Kısa anlamlı hikaye

PEYGAMBERLER SADECE ÂHÎRET REHBERİ DEĞİLDİR!

Dört sual ihtiva eden mektubunuzu okuduktan sonra şu hususları dikkatinize arzetmekte fay da mülâhaza ettim: Bu dünyayı halkeden ve içini de bizim gibi şuur sahibi insanlarla dolduran Allahü Azimüşşan, acaba yarattığı bu insanları başı boş mu bırakmış, yoksa bunlara bir lider ve rehber de göndermiş midir? — Elbette göndermiştir! — Kimdir bu liderler? — Peygamberler! — Evet, peygamberler insanların yegâne liderleri, rehberleri ve tek önderleridirler. — Ama peygamberler âhiret işleri için lider olabilirler, dünya işleri için peygamberlerin lider ve rehber olduğu pek söylenmemektedir. — Hayır! Peygamberler nasıl âhiret işleri için tek rehber ve liderimizseler, dünya işleri için de aynı şekil’ de tek rehber ve nümûnelerimizdirler. Onların göster dikleri mucizeler, bizlere hem dünya hem de âhiret lider leri olduklarmı ve bu iki cephelerini ihtar eder. — îyi ama, mucizeler sadece peygamberliğin isbatı içindir; başka bir mânâsı var mıdır? — Elbette vardır. Mucizelerin sadece risaletin isbatı için gösterildiğini, başka maksadının bulunmadığını zannetmek hatalıdır. Peygamberlerin elinde zuhur eden mucizelerde iki gaye takip edilmiştir: 1 — Nübüvvetin tasdikine vasıta olması. 2 — Maddi terakkinin örneklerini vermesi, insanları bu mucizelerin benzerini yapmaya teşvik etmesidir. Kur’an-ı Kerim’in bir çok sûre ve âyetlerinde uzun uzadıya bahsedilen peygamberlerin mucizeleri, idrak üstü gibi görünen kıssa ve hikâyeleri, hep insanları o noktalarda ikaz ve irşad içindir. Bu mucize ve kıssalardp. bildirilen hâdise ve vak’alann benzerlerini yapmaya! teşvik ve talim içindirBaşka bir tabirle, manevi terakki ve yükselmeler nasıl peygamberler vasıtasıyla ise, mâddi terakki ve yükselmeler de yine peygamberler ve nebiler vasıtasıyladır. V ) vBu sözlerimiz sırf zamanın icabına göre söylenmiş indi ifadeler değillerdir- İşte Kur’an-ı’ Kerim Ve âyetleri meydandadır!.. 1 — (Sebe’ süresi) âyet 12 de: Süleyman Aleyhisselamm havada iki aylık mesafeyi bir günde uçup gitti­ ği bildirilirken, bizlere de ihtar ediyor ki, beşer için yol / agıktır, gayret ederse havada iki aylık mesafeyi, bir gün de kat edip, uçabilir!. 2 — (Bakara suresi) âyet 60 da: Musa Aleyhisselâmm, asasıyla taşa vurması neticesinde 12 çeşme halinde su akıtmış olması, işaret ediyor ki, âsâ gibi bir âletle yer altındaki . sert cisimleri delip, yer altı mâdenlerini, petrol ve. sulanijı keşfetmek mümkündür. İşte bur • bugünkü santrifüj ve benzeri icatlara işarettir. 3 — (Ali îmran suresi) ,âyet 49 da ise’: İşa Aleyhisselâmm bütün derdlere deva bulduğu, hatta. Allahın izniyle ölüleri bile dirilttiği haber verilirken, şöyle bir işaret ve ikâz hissediyoruz k i: «— Ey musibetzede Beni Âdem.! lyteyus olmayınız. Her derd -ne’ olursa olsun- dermanı mümkündür. Arayınız bulunul! H atta ölüme de muvakkat bir hayat rengi vermek mümkündür, ölmüş kâlbler hidayet nuruyla nasıl diriliyorsa, bölmüş gibi hastalar dahi o peygamberin nefesiyle hayat bulup dirilmiştir. Sız de çâresini arar, o peygamberleri taklit ederseniz,, arar, devasını bulursu-, tıuz!.-» demektir. Âyet meallerim vererek, misalleri çoğaltmak mümkündür., Meselâ, gemicilerin piri Nuh Aleyhisselâm, saatçıların piri Yusuf Aleyhisselâm, terzilerin Piri İdris Aleyhisselâm!.. İşte bunlara benzer bütün san’atlarm ilkini ve en nihâî mertebelerini peygamberler mucize yoluyla insanlara göstermiş ve bizleri o noktalara doğru araştırma yapmaya teşvik etmiştir. Demek ki, din birçok şeyleri içine alan büyük bir mü’esşesedir ki, bugünkü ümî buluşların da çekirdeğini ya işaret, ya remz veya ima yoluyla ihtiva etmektedir. Müsbet ilmi kabul edip, dini inkâr edenler, yavrusuna inanıp anasını inkâr edenlerden farksız bir mantıksızlıkta bulunmuş olurlar- Kur’anı Kerimde her şey vardır. Ancak hepsini de herkes göremez. Gördüklerimiz bize kâfi gelmekte, bugünkü buluşların hepsinin nüvesini, çekirdeğini Kur’an-ı Kerîmin ihtiva ettiğine inanmaktayız. Eğer Kur’anî ilim veren müesseseler İslah edilerek hizmette devam ettirilmiş olsalardı, Müslümanların İslâ­ mî şuurları tam ‘olarak inkişaf edecek, bu yüzden ufku genişleyen Müslümanlar, (’gemicilikte, saatçilikte, terzilikte, santrifüjle petrol ve yer altı madenleri aramakta, uçak fabrikalarında…) çalışırlarken, sadece, «ekmek pa” rası için uğraşıyorum» demiyecek, birer peygamber mesleğinde çalışıyorum inâncı içinde -gayrete gelecekler, isteksizlik yerine aşkla, şevkle, ibadet hissiyle çalışacaklardı. Bu da herhalde randımanı artıracak, ilerlememize büyük ölçüde tesirli olacaktı- Geri kalmamızı isteyenler mani oldular.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir