Selçuklu’nun Kahraman Kumandanlarından
EMİR AFŞİN
Sultan Alp Arslan’m en yakın adamlarından olup düzenlediği seferlerle Bizans Anadolu’sunu hallaç pamuğuna çeviren Emir Afşin’i Bizans İmparatoru Romanos Diogenes dahil hiçbir Bizanslı komutan durduramamıştı.
Büyük Selçuklular devri, tarihe, ecdadımızın en şanlı sayfalarla dolu hatıralar bıraktığı bir devir olmuştur. Tuğrul Bey, Alp Arslan, Melikşah gibi hükümdarlar bu devleti çok kısa zamanda büyük bir cihan devleti haline getirmişlerdi. Şüphesiz bu büyük sultanlar mükemmel ve disiplinli ordularıyla bunu başarmışlardı. Büyük Selçuklu Devleti, Osmanlı’dan farklı olarak kabile yapısının daha çok ağır bastığı bir devletti. Sayısı oldukça fazla olan Selçuklu hanedan üyelerinin her bir şehzadesi, geniş ve kalabalık maiyetlere sahip olmaları bakımından kısa sürede -merkezî devletin yanı sıra birçok bağlı Selçuklu devleti de ortaya çıkmıştı.
Her biri son derece mükemmel birer kumandan olan Selçuklu şehzadelerine bağlı birtakım meşhur Türkmen emir ve kumandanları daha bulunmaktaydı ki bunlar yeri geldiğinde büyük fetihleri gerçekleştirebilecek derecede fevkalade başarılar gösteriyorlardı. İşte Selçuklu Sultanı Alp Arslan’m en yakın adamlarından olan Afşin, bunların en başta gelenlerindendir.
Sultan Alp Arslan’m yiğitliğini ve askerî kabiliyetini takdir ettiği Emir Afşin’in hareket kabiliyeti yüksek atlı kuvvetlerine karşı Bizans orduları aciz kalıyordu.
Emir Afşin Tarih Sahnesine Çıkıyor
1063 yılında amcası Tuğrul Bey’in yerine Büyük Selçuklu tahtına oturan Sultan Alp Arslan, eski Selçuklu siyasetini devam ettirerek Anadolu’nun fethi işini hızlandırmak üzere faaliyetlere girişmişti. O, 1064 senesindeki ilk seferini de bu maksatla yapmış, kendisi Azerbaycan ve Gürcistan taraflarında fetihlerde bulunurken Anadolu içlerine birtakım kumandan ve beylerini göndermişti. Afşin’i ilk defa 1066 yılında, Anadolu’ya gönderilen Selçuklu kumandanlarından Hacib Giimüş- tekin’in maiyetinde görüyoruz. Bu kuvvetler Fırat ve Dicle boylarındaki bazı yerleri aldıktan sonra Nusaybin’i kuşattılar. Daha sonra Fırat ırmağını geçerek Adıyaman taraflarına geniş çapta akınlarda bulundular. Bunun üzerine Bizans uç kumandanlarından Aruandanos 10 bin kişilik bir Bizans kuvvetiyle bunlara baskın yapmak istedi. Fakat Hoşin Kalesi yörelerinde yapılan savaşta ağır bir yenilgiye uğratıldı ve esir alındı. Esir kumandan ve maiyeti Bizans’ın Urfa valisi tarafından 40 bin altınlık bir fidye mukabili serbest bırakıldılar. Sefer dönüşü, Ahlat’ta toplanan Selçuklu kumandanları arasında çıkan bir anlaşmazlık sonucu Gümüştekin, Afşin tarafından öldürüldü. Değerli bir devlet adamını öldürmesinden dolayı Afşin, sultanın gazabından korkarak buyruğu altında bulunan çok sayıdaki Türkmen atlılarıyla batıya doğru akınlara başladı.
Fırat Nehri’ni geçip Suriye’ye inen Afşin, buradan Bizans arazisine girdi. Ordusunun bir kısmı Gaziantep civarındaki Diilük’ü muhasara ve zapt ederken diğer bir kısmı Antakya taraflarında faaliyette bulundu (Ağustos 1067). Daha sonra Afşin kuzeye, Malatya’ya yöneldi ve bu taraflarda karşılaştığı bir Bizans kuvvetini ağır bir yenilgiye uğrattı. Buradan Kayseri üzerine yürüyüp şehri ele geçirdi.
Sultan Alp Ajrslan Afşin’i Affediyor İlerleyen günlerde Afşin akutlarını Karaman taraflarına doğru yaydı. Torosları geçerek Çukurova bölgesine girdi. Oradan Halep’e indi. 1068 yılında tekrar Antakya üzerine yürüyen Em ir Afşin şehri şiddetli bir muhasara altına aldı. Bizans’a böylesine ağır darbeler indirmesi sebebiyle Sultan Alp Ars- lan, ona hususî bir mektup göndererek kendisini affettiğini bildirdi. Bunun üzerine 100 bin altın ve aynı değerde kumaş ve eşya karşılığında Antakya kuşatmasını kaldıran A fşin, sultanın huzuruna çıkmak üzere süratle hareket etti (Nisan 1068).
Afşin’in Büyük Anadolu Seferi ve Amorion’un Zaptı
Selçuklu kuvvederinin, Sultan Alp Arslan’ın emriyle başlattıkları ve dört bir taraftan devam eden Anadolu akın ve seferleri 1067 yılı sonlarında tahta oturan yeni Bizans imparatoru Romanos Diogenes’i oldukça rahatsız etmişti. Bunlara engel olmak maksadıyla 1068 yılında Anadolu yönünde bir sefere çıkan imparator bazı kısmî başarılar da elde etti. Bu sırada Antakya kuşatmasını kaldırarak sultanın yanma gitmiş olan Afşin, imparatorun Suriye’de bulunduğu bir sırada Ahlat üssünden Anadolu’ya doğru yeni ve şiddetli bir akına çıktı. Sakarya ırmağı vadisine kadar ileri harekâtını sürdürdü. Bizans’ın o zamanlar en mühim merkezlerinden olan, Em irdağ (Afyon) taraflarındaki Amorion’u (Ammûriye) ele geçirdi. Bu mühim hadiseyi Pozantı’da öğrenen imparator, Afşin’in yolunu kesmek amacıyla derhal hareket ettiyse de Türk kumandanının bir yıldırım hızıyla sürdürdüğü harekât sebebiyle bunu başaramadı ve kışın gelmesiyle İstanbul’a dönmek zorunda kaldı.
1071 yılının 26 Ağustos una rastlayan bir cuma günü beklenen çarpışma vukua geldi. Romanos Diogenes Anadolu üzerine üçüncü ve son seferine çıkmış ve Türkleri Anadolu’dan tamamen atmak yanında, geldikleri Orta Asya çöllerine göndermeyi de hedeflemişti
Afşin’in Konya’yı Ele Geçirmesi Ertesi yıl (1069) Afşin’in kumandası altındaki Türk atlıları Anadolu’ya yeni bir akın düzenlediler. Bunları engellemek üzere imparatorun gönderdiği bir Bizans ordusu perişan edildi. Bunun üzerine Romanos Diogenes bizzat sefere çıkmaya mecbur oldu. İmparatorun maksadı Selçuklu akıncılarının hareket üssü olan Ahlat’ı almaktı.
Doğu yönündeki ilerleyişini sürdüren imparator Harput’a geldiği sırada, Afşin de Malatya civarında imparatorun orada bırakmış olduğu Bizans ordusunun büyük komutanlarından Filaretos’u mağlup etti. Romanos Diogenes bu hadiseye önem vermeyip doğu harekâtına devamla Palu’ya geldi. Afşin ise stirade Anadolu içlerine sarktı; Karaman taraflarına ulaşıp bölgedeki şehir ve kaleleri istila ve Konya’yı zapt etti. Konya gibi mühim bir şehrin Selçuklu akıncıları tarafından zapt edildiğini haber alan imparator şaşkına döndü. Seferden vazgeçti ve geriye dönüp Afşin’in çekilme yolunu kesmek amacıyla Kayseri’ye geldi. Selçuklu atlıları ise Çukurova’ya inip yine süratle hareket ederek, geçtikleri Bizans arazisini tahrip etmek suretiyle üslerine döndüler. Bizans imparatoru bu ikinci seferinde de bir muvaffakiyet elde edememişti.
Denize Ulaşan İlk Selçuklu Kumandanı
1070 yılında Sultan Alp Arslan, kendisine isyan ederek Anadolu tarafına kaçmış olan eniştesi Erba- san’ı (Kurtçu) yakalayıp huzuruna getirmek üzere Afşin’i görevlendirdi. Erbasan bir Bizans kuvvetini mağlup edip yoluna devam ederken Afşin’in üzerine geldiğini haber alınca Bizans’a sığındı. Öte yandan Bizans topraklarını bir yıldırım hızıyla çiğneyip geçen Afşin, Aiyon- Uşak-Denizli taraflarını istila ettikten sonra Marmara Denizi sahillerinden Üsküdar’a geldi. İmparatora haber göndererek Erbasan’ın teslim edilmesini istediyse de imparator himayesine aldığı bir şahsı teslim etmenin geleneklerine aykırı olduğu cevabını verdi. Tarihte denize ulaşan ilk Selçuklu kumandanı olmak şerefine ne de erişmiş Afşin, red cevabı alması üzerine Bizans arazisini çiğneyerek geriye döndü. Bu sırada Afşin’in karşısına koca Bizans imparatorluğu’nun hiçbir ordusunun çıkmaya cesaret edemediği anlaşılıyor.
Malazgirt Savaşı salıca az fakat teknik kapasitesi yüksek, çevik ve kuwetli atlara sahip Selçuklu ordusunun kesin bir zaferiyle son bulmuştu.
Afşin Malazgirt Savaşı’nda…
Sultan Alp Arslan, Anadolu içlerine gönderdiği bu akıncı kuvvetleriyle hem fetih öncesi Bizans’ı maddî ve manevî olarak bitirmek, hem de Bi~ zans’ın durumunu yakından görmek maksadıyla bir nevi keşif seferleri yaptırmak istiyordu. Bunda da oldukça muvaffak olmuştu, iki devlet arasın- da büyük çaplı bir muharebe yapıla- cağını kestirmek güç değildi. Nitekim 1071 yılının 26 Ağustos’una rastlayan bir Cuma günü beklenenاçapışma vukua geldi. Romanos Di- ogenes Anadolu üzerine üçüncü ve son seferine çıkmış ve Tiirkleri Ana- dolu’dan tamamen atmak yanında, geldikleri ©rta Asya çöllerine göndermeyi de hedeflemişti. Ne var ki Malazgirt Savaşı sayıca az fakat teknik kapasitesi yüksek, çevik ve kuvvetli atlara sahip Selçuklu ordusunun kesin bir zaferiyle son bulmuştu. Afşin’in bu zaferin kazanılması sırasında önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Onun, Bizans ordusunu kuşatan Selçuklu birliklerine kumanda etmiş olduğu tahmin edilmektedir.
Melikşah Devrinde Afşin
Sultan Alp Arslan’ın 1072’de ki vefatından sonra Afşin hakkında fazla bir bilgiye rastlanmamaktadır. 1077 tarihinde Sultan Melikşah, kardeşi Tutuş’u Fatimîler üzerine seferler düzenlemekle görevlendir- miş, Afşin’e de Tutuş’un hizmetine girmesini ve ona yardımcı olmasını emretmişti. Fakat Tutuş, fazla bir başarı gösteremediği gibi önemli Selçuklu kumandanlarından Atsız’ı öldürünce Afşin’in ona olan güveni sarsıldı ve askerleriyle birlikte Tutuş’un hizmetinden ayrıldı (1078). Bu hadiseden kısa bir süre sonra Emir Afşin’in vefat ettiği tahmin ediliyor.
Kaynaklar: Ali Sevim, ünlü Selçuklu Komutanları Af$in, At- sız, Artuk ve Aksungur, Ankara 1990; Mehmet Altay ^y- men, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, III, Alp Arslan ve Zamanı, Ankara 2001; Faruk Sümer, “Afşin”, □İA, I, Istan- bul 1988, s. 440-441; Ali Sevim-Erdoğan Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi, Siyaset, Teşkilat ve Kültür, Ankara 1995.