Genel

Styks

Styks

Eski Yunan mitolojisinde Cehennem ırmağı. ‘Ölüler dünyası Hades’i canlılar dünyasından ayırdığına inanı­lırdı.

SU

Normal sıcıklık ve basınç altında sıvı halde bulunan renksiz, kokusuz ve tatsız madde.

Doğada çok bol miktarda su vardır: Atmosferdeki nem, bulutlar, yağmur, kar, dolu, yeraltı kaynakları, ır­maklar, göller, denizler, buzullar yeryüzünün % 70’ini kaplayan suyun çeşitli görünümleridir.

Hayvanlar dünyasında memelilerin dokularının % 63’ünü oluşturan su, bazı bitkilerde % 95’e ulaşır. Mi­nerallerde bile su bulunduğu bilinen birgerçektir. Yaşa­mın gerçek desteği sayılan su, yiyecek ve içeceklerin bileşimine girdiği gibi, ter, gözyaşı, tükürük, kan, bitki özsuları, çiçektozları ve meyve sularında da yeralır.

Yeryüzünde suyun, Prekambriyen’de, ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Geçirimsiz kayaç kovuklarında, az da olsa, fosil sulara rastlanmaktadır.

Deniz ve ırmak suları, kimyasal bakımdan arı değil­lerdir; çözelti halinde çeşitli tuzlar içermelerinin yanı sıra, mikroplar, organik artıklar ve suda çözünmeyen
madde tanecikleriyle yüklüdürler. Sodyum klorür kap­sayan deniz suları, denizkulaklarındaki acı ve tuzlu su­lar, madensel tuzlar bakımından yoksul tatlı sular, belir­gin su türlerini oluştururlar. Büyük oranlarda kalsiyum, magnezyum ve demir tuzları içeren sulara “sert sular” denir.

Doğada buhar ve buzun önemli bir yeri vardır. Ge­nellikle, katılaştırdıklarında sıvıların hacimleri küçülür; ama su, bu ilkenin dışında kalır: En yüksek yoğunluğa 4 °C sıcaklıkta ulaşması nedeniyle, donduğunda hacmi büyür. Ağzına kadar damıtık suyla doldurulmuş ve ağzı iyice kapatılmış bir şişe, 0 °C sıcaklığa kadar soğutulur­sa, suyun buza dönüşmesi sonucunda çatlar. Bunun nedeni, donan suyun, şişenin iç çeperlerine cm2‘ye 1

0          kg’ın üstünde bir basınç yapmasıdır; aynı biçimde, otomobil radyatörüne doldurulan suya, donmayı önle­yen özel bir madde katılmazsa,donma, çatlamalara yo- laçar. Gözeneklerine su sızmış kayaçlar, kış aylarında buz oluşumu sonucunda parçalanırlar.

Buz, suya dönüşmek için çok miktarda ısı soğurur. “Ergime ısısı” adı verilen 0 °C sıcakta, bir gram buzun sı­caklığı değişmeden sıvılaşması için gerekli ısı miktarı, 79,5 kaloridir. Öbür maddelerin ergime ısılarıyla karşı­laştırıldığında, bu sayı oldukça yüksektir. Dolayısıyla, ilkbaharda kar ve buzlar yavaş yavaş eriyerek kaynakla­ra ya da ırmaklara, düzenli bir debi sağlarlar.

Normal basınç altında su, 100 °C sıcaklıkta kaynam­ama kapalı kaplar içinde, daha yüksek sıcaklıklara ka­dar, kaynamadan ısıtılabilir; su yüzeyinde doğan at­mosfer basıncından daha yüksek basınç, kaynamayı engeller. Kabın kapağı açılarak basınç düşürülürse, su hemen kaynamaya başlar. Basıncın düşük olması ne­deniyle, açık kaplarda suyun kaynama sıcaklığı 80,70 hattâ 60 °C’a iner.

Normal basınç altında su buharı, kendisini doğuran sudan 1 700 kat daha büyük bir hacim doldurur. Bütün gazlar gibi, buhar da sıkıştırılabilir, genleşebilir ve es­nektir. Esnekliği, sıcaklığın yükselmesiyle birlikte artar (bu özellikten buhar makinelerinde yararlanılır). KİMYASAL ÖZELLİKLERİ

Uzun süre suyun yalın bir element olduğu sanılmış ama 1781’de İngiliz bilgini Cavendish, hidrojeni incelerken suyun ilk kimyasal çözümlemesini yapmıştır. Aynı çağ­da Fransız bilgini Lavoisier suyun bileşimini belirlemiş ve kimyasal bireşim yoluyla su elde etmeyi başarmıştır.

Bu iki bilgin, suyun, iki hacim hidrojenin bir hacim oksijenle bileşmesi sonucunda doğduğunu ve 18 gram suda 2 gram hidrojen ile 16 gram oksijen bulunduğunu belirlemişlerdir. Yakın dönemde yapılan kimyasal çö­zümlemelerle, bu iki gaz oranının 18,016 gram suda 2,016 gram hidrojen ve 16 gram oksijen olduğu kanıt­lanmıştır. Günümüzde suyun kimyasal çözümlemesi, elektrolizle kolayca yapılmaktadır. Arı suyun yoğunlu­ğu 1 olarak alınır ve öbür maddelerin yoğunluklarını he­saplamada yararlanılır.

Günlük yaşamda, arı suya oranla iki kat oksijen taşı­yan oksijenli su, sık sık kullanılır. Mikropkırıcı madde olarak kullanıldığı gibi, saçlar için ve sanayide, renk gi­derici olarak yararlanılır.

Ayrıca “ağır su” adı verilen bir su türü daha vardır ve yoğunluğu 1,1’dir. Bu su, oksijen ile normal hidrojenin yerini alan ağır döteryumdan (“ağır” denmesinin nede­ni çekirdeğinin, normal hidrojenden bir nötron fazla içermesidir) oluşur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir