SÛ-İ ZAN

SÛ-İ ZAN
Günâhının afv olunmıyacağını zan etmek, Allahü teâlâya sû-i zan olur.Mü’minleri harâm işleyici ya’nî fâsık zan etmek,
sû-i zan olur. Sû-i zan harâmdır.Harâm işlediğim öğrenerek,
bilerek onu sevmemek, sû-i zan olmaz. Buğd-i fillâh olur, sevâb olur.Din kardeşinin aybını görünce, ona hüsn-i zan etmeli, te’viline
çalışmalıdır. Onu islâh etmelidir. Kalbe gelen hâtıra, düşünce,
sû-i zan olmaz. Zan etmek, ya’nî kalbin o tarafa kayması, sû-i
zan olur. Hucurât sûresinin onikinci âyetinin meâl-i şerîfi, (Ey îmân
edenler! Sû-i zan etmekden kendinizi koruyunuz! Zan etmenin ba’zısı
giinâhdır) dır. Hadîs-i şerîfde, (Sû-i zan etmeyiniz. Sû-i zan, yanlış karâr vermeğe sebeb olur. İnsanların gizli şeylerini araşdırmayınız, kusur
larını görmeyiniz, münâkaşa etmeyiniz, hased etmeyiniz,
birbirinize düşmanlık etmeyiniz, birbirinizi çekişdirmeyiniz, kardeş gibi sevişiniz. Müslimân müslimânın kardeşidir. Ona zulm
etmez, yardım eder. Onu, kendinden aşağı görmez) buyuruldu.
Müslimânın müslimânı öldürmesi harâmdır. Bir hadîs-i
şerîfde, (Müslimân müslimânın cânına, mâlına ve ırzına saldırmaz. Allahü teâlâ, bedenlerinizin kuvvetine, güzelliğine bakmaz.
Amellerinize de bakmaz. Kalblerinize bakar) buyuruldu. Allahü
teâlâ kalblerde olan ihlâsa ve Allah korkusuna bakar. Amellerin, ibâdetlerin kabûl edilmesi için, ya’nî sevâb verilmesi için,
hem şartlarına uygun olması, hem de ihlâs ile niyyet edilmesi
lâzımdır. (İbâdet, sahîh olursa, kabûl edilir. Niyyete bakılmaz)
demek, ilhâd olur, zındıklık olur. Allah rızâsı için yapılmıyan
hayrât ve hasenât ve ibâdetler, kabûl edilmez. (Allahü teâlâ,
kalbe bakar. İyi niyyetle yapılan herşeyi kabul eder) demek de,
câhil şeyhlerin, tarikatçıların sözleridir.
[Kalbimiz temizdir diyerek harâmlan, çirkin ve kötü şeyleri yapıyorlar. İyi niyyet ile yapılan şey hasenât ve ibâdet olur
diyorlar. Böyle açıkça günâh işliyenleri ve müslimânları aldatarak kendilerine mürîd toplayanları sevmemek, bunlara uymamak lâzımdır. Bunların fâsık olduklarını söylemek, sû-i zan
olmaz.] x
Hadîs-i şerîfde, (Allahü teâlâya hüsn-i zan ediniz) buyuruldu. Zümer sûresi, dli-üçüncü âyetinin meâl-i âlîsi, (Ey günâhı çok
olan kullarım! Allahın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah, günâhların hepsini afv eder. O, sonsuz mağfiret ve nihâyetsiz merhamet
— 134 —
sahibidir) dir. Şartlarına uygun tevbe yapılınca, her dürlü küfrü ve her
dürlü günâhı muhakkak afv eder. Dilerse, küfrden başka
günâhları tevbesiz de, afv eder. Hadîs-i kudsîde, (Kulum beni
nasıl zan ederse, ona zan etdiği gibi mu’âmele ederim) buyuruldu. Kabûl edeceğini zan ederek tevbe edeni afv eder.
[Allahü teâlânın, Peygamberlerine “salevâtullahi teâlâ ve teslîmâtühu aleyhim ecma’în” haber vermesine, bildirmesine (Vahy)
denir. Vahy, iki dürlüdür: Cebrâil ismindeki bir melek, Allahü teâlâdan aldığı haberleri getirerek Peygambere okur. Buna, (Vahy-i
metlû’) denir. Bu vahyin kelimeleri de, ma’nâları da Allahdan gelmişdir. Kur’ân-ı kerîm, vahy-i metlü’dür. Vahyin ikinci kısmı,
(Vahy-i gayr-i metlû’) dür. Bu vahy, Allahü teâlâ tarafından Peygamberin “aleyhissalâtü vesselâm” kalbine bildirilir. Peygamber, bu vahyi, kendi bulduğu kelimelerle yanındakilere
söyler. Bu sözlere, (Hadîs-i kudsî) denir. Hadîs-i kudsînin kelimeleri, Peygamberdendir. Peygamberin “aleyhissalâtü vesselâm”
kelimeleri de, ma’nâları da kendinden olan sözlerine, (Hadîs-i şerif) denir.] Hadîs-i şerîfde, (Allahii teâlâya hüsn-i zan etmek, ibâdetdir)
ve (Kendisinden başka ilâh olmıyan Allahü teâlâya yemîn ederim
ki, Allahü teâlâ kendisine hüsn-i zan ederek yapılan düâyı, elbette
kabûl eder) ve (Kıyâmet günü, Allahü teâlâ bir kulunun Cehenneme atılmasını emr eder. Cehenneme götürülürken arkasına
dönerek, yâ Rabbî! Dünyâda sana hep hüsn-i zan etdim diyince,
onu Cehenneme götürmeyiniz! Kulumu, bana olan zannı gibi
karşılarım buyurur) buyuruldu.
Sâlih veyâ fâsık olduğu bilinmiyen mü’mine hüsn-i zan
etmelidir. Fâsık ve sâlih olmasının ihtimâli müsâvi ise, (Şek),
şübhe denir. Müsâvî değil ise, fazla olana (Zan), az olana
(Vehm) denir.
H e r ş e y i n z u h u r u n a m e n b a ’s ı n y â R e s û l a l l a h !
( K ü n t ü k e n z e n ) s ı r r ı n ı n m a h z e n i y â R e s û l a l l a h !
V ü c û d u n h e r m a h l û k d a n , n a s ı l k i ü s t ü n o l d u y s a ,
d a h î i l m i n i l e r d e , h e p s i n d e n y â R e s û l a l l a h !
M u b â r e k a ğ z ı n , s ı r l a r ı n h a z n e s i d i r e l b e t t e ,
h a k î k î i l m l e r e s e n , m a h r e m s i n y â R e s û l a l l a h !

 

tek kullanımlık tulumlar 

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*