wiki

TARAMAK

Kendisinin ya da bir kimsenin saçını, sakalını, bıyığını, bir hayvanın tüylerini ya da yünleri taramak, bir tarakla tellerini birbirinden ayırmak, düzeltmek; saça, sakala vb. tarakla biçim vermek. —2. Bir yeri taramak, içindeki gereksiz ya da zararlı maddeleri bir araç yardımıyla ayıklayarak o yeri temizlemek; taraklamak: Bir tarlayı taramak. Deniz dibini taramak. —3. Sert bir maddeyi taramak, onu dişli çelik bir kalemle işlemek, düzlemek; tesviye etmek: Mermeri, taşı taramak. —4. Bir yeri taramak, makineli tüfekle ara vermeden sürekli olarak ateş etmek. —5. Bir yeri taramak, bir kimseyi ya da bir şeyi bulmak için hiçbir şeyi gözden kaçırmayacak biçimde dikkatle aramak: Polis bütün evleri taradı ama katilin izine rastlayamadı. Suçluları bulmak için projektörler bütün araziyi taradılar. —6. Bir yeri, çevreyi gözleriyle, bakışlarıyla taramak, bir şeyi, bir kimseyi bulabilmek, görebilmek için dikkatle bakmak. —7. Bir metni, bir yayını vb. taramak; bir metinden, bir listeden bir şey taramak, belli bir amaçla ve dikkatle gözden geçirmek; gerekli olanları saptamak: Eski gazeteleri taramak. Adını bulmak için bütün listeleri taramak. Gazetelerden olaya ait haberleri taradık. —8. Bir yeri taramak, harita, şema, resim vb. üzerindeki kimi yerlere tarama çizgileri yapmak. —Ask. denize. Mayın taramak, denize döşenmiş mayınları arayıp bulmak ve zararsız duruma getirmek. —Avc. Bir av köpeği ile birlikte dolaşarak arazide av araştırmak. —Denize. Bir tarak gemisi ya da dubasıyla bir nehrin ya da bir limanın dibini temizlemek. || Demir taramak, bir gemiden söz ederken, demirin dibe iyi oturmaması ya da dipten kurtulması sonucu sürüklenmek. || Demir taramış gemi, şamandıra, demirin dipten kurtulması sonucu yeri değişmiş gemi, şamandıra. —Elektron. Elektron taraması, bir cismin küçük kesitli bir elektron demetiyle nokta nokta taranması. —Elektron., Telekom. ve TV. Bir tarama gerçekleştirmek. —Petr. san. Belirli minimum bir çap vermek için bir kuyuyu genişletmek. —Tekst. Tekstil maddelerinden (yün, pamuk, keten, kenevir vb.) ya da kumaşlardan söz ederken, tarama makinelerinden geçirmek. —Havuzlama işleminden sonra, keten ya da kenevir demetlerini kabaca bölmek. || Halatları taramak, halat uçlarını bir bıçakla açarak temizlemek. || Yağda, suda taramak, yünü, enzimledikten ya da suya batırdıktan sonra taramak. || Yün taramak, yün tarama işlemini gerçekleştirmek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir