Soru: 1 — Rü’yet-i hilâl ne demektir, bunun dini hayatımızdaki yeri nedir? Cevap: Rü’yet-i hilâl, yeni aym görülmesi demektir. Hz. Peygamber (s.a.) bir hadîs-i şeriflerinde «Biz ümmî bir ümmetiz; yazma ve hesaplama bilmeyiz, ay şu kadar ve şu kadardır; yani ya yirmi dokuz, yahut da otuz gün çeker» (Buhâri, Savm, 13), bir başka hadîsinde de «Ayı gördüğünüz için oruca başlayın, ayı gördüğünüz için bayram edin; eğer -bir engel yüzündenay görülmezse Şâbân ayını otuza tamamlayın (bundan sonraki gün oruca başlaym) buyurmuştur (Buhâri, Savm, 11). Rü’yet görmek demektir. Peygamberimiz oruca başlayıp bitirmeyi aym görülmesine bağladıkları için «rü’yet-i hilâl» oruç ibâdetinin başlangıç ve bitişini gösteren işaret ve zaman ölçüsü olmuştur. Görmek (rü’yet) hakiki ve hükmî diye ikiye ayrılır. Batı ufkunda bir engel (bulut, sis vb.) bulunmadığı için gözle veya âlet ile görmek «hakiki olarak görmektir». Ufukta bulut vb. bir engel bulunduğu için önceki ayı otuza tamamlayarak oruca başlamak; yani hilâlin görülebilir olmasını görme yerine koymak ise «hükmî olarak görmektir.» Rasûlullah (s.a,), ümmetinin ilk çağını (bu çağda okuma-yazma ve hesaplama bilgisinin yaygın olmadığını) gözönüne alarak herkesin, her şart içinde anlayıp uygulayabileceği basit ölçüler vermiştir. «Biz okuma ve hesap yapma bilmeyen ümmi bir ümmetiz» sözü o günki durumu ifade etmektedir. Bu söz «devamlı olarak müslümanlann yazma ve hesaplama bilmez bir toplum olacağı» şeklinde yorumlanamaz; çünkü vakıa bunun aksini göstermektedir. Buna göre ümmet içinde okuyup yazma ve hesap bilgisi gelişir ve yaygınlaşırsa «doğru
RAMAZANIN BAŞI VE SONUNUN TESBİTÎ (*) (Rü’yet-i hilâl)
12
Ara