Hidayet, Sadık
İranlı yazar (Tahran 1903-Paris 1951). Paris’te öğrenim gören Sadık Hidayet, İran’a dönünce kendisini İran edebiyatını modernleştirmeye adadı. Özellikle öyküleriyle ün salıp, İran toplumundaki yoksul sınıfların yaşamını ve savaşımını ateşli bir dille anlattı; tiyatro oyunları ve yergiler de yazdı; folklor derlemeleri yaptı. 1941- 1947 arasında ülkesindeki haksızlıkları şiddetle eleştirip, Paris’e dönmek zorunda kaldı ve bir süre sonra intihar etti.
Ölümünü yirmi beş yıllık arkadaşı Bozorg Alevi şöyle anlatır: “Paris`te günlerce, havagazlı bir apartman aradı, Championnet caddesinde buldu aradığını. 9 Nisan 1951 günü dairesine kapandı ve bütün delikleri tıkadıktan sonra gaz musluğunu açtı. Ertesi gün ziyaretine gelen bir dostu, onu mutfakta yerde yatar buldu. Tertemiz giyinmiş, güzelce tıraş olmuştu ve cebinde parası vardı. Yakılmış müsveddelerin kalıntıları, yanıbaşında yerde duruyordu.”
Yılmaz Güney`in de yattığı Père Lachaise (okunuşu: per laşez) mezarlığında gömülüdür.
Eserleri
Öykü
- Diri Gömülen (Zindeh be-gur) 1930
- Moğol Gölgesi (Sayeh-ye Moghol) 1931
- Üç Damla Kan (Seh qatreh khun) 1932
- Alacakaranlık (Sayeh Rushan ), Aleviye Hanım (Alaviyeh Khanum), Bay Hav Hav (Vagh Vagh Sahab) 1933
- Kör Baykuş (Bûf-i kûr) 1937
- Aylak Köpek (Sag-e Velgard) 1942
- Hacı Ağa (Haji Aqa) 1945
- islam kervanı (islam konvoyu) (karevane eslam)