a. (alm. Pfluglan). Toprağı sürmeye yarayan ve bir yanlı çalışarak toprağı bir yana atarak deviren tarım aleti. (Bk. ansikl. böl.) —Tarım mak. Pulluk arabası, bazı tip pulluklarda bulunan ve pulluk okuna desteklik ettiği gibi pulluğun dengesini de sağlayan iki tekerlekli, sürme derinliği ayarlı ve koşum bağlama düzenekli çekici ön bölüm. —ANSİKL. Tarihçe. Karasabandan türemiş olan pulluk, ondan ancak 3 000 yıl kadar sonra ortaya çıkmıştır. Karasaban, toprağı basit bir tırmık dişi gibi yırtarak işlediği halde, pulluk toprağı prizma biçiminde keserek döndürmek için tasarlanmıştır. Bu türlü çalışma her toprakta mümkün ve gerekli olmadığından, pulluğun yeryüzünde- ki yayılışı oldukça sınırlı kalmıştır. Öte yandan pulluğu elde etmek için eski karasabana yeni parçalar eklemek (keski, kulak), koşum ve ayar sistemlerini (pulluk arabası, regülatör) büyük ölçüde değiştirmek gerekmiştir. Daha pahalı ve yapımı daha güç olan yeni alet için daha fazla demir gereklidir. Çekiş çizgisi ile toprağı yırtma çizgisi üst üste çakışan karasabanın tersine pulluk tamamen bakışımsız çalışır. Karasabandan pulluğa geçiş yeryüzünün iki bölgesinde, Çin’de ve ‘Avrupa’da birbirinden bağımsız olarak gerçekleşmiştir. Bununla beraber Çin pulluğu karasabandan pek farklı değildir. Su altındaki pirinç tarlalarını işlemek için pulluğun keskisi ve pulluk arabası yoktur. Bir tek tutağı vardır. Uçdemiri ve kulak bir bütün halinde dökme demirdendir. (Bilindiği gibi Çin’de demirciler fontu Avrupalı- lar’dan yaklaşık bin yıl önce tanımışlardır.) Batı’da pulluk, büyük bir olasılıkla çağımızın başında Alp dağlarıyla Tuna nehri arasındaki bir yerde gelişmiştir. Pulluk arabasındaki tekerlekler ile keskiden, bildiğimiz kadarıyla, ilk kez Yaşlı Plinius’un His- toria rıaturalis (Doğa bilimleri) adlı kitabında (İS I. yy.) söz edilmektedir. Fakat o zamanlar, belki de keski, ayrı bir parça olan keskiliğin üzerine bağlanıyordu. Keskilik, İspanya ve Portekiz’in kuzeyinde, merkezi Alpler’de, İskoçya’da, İskandinavya’da ve Doğu Avrupa’nın bazı bölgelerinde geçen yüzyıla kadar kullanılagelmiştir. Keski ve pulluk arabası, herhalde, çimle kaplı ham toprağın sürülmesindeki güçlükleri yenmeye yarıyordu. Pulluğun Ortaçağ’ın başından beri Galiçya ve Iskoçya’dan Ermenistan’a ve Urallar’a kadar uzanan bölgede bilinmesine karşılık Avrupa’nın Akdeniz iklimli bölgelerinde görünmemesini açıklayan en iyi varsayım bu olsa gerektir. Avrupa’da kullanılan geleneksel pulluk tipleri çok değişik olmakla beraber, bölgesel üç ana gruba ayrılabilir: 1. Bre- tagne’dan Urallar’a kadar Orta Avrupa’da kullanılan arabalı ve iki tutaklı pulluklar; 2. Kuzey denizi kıyısındaki ülkelerde kullanılan iki tutaklı (Büyük Britanya) ya da tek tutaklı (Flandre, Hollanda, Norveç…) ara- basız pulluklar; 3. Finlandiya’da, Baltık ülkelerinde ve Rusya’da (rusça soha adı verilen) çok özel tipteki arabasız pulluklar. XVIII. yy.’dan itibaren çok sayıda araştırıcı, geleneksel pullukları geliştirmek için çaba harcamış ve o zamanlarda öteki pulluklardan üstün oldukları sanılan flaman pulluklarından esinlenmişlerdir. İngiltere’ de Joseph Foljambe (Rotherham pulluğu adı verilen geliştirilmiş pulluk için alınan ilk patent 1730), İskoçya’da James Small (seri halinde imal edilen ilk pulluk, yaklaşık 1765), Amerika Birleşik Devletleri’nde Thomas Jefferson (kulakların geometrik yapım yöntemi, 1790’a doğr.), Almanya’ da Albrecht Thaer (1800-1810’a doğr.), Fransa’da Mathieu de Dombasle (1821) ve Amerika Birleşik Devletleri’nde John Deere (1837) bunların başlıcalarıdır. XVIII. yy.’daki Flaman pulluklarının üstünlükleri bunların toprağı yırtıp deviren parçalarının biçimlerinden kaynaklanmaktadır. Öteki geleneksel modellerde yatay bir bıçak biçimindeki uçdemiri, çoğunlukla dikey düz bir levhadan oluşan kulakla bir açı yapar. Bu pullukların birkaç yıl otla kaplı kalmış ağır toprakları işlerken büyük bir dirençle karşılaşmasının nedeni budur. Bu yüzden çıvgar halinde 3 ila 8 çift hayvanın koşulması nadir değildir. O zaman, haliyle pulluk yöneticisinden başka, hayvanları yönetmek üzere 2 ya da 3 kişi daha gerekir. Demek ki, XVIII. yy.’dan belki de daha önceden başlayarak flaman pulluklarında açısız ve kesintisiz, tek bir eğri yüzey halinde bir uç demiri-kulak takımı vardı. Bu da çekişe karşı direncin çok azalmasını ve pulluğun tek atla çekilmesini sağlıyordu. Bununla beraber, bu biçimde tasarlanan pullukların yapımı ve bakımı demircilerin çoğunun çözemeyeceği’sorunlar yaratıyordu. Bu engel ancak seri halinde pulluk üretimiyle ortadan kalkmıştır.
PULLUK
17
May