektir. Kızın babası tarafından koca için kancası hafif olmak üzere 1 kat çerde, uçkur, don, gömlek verilecektir.
Güçleri buna da yetmeyen yoksullar için ise hiçbir maddi külfet ileri sürülmeyecek, imam ve muhtar tarafından dahi hediye veya akçe talep edilmeyecek, mahalle veya köyü tarafından yardım edilerek evliliğin yapılm

OsmanlI'nın son devirlerinde Eminönü - Sultanhamam'da çeyiz takımları satan Ahmed Farukî isimli dükkanın devrin gazetelerine verdiği reklam

OsmanlI’nın son devirlerinde Eminönü – Sultanhamam’da çeyiz takımları satan Ahmed Farukî isimli dükkanın devrin gazetelerine verdiği reklam

ası sağlanacaktır. Bunda da mihr-i müeccel 51 kuruşu geçmeyecektir.

1866 tarihli ilanın sonuç kısmında, bu hükümlere uymayanların cezalandırılacağı hatırlatılarak evliliğin teşvik edilip nüfusun çoğalması, genç kızların en geç 18 yaşında muhakkak evlendirilmiş olması, fakirlere evlilik konusunda köy ve mahalle halkının yardım etmesi istenmiş, böylelikle herkesin gücü ölçüsünde harcama yapması sağlanmaya çalışılmıştır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*