PİYÂLE PAŞA; Osmanlı târihinin büyük denizcilerinden.
Doğum târihi kesin olmamakla birlikte,
1515 olarak tahmin edilmektedir. 1526 Mohaç
Seferi dönüşünde saray hizmetine alınarak
Enderunda yetiştirildi. Kapıcıbaşı ve Gelibolu
Sancakbeyliği vazifelerinde bulunduktan sonra
Bahriye Beylerbeyliğine yükseltilerek, kırk yaşlarında
Kaptân-ı deryâ oldu. Bu devirde donanmayı
hümâyûn ve Cezâyir donanması yılın on iki
ayında Akdeniz’de seyredip, kuş uçurtmuyordu.
Osmanlılar, Avrupa’da büyük devletler arasındakidengenin bozulmaması için, Fransa Kralı İkinci
Fransuva’nın annesinin yalvaran yardım taleplerini
karşılamak üzere, Piyâle Paşa kumandasında büyük
bir donanma gönderdi. Piyâle Paşa, 1555’te İstanbul’dan
hareket etti. Turgut Reis’in de katıldığı
donanma yardımda ve fetihlerde bulunarak, geri
döndü. 1556-1557 deniz mevsiminde tekrar Akdeniz’e
açılan Piyâle Paşa, bâzı limanları fethettikten
sonra İstanbul’a döndü.
1558 sefer mevsiminde Akdeniz’e açılan Piyâle
Paşaya Turgut Reis’in de katılmasıyla donanma-
yı hümâyun Balear Adalarının hemen hemen
her yerini Osmanlı hâkimiyetine aldı. Her
seferde olduğu gibi, bu seferde de İspanyol donanması,
donanma-yı hümâyûnun karşısına çıkmaya
cesâret edemedi.
İspanya Kralı İkinci Filip ve Papa’nın teşvikiyle
hazırlanan büyük armada Osmanlılar tarafından
üs olarak kullanılan Cerbe Kalesini 1560’ta
almıştı. Bunun üzerine Piyâle Paşa komutasında
hareket eden Osmanlı donanması, 9 Mayıs 1560
günü Cerbe’ye vardı. Turgut Reis’in muhârebenin
üçüncü günü yetişebildiği târihin en büyük deniz
savaşlarından biri olan Cerbe Muhârebesinde, Piyâle
Paşa, kâbiliyetli ve becerikli amiralleriyle
Haçlı armadasını iki-üç saat içinde perişan etti
(Bkz. Cerbe Muhârebesi). Cerbe Kalesi de alındıktan
sonra seferden dönen Piyâle Paşa, İstanbul’da
büyük bir merâsimle karşılandı. Donanmayı
hümâyûn, yanında vezirler ve elçilerle berâber
Alay Köşkü’nde bulunan Kânûnî Sultan Süleyman
Hanı bütün toplarını kuru sıkı ateşleyerek
selâmladı. Bu haşmetli manzara karşısında Kânûnî,
yanındakilere; “İşte insan bütün bunları görüp
gjurura kapılmamalı, her şeyin cenâb-ı Hakk’ın
müsâadesiyle olduğunu düşünüp, Allah’a şükürler
etmelidir.” diyerek duygularını dile getirdi. Bu
muhteşem sefer dönüşünde şehzâde Selim’in kızı
Gevher Han Sultanla evlenen Piyâle Paşa, Osmanlı
sarayına dâmât oldu.Her sene sefer mevsiminde bütün Akdeniz’i
dolaşan Piyâle Paşaya, Malta Seferine hazırlanması
görevi verildi. Büyük bir donanma ile Malta kuşatmasına
katılan Piyâle Paşa, mevsim şartlarının
bozulmasından dolayı ordunun İstanbul’a dönmesiyle
geri geldi. 1568 yılında on dört senedir vazifesini
şanla şerefle yürüttüğü Kaptân-ı deryâlıktan
Kubbe Vezirliğine getirildi. Böylece Osmanlı
târihinde vezirlik rütbesini alan ilk denizci
oldu. Kıbrıs Seferinde vezir olarak donanmaya
kumandanlık etti. Kıbrıs’ın çıkartma ve fethinde
büyük hizmetleri oldu. 1573 yılında son deniz seferine
çıkan Piyâle Paşa, İkinci Vezir olduktan
sonra, 21 Ocak 1578 yılında İstanbul’da vefât etti.
Kasımpaşa’daki kendi yaptırdığı câminin yanındaki
türbesine gömüldü.
Osmanlı târihinin en büyük amirâllerinden
olan Piyâle Paşa; İstanbul’da Eyüp, Kasımpaşa,
Mercan ve Üsküdar’da, ayrıca Sakız, Kilidül-Bahir’de
câmi ve başka hayır es
PİYÂLE PAŞA
22
Eki