ÖSTROJEN
ÖSTROJEN sıf. ve. i. (fr, oestrogine). Fizyol. Dişide östnıs’a sebep olan. ¡| öst-roten hormonlar, böyle bir nitelik taşıyan hormonlar grubu.
Kadın-doğum, östrojen kullanma katsayısı, gebelik sırasında salgılanan östrojen-lerden östron-östradiol kısmının östriol kısmına oram. (Bu oran 100 ile çarpılır, böy-lece kolay okunabilir tam bir sayı elde edilir.)
ansikl. Tabiî östrojen hormonlar, yumurtalıklar, etene, böbreküstü bezleri, er-bezleri tarafından salgılanan sterollerdir kl bun,ar sırf dişilere has maddeler değildir, erkeğin sidiğinde de bulunur). Fo-lıkülin ile östradiol (di-hidto folikülin) bu salgıların en bol olanıdır; organizma bun-
— Kadın-doğum. östrojen kullanma katsa-yısı nın incelenmesi, düşük tehlikesi gösteren gebeliklerde dölütün yaşayıp yaşamayacağı hakkında bir görüşe varmak imkâ-mm verir, östron-östradiol-östriol toplamı yanı ostrojenlerin tümü, etenenin tam çalışıp çalışmadığını ölçmeğe yarar; bu maddelerin içinde ostriol kısmı ne kadar fazlaysa, yumurtanın canlılığı 0 kadar iyi demektir Gebe kadına östrojen verildiğinde ı»rlcnn Sldik,elci melabolitlerinin en buytik kısmına östriol bölümünde rastlanır; çocuk ölürse veya ölmek üzerevse östrol-östradioi bölümü artar ve ösSst-’ radıo 1ün östriola oranı yükselir. Bu sebeple Pıgeaud şu düşünceyi ileri sürmüş-tur, bu oran, etene tarafından sentezi yapılan maddelerin dölüt tarafından kullanıldığını veya hiç değilse dölütün canlılığına bağlı esaslı bir metabolizma evresini gösterir. Şu halde, sonucu tahmin etme bakımından bu katsayıyı incelemenin önemi meydandadır: katsayı ne kadar düşük olursa, yani östriol diğer iki katabolıte göte ne kadar çoksa, dölütün yaşama şansı ° ¿»İV Gebelik toksemisinde,
gebelikle birlikte olan diyabette, gebeliğin uzadığı vakalarda ve doğumdan önce dölütün durgunluk halinde bulunduğunun meydana çıkarılması gerektiği bütün vaka-J ,■. katsayının incelenmesi faydalıdır. (1^)
l (esk. türk. ötmek, geçmek’ten öı-r\ Daha uzak, daha ileride olan yer: Yolcu salonunun önünden öteye, ta büyük tiyatroya kadar yürümeğe imkân yoklu (S. Ko-kVOdt ‘ rf“ “i. Şfkir’in gözü birdenbire
AH’ J» İ’” ad,m öude otuIa>’
A iı ye ¡lifti (Sabahattin Aİi). [Zt. beri i
|| Bir şeyin arkasından gelen kısım: ötesim pek hatırlamıyorum. Tek bildiğim kulumdaki sızı (R.H. Karay). Maceranın bu„
Tua A,?’ ben\m }adar Sfn de biliyorsun (H.R. Gürpınar). [| öbür taraf: ötede ne var ne yok belli değil / Kimse bilmiyor nedir karşı kıyı (C.S. Tarancı). Makedonya “‘”t. Vı5 Arnaiutluğun ötesinde Bosna-Hersek kıtası da pembe renge boyanarak imparatorluğun sınırı Sava’ya, Dalmacya’-ya kadar uzatılırdı (Ş.S. Aydemir). ¡| Daha ileride, gelecekte bulunan zaman: Hitler beş yıl ötesini görseydi … Enver, Alman ordularının Marne’de takılıp kalmasının ne m 2* anlasaydı … (F.R. Atay)
|| Sıf. Bulunan yere göre karşı tarafta olan: İd muvaffak olmuştum
(R. N. Güntekin). || Daha fazla, çok; Güzeldi. Güzelden öte bir şey (Y.Z. Ortaç). I! öte gün. Halk dili. Yakın geçmişteki herhangi bir gün.
ÖSTROMANI i. (fr. oestromanie). Patol sebepleri ne olursa olsun, erkek ve kadında aşın cinsel uyarılganlık belirtilerinin tümü. (ostromaninin iki şekli vardır: erkekte olursa satlryazis, kadında olursa nem-fomani denir.) fL] ÖSTRON i. (fr. oestrone). FolikUlin’in milletlerarası kimyasal adı. (Bütün tabiî östrojenler Östrondan türer.) [L] öŞtNIT i. (fr, oeschynite). Miner. İskandinavya ve A.B.D. de rastlanan tabiî tita-notantalat. (L)
ÖŞtT’LER. Bk, EUKHtTAl.