Reformlar dönemi
Planlı ekonomi sisteminin çelişkilerinin giderek daha hissedilir bir hale gelmesi, büyüme hızındaki belirgin bir yavaşlamanın açık bir biçimde ortaya çıktığı 1960’lı yılların başlarına rastlar. Diğer Doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, SSCB’de de, bu yavaşlamayı açıklamak için resmî iki neden ileri sürüldü: ekonominin yönetimindeki aşın merkeziyetçilik ve yaygın olarak gerçekleştirilen büyüme. Bunun sonucunda, planlı ekonominin merkeziyetçiliğini azaltmayı (bu amaçla pazar ekonomisinin bazı öğelerinin devreye girmesi sağlanarak veya bunlar yasallaştırılarak)
ve yoğun bir büyümeyi hedefleyen (bu amaçla üretkenliklerinin artırılabilmesi için, işçilere üretimde elde ettikleri sonuçlara ilişkin primler verilerek ve firmaları yenilikler yapmaya özendirerek) reformların gerçekleştirilmesine girişildi. Ne varki, bu sistem içerisinde firmalar, teknik yeniliklere karşı büyük bir tiksinti duymaktaydılar ve merkezî büro da, gerçekte çok ciddi ara mal sağlanması sorunlarına yol açan ve güçlükleri büsbütün ağırlaştıran bu sorunla nasıl baş edeceğini bilemedi. Ücretlilerin verimliliklerinin özendirilmesiyse, ancak artan ürcetleri ve primleriyle bol ve çeşitli tüketim malları bulabilecekleri ve kıtlığın söz konusu olmadığı bir piyasanın varlığı halinde anlamlı olabilirdi; ne var ki, bunun için de, planlı ekonomi sisteminin kendisinin ortadan kalkması gerekiyordu.
1950’li yılların sonlarından başlayarak, sistem üzerinde yaklaşık otuz yıl boyunca sürdürülen kısmî reform çabaları, 1960’lı yılların sonlarında görece bir ekonomik büyümeye olanak vermiş olmakla birlikte, temelde ne çelişkilerin azalmasını sağladı, ne de bunalım potansiyelini ortadan kaldırdı. Macaristan’da veya Polonya’da girişilen ve bir pazar sosya-lizminin yürürlüğe konmasını öngören çok daha köktenci reformlar, merkezî planın rolünü ciddî bir biçimde sınırlamayı başardı; ancak eski kıtlık ekonomisinden miras devraldıkları bunalım nedenlerini ve bunlara yol açan tutum ve davranışları değiştirmeyi başaramadı. Buna karşılık, paranın, dövizlerin ve spekülasyonun ekonomideki rolünü vurgulayarak ve bazı fiyadarı serbest bırakarak (fiyatlar sabitken kıdıktan ve uzun bekleme sürelerinden kaynaklanan), eski süreğen enflasyonu açık bir enflasyon haline getirmeyi başardı.