Ramazan-ı Şerifte Hizmete Giden Talebeler
Osmanlı devrinde medreselerde okuyan talebeler üç aylarda muhtelif yerlere dağılırlar, gittikleri yerlerde vaaz verirler, Kur’ân-ı Kerîm okur, namazları kıldırır ve bayramdan sonra da medreselerine geri gelirlerdi…
Osmanlılar devrinde medreselerde okuyan talebeler her sene ‘şühür-ı selâse’ de denilen üç aylarda (Receb-i Şerif, Şaban-ı Şerif, Ramazan-ı Şerif) medreselerdeki dersleri tatil ederek muhtelif mahallere dağılırlar, gittikleri yerlerde vaaz ve nasihatlerde bulunurlar, Kur’ân-ı Kerîm okur, namazları kıldırır ve bayramdan sonra da medreselerine geri gelirlerdi. Halk, yaptıkları bu hizmete karşı onlara harçlık, yiyecek ve giyecek verir; onlar da bu yardımlarla ihtiyaçlarını giderirlerdi. “Cerre çıkmak” denilen bu sistemin hem talebenin yetişmesine, hem de yaygın eğitimin gerçekleşmesine büyük yardımları olmuştur. Birçok müderris bu sistem sayesinde derslerini açık sahada yapma imkânına kavuşuyor, talebeler de öğrendiklerini tatbik imkânı elde ediyorlardı. Böylece vazifeye başlamadan yıllar önce halkla kaynaşıyorlar ve icazet aldıktan sonra da toplum bünyesinde kolaylıkla kabul görüyorlardı. Osmanlı padişahları idarecilerden üç aylarda taşraya çıkan bütün medrese talebelerinin iskeleler veya istasyonlarda devlet memurlarınca karşılanmasını, bir mekâna yerleştirilerek temel ihtiyaçlarının görülmesini, akabinde Ramazan-ı Şerif’te vaaz ve sohbet edebilmeleri için kendilerine münasip bir mahal bulunmasını istemiştir.
Bu ay yayınladığımız vesikada; medrese talebelerinin cerr için gidecekleri yerlerin bizzat Meşihat tarafından belirlendiğini, bunların bir listesi saraya da sunulduğunu görüyoruz
Vesikanın sadeleştirmesi:
İstanbul’da medreselerde bulunan talebelerin sayılarını ve açıklamalarını gösteren bir adet defterin acilen hazırlanarak takdim edilmesi hakkında çıkan padişah iradesi üzerine gerekenin süratle yapılması hakkında ilgili memurlara tebligatta bulunulduğu, geçen gün makamınıza yazı ile bildirilmişti. Bahsi geçen medreselerin müderrislerinden ard arda gelen defterler, Ders Vekâleti makamınca incelemiştir. Buna göre, medreselerde toplam 7.157 talebe kayıtlı olup bunlardan 4.526’sı üç aylar münasebetiyle şehir dışına gitmek üzre tezkire almıştır. 1521 talebe de gitmek için hazırlanmıştır. Geri kalan 1110 talebenin ise Ramazan-ı Şerîf’i İstanbul’da geçirecekleri anlaşılmış olmakla, bahsi geçen defterlerin tebyiz edilen nüshaları padişaha arz edilmek üzere ekte gönderilmiştir. Gereğinin yapılması, yüksek iradelerinize bağlıdır efendim.
27 Receb 1303 / 1 Mayıs 1886 Şeyhülislam Ahmed Esad
Transkripisiyon:
Bâb-ı Fetvâ Dâire-i Meşîhat-ı İslâmiye Husûsiye
Dersaâdet’deki medâris-i İlmiyede bulunan talebenin mikdârım mübeyyin ve muvazzıh bir kıt‘a defterin âcilen tanzim ve takdimi hakkında sâniha-pirâ-yı sudûr olan irâde-i seniyye-i hazret-i pâdişâhî mantûk’i münîfi üzere iktizâ-yı keyfiyetin müsâra‘aten icrâsı zımnında me’mûrîn-i âidesine teblîgât’i kat‘iyye îfâ olunduğu geçen gün savb-ı devletlerine izbâr kılmmışidi. Medâris-i mezkûre müderrisleri tarafından pey-der-pey vürûd eden defâtir Ders Vekâleti ma’rifetiyle bi’t-tedkîk medâris-i mezkûrede cem‘an yedi bin yüz elli yedi talebe mukayyed olup bundan dört bin beş yüz yirmi altısı şuhûr-ı selâse münâsebetiyle taşra gitmek üzere tezkire almış olduğu gibi bin beş yüz yirmi biri dahi müteheyyi-i azimet bulunmuş ve bâkî bin yüz on nefer dâ‘iyânm Ramazân-ı Şerîf’i burada imrâr edecekleri anlaşılmış olmağla ve defâtir-i mezkûrenin nüsah-ı mübeyyazası atebe-i ulyâ-yı cenâb-ı hilâfet’penâhîye arz ve takdim buyurulmak üzere leffen tesyîr-i sû-yı dâverîleri kılınmağla îfâ-yı muktezâsı vâbeste-i himem-i celîle-i düstûrileridir efendim. Fî 27 Receb sene 1303 ve fî 20 Nisan sene 1302 Şeyhü’l-İslâm Ahmed Esad