Bir gün, Peygamberimizin huzûruna, Yahudi âlimlerinden birisi geldi ve : «Yâ Muhammed! Biz, kitaplarımızda Allâhın şöyle vasıflandığını biliyoruz:
Allâh, Gökleri bir parmağında, yer tabakalarını bir parmağında,
Şâir mahlûkatı da, beşinci bir parmağında tutarak : (Hükümdar, Ben’im! Hükümdar, Ben’im!) der.» deyince, Peygamberimiz, azı dişleri görününceye kadar, güldü. Sonra da;
«Onlar, Allâh’m yüceliğini hakkıyle takdir edemediler. Kıyâmet günü, bütün yer yüzü Onun kudret avucundadır.
Gökler de, O’nun sağ eliyle dürülmüştür.
O, şerik koştukları şeyinden çok uzak, çok yücedir! (ZUmer: 87)»
meâlli âyeti okudu (1).
Peygamberimiz, bu hususu, ayrıca şöyle açıkladı:
«Allâh, Kıyâmet günü, bütün yer tabakalarım kudret avucuna alır.
Gökleri de, sağ avucuna dürüp bükerek Mahşer halkına (Hükümdar, Ben’im Ben!
Yer yüzünün hükümdârlan nerede, cebbarlan nerede, mütekebbirie-ri nerede kaldılar?) buyurur!» (2)
■
(1) Ahmed b. Hanbel – Müsned, 2267, 3590, 4087’nei Hadîsler, Buhârî – Sahih, c. 6, s. 33, Müslim – Sahih, c. 8, s. 125,126, Tirmizî – Sünen, c. 5, 3.49.
(2) Buhârî – Sahih, c. 6, s. 33, Müslim – Sahih, c. 8, s. 125,126.