SÜRYÂNlLER, Alm. (Alt-) Syrier (-in 1) (m. pl.).
Fr. Araméens occidentaux (m. pl). İjıg. Syrian christians.
Nuh aleyhisselâmın oğlu Sâm’ın soyundan
gelen bir kavmin adı. Sâm, Nuh (a.s.)’ın büyük oğlu
idi. Keldanîler, Asurîler, Süryânîler, Finikeliler, İbraniler
ve Araplar bunun soyundandır. Süryânîlerin
konuştuğu lisana “Süryânî” veya “Süryânîce” adı
verilmiştir.
Süryânîler, çok eski bir kavim olmakla beraber,
bugünküler, Süryânî dili ile konuşan eski Hıristiyanların
torunlarıdır. Bunlar Hıristiyanlığın katolik kısmından,
Ya’kûbiyye Arkasındandırlar. Monofisiyye
inancında oluji, îsâ tanrıdır derler. Urfa patrîki olan
Ya’kûb-i Berde’î tarafından kuruldu. Antakya patrîki
Mihâil-i Süryânî tarafından yayıldı, Mihâil,
milâdî 1126’da doğdu. 1199 (H. 594)’da öldü. Ya’kûb
m. 578’de ölmüştür. Hıristiyanlıkda monofisiyye bid’
atini ilk.olarak, İstanbul patrîki Utîhâ çıkarmıştı.
İskenderiyye patrîki Dioskorüs de buna uymuştur.
Mîlâdî 451’deki Kadıköy toplantısında, Dioskorüsün
fikirleri red edilmişdi.
Milâdın 4Ö5 senesinde ölmüş olan Mar-Maron
isminde bir katolik papazı da Maronî fırkasını kurmuşdur.
Suriye’deki Hıristiyanların bir kısmının Süryânî,
bir kısm ının da M aronî oldukları
(Kamûs-ül-a’lâm) da yazılıdır.
Süryânîler, Türkiye’de Midyat, Gaziantep, Mardin
ve Diyarbekir bölgelerinde; Suriye’de ise Şam’da
yaşayan, Samî ırkına mensup Hıristiyan bir topluluktur.
Kendilerini ilk Hıristiyan topluluğu saymaktadırlar.
İlk dîni merkezleri Antakya’dır. Sonradan
komşuları olan topluluklardan da bunlara katılanlar
oldu. Bugün Hindistan’daki Süryânî kilisesinin mensupları
da Süryânî sayılmaktadır.
Süryânîlik önce mîlâdî Birinci asırda Suriye’de
yayıldı. Sonra Urfa ve civarına geçti, Urfa, zamanla
merkezleri durumuna geldi. Daha sonra Diyarbekir
taraflarına da yayılarak, bu şehir Süryânî’lerin patriklik
merkezi oldu. Süryânîlik, zamanla Anadolu ve
Mezepotamya’nın dışına çıkarak batı ülkelerine ve
Roma’ya kadar yayıldı. İstanbul’da, Antakya patrikliğine
bağlı Süryânî piskoposluğu kuruldu. Bunların
Antakya patrikliği ile ilk ihtilâftan M.S. 451’de ortaya
çıktı. 518’e kadar Antakya Süryânî Patrikliği tek olarak
kaldı. Aynı târihte Bizanslılar, İstanbul’daki
Bizans Ortodoks Kilisesi’ni tanıyarak, Antakya
Patriklik Merkezinden ve kilisesinden ayrıldılar.
Ayrıca Antakya Süryânî Kilisesi’ne karşı sıkı tedbirler
alarak onları tehdit ve baskı altında tuttular. Bu
yüzden Süryânîler, merkezlerini kaybederek gezici
duruma geldiler.
Müslüman Arapların, Anadolu’yu fethetmeye
başladığı sıralarda müslümanlarla işbirliği yaparak
tekrar Antakya’ya döndüler. Sonraki devirlerde
çıkan karışıklıklar sebebiyle tekrar dağıldılar. Halep,
Harran, Rakka, Urfa ve Kınnesrin’de bulunan
manastırlarda geçici merkezler kurdular. 969’da patrik,
Sekizinci Yuhanna zamanında Malatya’da yerleştiler.
Fakat 1058’de Melkit Krallığı’na mensup
Rum O rtodokslarının saldırıları yüzünden,
Diyarbekir’e gittiler. Diyarbekir’i merkez edindiler.
Bundan sonra Süryânî Patrikliği’nin başında bulunan
patrik Diyonnosiyos, Dördüncü Yahya,
Diyarbekir’de ve Mardin’in doğusundaki dağın ete
ğinde bulunan Deyruzzafaran manastırında yaşadı.
Ondan sonraki patrikler de aynı bölgede oturdular ve
1293’de seksenaltıncı patrik İgnatios’un oğlu Dördüncü
Vehib devrinde, devamlı olarak bu manastıra
yerleştiler. 1932 yılına kadar bu manastırda kalan
patriklik merkezi, bu târihte Humus metropoliti
Musullu Birinci Afrem Barsom’un patrikliği sırasında
Şam’a nakledildi. Bu günkü Süryânîlerin patriği
Üçüncü Yakub’tur. Dîni merkezleri, Suriye’nin
başşehri Şam’dır.1782 yılında kilise kurallarına aykırı olarak, patrik
tâyin edilen Haleb’li Mihayet Carve, kongreye
katılmayan piskoposlar tarafından reddedilince,
Suriye’ye giderek Hıristiyan misyonerlerle anlaştı ve
onların aracılığı ile Roma’daki Katolik Kilisesine
katıldı. Eski Süryânî KiliseSi’nden ayrılan Süryânîler’e
ve kiliselerine, papa tarafından patrik tâyin edildi.
Bunlara “ Katolik Süryânîler” denildi. Fakat
Osmanlı Devleti, başlangıçta bu ayrılığı tanımadı.
1845’de sayılarını resmen tesbit ederek, katolik Süryânîler
olarak tanıdı. Katolik Süryânîler, bu târihten
itibâren bir kilise olarak tanınmış oldular.
Bugün Türkiye’de Katolik Süryânîlerin ruhanî
reisliğini yapan Türk uyruklu Yusuf Sağ’dır. Bu mezhebin
merkezi, Mardin’de Meryem-Ana Kilisesi’dir
(1985).
SÜRYÂNİLER
21
Haz