Genel

Sömürgeciliğin Kuruttuğu Topraklar

Ekran AlıntısıSömürgeciliğin
Kuruttuğu
Topraklar

gelirin kişi başı yıllık 200-250 dolar, ortalama ömrün 40 yıl olduğu, insanlarının % 80’inin açlık sınırının altında yaşadığı, dünyanın en fakir ikinci ülkesi Nijer… Bölgenin İslam’la tanışması 7. yüzyılda başlıyor. Kuzey Afrika ülkelerinden gelen tüccarlar ve Arap yarımadasından buraya ulaşan elçiler, bölgede İslam’ın hızla yayılmasını sağlamış. O devirlerde yaşanan huzurlu ve müreffeh hayat, sömürü düzeninin başlamasıyla yerini açlık ve sefalete bırakmış.
Afrika’nın parlayan yıldızı olmak isteyen Nijer, Türkiye ile ilişkilerini geliştirmekte ve OsmanlIların kendilerine yaptıkları hizmetleri unutmamaktadır. Nijer, Etiyopya’dan sonra dünyanın en fakir ikinci ülkesidir.
hâkimiyet alanını ilk defa Sahra Çö- lü’ne kadar genişleten Osmanlı Devleti, bu hareketle iş birliği halinde Güney Cezayir, Nijer ve Çad’ın tamamıyla Fizan sancağına bağlı birçok kazanın kuruluşunu tamamladı. Ancak bir müddet sonra Os- manlı Devleti’nin Afrika kıtasından çekilme süreci başladı.
⦁ 1912’de Fransızlarla İsviçre’nin Uşi şehrinde imzalanan antlaşma sonrası Osmanlı’nın Afrika’daki son vilâyeti Trablusgarp’tan ayrılmasıyla Nijer, Fransız sömürgesi oldu.
⦁ Nijer, 1946’da Fransa’nın denizaşırı toprağının bir parçası statüsünde Fransız Birliği içinde yer aldı.
⦁ 1956’da iç işlerinde serbesti- yet elde etti. 1958’de kısmî, 3 Ağustos 1960’da ise tam bağımsızlığa kavuştu.
⦁ 1970’lerde Arap ülkeleriyle yakın ilişkiler kuruldu. 1974’te İslâm Konferansı Teşkilâtı’na (İKÖ) bağlı olarak Say şehrinde kurulmasına karar verilen Nijer İslâm Üniversitesi, 1986’da eğitime başladı.

Nijer’in başkenti Niamey

Sömürgeciliğin Kuruttuğu Topraklar
Tarih kaynaklarında İslamiyet’in bugünkü Nijer topraklarında esas yayılmasının 10. yüzyıl sonlarına doğru Berberîler vasıtasıyla olduğuna dair bilgiler yer almaktadır. Ancak çok eskiden beri Nijer’in batı topraklarının bir kısmına hükmeden Gao merkezli Songay (Songhai) Sultanlığı’nın 6. hükümdarının adının Za Ali Fay olması bu belde halkının çok daha önceden İslam ile tanışmış olabileceği ihtimalini düşündürmektedir.
İslam buralarda yayılmaya başladığında Nijer topraklarının batı kesimleri Songay Sultanlığı ‘nın idaresiııdeydi. Bu dönemden sonra bölge Müslümanların hâkimiyetinde bulundu. Doğu topraklarında ise Kâ- nim-Bornu Sultanlığı hâkimiyeti vardı.
Ortaçağda Mali’nin kuzeybatı kesimlerinde ve Moritanya, Senegal ülkelerinde kurulan Gana Devleti, 850-1050 yılları arasında parlak bir devir yaşadı (Bu devletin günümüzdeki Gana ile ilgisi yoktur.). 1200-1400 yılları arasında Mali İmparatorlu- ğu’nun kuvvetlenmesi sonucunda kuvvet ekseni Nijer koridoruna kaydı. Bu devlet her istikâmette yayılan fetihlerle batıda Senegal içlerine, doğuda bugünkü Nijer içlerine ve güneyde ticaret sayesinde ormanlık bölgelere kadar genişledi.
٠٢١٠١ ٠١*؛؛*٠٠»«
Niamey Camii
1400-1500 tarihleri arasında Mali merkezli Mossi kabilesi, güneyde Gana’dan kuzeydeki Tim- buktu şehrine kadar olan toprakları hâkimiyeti altında tuttu. Fa kat 16. asrın ikinci yarısında Songay Sultanlığı bunları merkez dışına çıkardı.
.►؛«


Songay Sultanlığı güçlenip bölgedeki geniş toprakları idaresine alınca, Nijer’in kuzeyinde olan Agades (Agadez) şehri de gelişerek İdarî ve kültürel bir merkez oldu. 1515 yılında Songay Sultanı Askiya Muham- med tarafından Gao’ya bağlanan Agades, ticaret kervanları sayesinde siyasi ve iktisadi güce sahip oldu.
Trablusgarp’ın Fethinden Sonra Nijer’in İdarî Durumu
Tunus’taki Benî Hafs hanedanının elinde bulunan Trablusgarp, 1510 tarihinde İspanyol- lar tarafından işgal edilmiş, 41
sene Hıristiyan hâkimiyetinde kaldıktan sonra 1551’de Osmanlılar tarafından fethedilmiştir. Bu kırk bir sene içinde Trablus’un Müslüman vatanperverleri, vilâyet merkezinin doğusunda bulunan Tâcûra Kalesi’ni merkez kabul edip bir mücadeleye girişmişlerse de silah yetersizliğinden dolayı başa çıkamayacak larını anladıkları için İstanbul’a bir heyet gönderip Kanunî’den yardım istemişlerdir.
İşte bunun üzerine Tâcû- ra’ya, Enderun ağalarından Hadım Murad Ağa idaresinde bir miktar kuvvet gönderilmişse de Murad Ağa mühim bir şey yapamamıştır. Bunun ardından Kanunî, Trablusgarp’ın fethi işini Turgut Reis’e havale etmiş ve Trablusgarp Kalesi, 15 Ağustos 1551 tarihinde teslim alınmıştır.
Osmanlı’nın Afrika’yı idare ettiği merkez olan Trablusgarp
¿¡m*
SİS®

vilâyeti, işte bu tarihten 1911 İtalyan işgaline kadar, 360 sene Os- manlı idaresinde kalmıştır.
Trablusgarp’ın Fethinden Sonra Bölgedeki Gelişmeler
Bu sırada Fizan bölgesi Kânim- Bornıı sultanlarının idaresinde idi. Osmanlılar buraları da Trablusgarp vilâyetine dâhil edince, Fas Sa’dî sultanı Ahmed el-Mansur’un birkaç bin Faslı askerden oluşan ordusu, 1591’de çölü geçerek başşehir Gao ve Timbuktu’yu ele geçirip Songay Sultanlığı’nı yıktı.
Bundan sonra Nijer Vadisi’nde, iki küçük devletin hâkim olduğu bir devir başladı. Birisi Sa’dîler’in kontrolünde olan Timbuktu Paşalığı ve diğeri Kânim-Bornu Sultanlığı.
On sekizinci yüzyıl sonlarında da Müslüman Hausa kabileleri, Müslüman şehir devletleri kurdular. Bunlar Nijerya’daki Sokoto emirliğiyle birlik içerisindeydiler. 1804 yılında bu şehirler Sokoto emirine bağlı bir federasyon haline geldi. Kuzey’den gelen Fulbelerle yerli kabileler karıştı ve Nijer topraklan da Sokoto Devleti nüfuzuna girdi.
Afrika Halkları Osmanlı idaresini istediler
Osmanlı Devleti’nin 1838’de Fizan’ı bir sancak merkezi haline getirmesinden sonra Kavar Sultanı (hâkimi) Birinci Muhammed, Fizan sancağına gelerek Osmanlı Devle – ti’ne tâbi oldu (1850).
1875-1876’da Çad’ın kuzeyindeki dağlık Tibetsi bölgesinde yaşayan Tibülar da kendi istekleriyle Os- manlı Devleti’nin Fizan sancağındaki valisine başvurdular ve Osmanlı’ya tâbi olarak, Osmanlı idaresinin kendi bölgelerine de getirilmesini istediler. Bu sırada yeni padişah olan Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın emriyle Çad’ın kuzey kesiminde yaşayan Tî- bülar için Tîbû Reşâde adıyla bir kaza kuruldu. Bugünkü Nijer’in kuzeydoğusunda Kavar topraklarında yaşayanlar için de Bilma merkezli Kavar ve Asben kazaları oluşturuldu ve bir kaymakam tayin edildi. Buralann güvenliği için asker ve imarı için yöneticiler gönderildi. Hatta Osmanlı Devleti, aralarında anlaşarak bir mukavelename imzalayan İngiltere ve Fransa’ya karşı, bu mukavelenin saltanat ı seniyye hukukuna aykırı olduğunu beyan ve bu hukukun korunması maksadı ile bölgeye asker şevkiyle ihtiyaçlarının karşılanması konusunda Trablusgarp vilayetine emir vermiştir.
Buralarla haberleşmenin daha kolay sağlanabilmesi için telgraf hatları döşenmiş ve eksik olan hatların tamamlanması için de gayret gösterilmiştir.
Sömürgeciler Afrika Topraklarında
Afrika’da en erken sömürgecilik faaliyetine başlayan ülke Fransa’dır. 1830’da Cezayir’i işgal eden Fran- sızlar, 1837 yılında Gine kıyılarına çıkmışlar, 1842’ye kadar buralarda ticarethaneler kurarak yerli idarecilerle çeşitli antlaşmalar yapmışlardır. 1845’lerden itibaren Senegal, Gine ve Batı Afrika kıyılarından içerilere doğru ilerlemeye başlayan ve ilerlemesini batı-doğu istikametinde Büyük Sahra’nın kuzey ve güneyinde sürdüren Fransızların, ülkenin iç kısımlarına nüfuzu ise 19. yüzyılın son çeyreğine rastlamaktadır.
Fransa, 1881’de Tunus’u işgal ettikten sonra bugünkü Mali, Çad, Nijer ve Orta Afrika topraklarını ele geçirip Batı Sudan’ı tamamen denetimine aldı.
Fransızlar Afrika ülkelerindeki baskı ve Fîıristiyanlaştırma faaliyetlerine aynen Nijer’de de devam etmişlerdir.
Fransızlar, 1898 yılında İngilizlerle aralarında bir paylaşma anlaşması da yaparak, işgallerini şiddetlendirmişlerdi. Buraların Osmanlı
N-ier’de evler genellikle kerpiçten
yapılıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir