Genel

Sâdeddîn Efen­di

Mehmed Efendinin vefâtı üzerine 1598 senesinde, Sâdeddîn Efen­diyi şeyhülislâmlık makâmma ge­tirdi. Hoca Sâdeddîn Efendi bir yıl sekiz ay şeyhülislâmlık yaptı. Bu sırada müslüman halkın işlerini hiç ihmâl etmedi ve hakkıyla yeri- ne getirdi. Gerekli fetvâları hazırlamakta büyük mahâ- ret gösterdi. Her Cumâ müslümanların dertlerini dinlerdi. Herkesin lisânına göre, Türkçe, Farsça ve Arabça verdiği cevaplarla halkı memnûn ederdi. Bu çalışma ve hareketleriyle halk arasında, hocası Ebüssü’ûd Efendiyi hatır­lattığı söylenirdi. Devrin şâirlerinden Cârni Çelebi onu şöyle medheder;

Bu yakınlarda, cihâna, iki müftî

Tuttu âlemi, her binsinin fazlü ede­bi.

“Kimdir?” diye suâl eylersen onlan sen,

Birisi “Hoca Çelebi”, biri “Hoca Efendi”.

Devrin ârifleri, hocası Ebüssü’ûd Efendi ile Hoca Sâdeddîn Efendiyi bir ayar tutarlardı. Ebüssü’ûd haz­retleri de gençliğinde “Ho­ca Çelebi” namıyla meş- hûrdu.

Hoca Sâdeddîn Efen­dinin, diğer kardeşleri de kendisi gibi âlim idi. Hoca Efendinin validesine; “Se­nin çocukların bu şerefe ne ile kavuştu?” diye so­rulduğunda validesi: “Ben

QA CwtiwAİA»

 

dördüncü yılı dolayısıyla Ayasofya Câmii şerifinde hatim ve mevîid duâsı okunacaktı. Hoca Sâded- dîn Efendi cârniye gitmek üzere evinde abdest tazelerken fenâlaş- tı. Öyle olduğu halde cârniye gitti. Duâ biterken rûhunu teslim etti. Tâbutu sonradan şeyhülislâm ve kazaskerliğe yükselecek olan dört âlim oğlu taşıdı. FâtHvCâmi- inde kılınan cenâze namazından > sonra Eyyûb Sultan’da yaptırmış olduğu Dârü’l-kun-â-bahçesine . defnedildi. 12 Rebiülevvel 1599 ; senesinde vefât ettiğinde 63 ya­şında İdi. Sevgili Peygamberimi­zin vefât gün ve yaşlannda, o da Hakk’m rahmetine kavuşmuştu, ı Hoça Sâdeddîn Efendi kendi devrine kadar, OsmanlI sultanları zamânında vuku bulan olayları, yetişen âlimlerin ve büyük zâtların hayatlarını anlatan Tâc-üt-Tevâ- | rih adlı eseri yazmıştır. İki cild olan bu eserine Hoca Târihi de­nilmiştir. Selîmnâme, Târih-i Te- mîmî’ye takriz, Sadr-üş-Şerîa adlı esere hâşiye yazdı. Bundan başka; Risâle-i Kuşeyrî Tercü­mesi, Behçet-ül-Esrâr, Seme- rât-üİ-Edvâr ve Mir’at-ül-Ahbâr adlı eserleri vardır. Aynca Lâıfnin Farsça târihini ve Emâlî Kasîde- si’ni aynı, vezinie Türkçeye tercü­me etmiştir.

1)  Şakâyık-ı Nu’mâniyye Zeyli (Atâî); s.429

2)  Nâimâ Târihi; c.1, s.150

3)  Peçevî Târihi; c.2, s.200

4)  ilmiyye Salnâmesi; s.417

5)  Devhat-ül-Meşâyıh; s.36

6)  Rehber Ansiklopedisi; c. 15, s.25

7)   Hulâsât-ül-Eser; c.3, s.418 ‘

8)   İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.15, s.278

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir