PEUGEOT
LUK tarafından Türkiye’ye getirilen Peugeot, epeyce uzun bir süreden sonra yeniden fuara katıldı. En dikkat çekici modelleri Peugeot Django ile 3 tekerlekli skuterleri Metropolis 400’dü.
Peugeot standı fuarda biraz fazla köşede ve gizli kalmış olmasına rağmen, Metropolis o denli beğenildi ki, şimdilik 23 adet getirilen Fransız üretimi bu alet 19 tane sattı. Bu sayı oldukça büyük bir başarı. Pek çok motorcu “efenim, ben 3 tekerlekli sevmiyorum, tarzım değil” biçiminde eleştirse de, bu aletler gerçekten de motor gibi davranabilen enteresan şeyler. 10.900 euro etiketine rağmen fuarda 27.000tl kampanyalı fiyatla satıldı ve çok beğeni aldı. Türkiye’de Piaggio MP3’e oranla daha fazla beğenilmesinin bir kaç sebebi olabilir. Öncelikli olarak 27 bin TL’lik kampanya fiyatı oldukça iyiydi. Piaggio’nun liste fiyatı 10.900 euro idi ve sanırım bu uygulanıyordu. 27 bin lira hesaplarsak 9.700 euro civarına geliyor. Üstelik bu motor 400’lük ve 40 beygir güç üretirken, Piaggio 300’lük ve 22 beygir güç üretiyor. Bu bağlamda düşünüldüğünde Peugeot’nun fiyat/perfomans oranı yüksek gibi görünüyor. Bunlardan hariç bakacak olursak, Peugeot’nun dümdüz ayak basma yeri, motora “girip- çıkmayı” son derece basitleştiriyor. Piaggio’da ortada büyük bir tünel var, bu da inip binmeyi biraz zorlaştırıyor. Türkiye’de bu tarz motorlarla genellikle motosiklete çok hakim olmayıp motor kullanmak isteyen, ve bunlarla
daha zor düşüleceğini düşünen kullanıcılar ilgileniyor. Oysa ki aletler ağır ve son derece kolay sağa sola devrilebiliyorlar. Dolayısıyla ortadaki tünelin varlığı veya yokluğu da kullanım kolaylığı sağlıyor. Metropolis’in bir diğer avantajı da anahtarsız çalıştırma sistemi. Arabadan alışılagelmiş bir sistemi Ducati ne zamandır Multistrada’sına uyguluyor, Peugeot da bu şehiriçi aracına aynı sistemi koymuş. Anahtar cebinizde duruyor, 1,5 metre yarıçap içindeyse, motor düğmeler yardımıyla
çalıştırılıyor. MP3’e karşı bir dezavantajı var, o da ön tekerleklerin tek amortisörle bağlanmış olması. Piaggio’nun yatış açıları bağımsız süspansiyonu sayesinde biraz daha fazla. Bir de bunun sele altına ve arkasındaki kocaman kask bölmesine benim Shoei sığmadı, oysa MP3’ün bu sene bebek havuzu gibi kocaman hale getirilen sele altına yan konumda sığdı. Her ne olursa olsun, bravo Peugeot, sanıyorum pek yakında bir test aracı açılacak, hemen denemenizi öneririm.
Peugeot’nun dikkat çeken bir diğer motoru da Django 150 oldu. 2 senedir Eicma’da görüp görüp kıskançlık ve hasetle baktığımız bu motor, Peugeot’nun 1950’lerde ürettiği bir skuterin yeniden yorumlanması ile ortaya çıkmış. “Fransız Vespa’sı” diyebileceğimiz, Vespa’ya göre biraz daha uzun ve donanımlı olan bu alete yine hayran kaldık. Django bu yaz sonu Avrupa’da piyasaya çıktı, LUK da hemen getirmiş. 150cc’lik karbüratörlü ve hava soğutmalı motoru 11,5 beygir güç üretiyor ve motor bloğu SYM tarafından üretilmiş. Oldukça büyük sele altı küçük boyutlu bir tam kask veya 1 yarım kask ile eldivenlerinizi alabilecek boyutta. Göstergede dış ısı göstergesi, kilometre sayacından başka bir tripmetre ve saat dijital olarak gösterilmiş. Bundan başka 12 inçlik kocaman tekerlekleri, kombine frenleri motorun en büyük avantajlarından bir başkasını oluşturuyor. Fuar fiyatı olan 8.900 TL ile Vespa’nın en ucuz modeli Primavera’dan yaklaşık olarak 4 bin lira daha ucuz.