Genel

TASMANY, TARTUFFE

TASMANY,
TARTUFFE, Molière’in 5 perdelik kü: “Doktor Monro’nun Mektubu” manzum komedisi (ilk oynanışı (1938), ‘Tarus’un Hikâyeleri” (1947), 1664). Oyun, aralarına giren birinin “Karınca Yuvası” (1952), “Ekin İti” sinsi entrikalarıyla bölünen bir burju- (1953), “Köle Ham” (1954), “Apart-va evini yansıtır. Aile reisi Orgon ve man” (1956). Roman: “Yeşilkaya yaşlı annesi Bayan Pernelle, evdeki Savcısı” (1954), “Var Olmak” (1957), hizmetçilerin uyarmalarına karşın, “Duru Göl” (1961), “Hükümet Mey-sofu Tartuffe’ün etkisinde kalırlar, dam” (1962), “Vatan Tutkusu” Oysa Tartuffe, Orgon’un kızıyla ev- (1968). lenmek, karısını baştan çıkarmak,
kendisinin de mallarına konmak is- TASAVVUF, süfilerin tuttuğu yol. temektedir. Orgon’un karısı Elmide, Bir eylem, davranış ve yaşama fel-Tartuffe’ün çirkin teşebbüslerine ta- sefesi olduğu gibi aynı zamanda bir nık olması için kocasını bir masanın bilgi, bir dünya görüşü, felsefi bir altına saklar. İkiyüzlünün maskesi sistemdir. Temelde mistisizme daya-düşmüştür. Evden atılmak istenir, nır. Tasavvufta, Hint mistisizminin fakat tehditlere başlar. Başarıya dünyadan uzaklaşma, varlıktan sıyrı-ulaşmak üzeredir; çünkü Orgon, da- lıp yoklukla bir olma düşüncesi gö-ha önce tüm servetini ona bağışla- rülmekle birlikte, gerçek varlığa, hamiştir. Neyse ki, kral durumu öğre- kikate ulaştıktan sonra yeniden dün-nir ve düzenbaz tutuklanır. Tartuffe, yaya geri dönme, olgunlaşmış bir Molière’in yarattığı kişilerin en güç- kimse olarak günlük hayata ve in-lüsüdür. ikiyüzlülüğün simgesi hali- sanların arasına girme düşüncesi ne gelmiştir. Açgözlü ve her türlü ağır basar. Bu anlamda çeşitli ve zevke düşkün olan Tartuffe, bunları karşıt aşamalardan geçerek daha çilekeş ve sofu bir dış görünüş altın- yüksek bir düzeye ulaşmayı ve yeni-da saklar. den dünyaya dönüşü öngören ma-
nevi bir ilerleme söz konusudur. Bir TARUS, İlhan (1907 Tekirdağ-1967 dünya görüşü olarak tasavvuf, belli Ankara), öykü ve roman yazarı. Or- bir yaşama biçimiyle seziş ve dü-taöğrenimini İstanbul Kabataş Lise- şünceye dayanan kuramsal çabala-si’nde (1928), yükseköğrenimini An- rı kapsar. Tasavvuf yoluyla hakikate kara Hukuk Fakültesi’nde tamamla- ulaşmak isteyen kişinin, çeşitli ve dı. Bir süre savcılık ve yargıçlıktan belirli dönemlere ayrılmış bir ruhsal sonra resmi görevinden ayrılarak İs- yaşantı geçirmesi gerekir. Mürşit de-tanbul’a yerleşti, gazetecilik yaptı nilen bir yol göstericiye, rehbere (1931). Adalet Bakanlığı’nda yeni- uyularak çile, zikr gibi belirli aşama-den memurluğa başladı (1946- lardan geçilir. Şeriattan hakikate, 1957). Çeşitli gazetelerde yayımladı- başka deyişle İslamlığın temel ilkele-ğı öykü ve romanlarının yanı sıra rinden İslamlığın iç ve gerçek anla-Ankara Zafer gazetesinde fıkra ya- mına varılacaktır. Sonuç olarak bu zarlığı yaptı. Sabahattin Ali, Sait Fa- gerçek anlama göre yaşanıp davra-it kuşağının erken yazmaya başla- nılacaktır. Tasavvufa göre Allah’tan mış sanatçılarından biri olan Tarus, başka varlık yoktur. Tanrı kendini Türk toplumunun yaşayışını ve dü- görmek ve göstermek istemiş, ev-şünüşünü aktarma amacı taşıyan ren ve bütün varlıklar bu istek sonu-bir yazar kimliği kazanmak istedi, cu ortaya çıkmıştır. Başka deyişle Yasama çevresinde gözlediği serü- Allah, varlıklarda görünmüştür. Ev-venlerden çıkarılmış konuları, okuru rende var olarak gördüğümüz nes-sıkmadan götüren anlatımıyla, za- nelerin gerçek, ayrı bir varlığı yok-man içinde belli bir ustalık düzeyine tur. Hepsi Allah’ın tecellisinden iba-ulaştı. Özellikle Kurtuluş Savaşı’m iş- rettir. Çünkü insan Allah’ın bütün leyen “Var Olmak”, “Hükümet Mey- adlarım, niteliklerini topluca kendin-danı”, “Vatan Tutkusu” romanların- de bulundurur. Ama Allah’tan gelen da, değişen olaylar içinde kişileri insanın yine Allah’a dönmesi, onun canlı olarak verebilmesi yönlerin- varlığıyla var olması gerekir. Bunun den başarılı görüldü. Yapıtları: Öy- için “tevhid” (bir olma) ya da “fenâ”
(yokluk) mertebeleri denilen aşarric lardan geçilmelidir. Nefsi arıtarak o gunlaşmanın yolu bir mürşide baç lanmakla olasıdır. Bu düşünüş, tar katların ortaya çıkmasına yol açt Başlangıçta bir aşama ve davranı felsefesi olarak başlayan tasavvuf, i kin Küfe, Basra ve Bağdat’ta görüi dü. İslam yayılmasıyla Horasan’ geçti, Moğol yayılmasıyla da Anadc lu’da gelişti. 8. ve 9. yüzyıllard Ebû Haşim-i Kufî, İbrahim Edherr Dâvûd-ı Taî, Şakîk-i Belhî, Fuda\ bin iyâd, Ma’rûf-i Kerhî, Ahmed biı Hıraveyh, Hâris, Zün-Nûn, Yahy bin Muâz, Bayezid-i Bistamî gibi ün lü mutasavvıflar yetişti. Tasavvu! edebiyatı da büyük ölçüde etkiled bütünüyle tasavvufi ürünler verildiç gibi, tasavvufu benimsemeyen sa natçılar da yapıtlarında tasavvufi te rimleri, kavramları yaygın biçimdi kullandılar. Tasavvufi deyişin en gü zel örneklerine zümre-tarikat edebi yatında rastlanır. Türlü tarikatlar! bağlı şairler, tasavvufi inançlarını us talıkla dile getirdiler. Bu tür şiirler den bir böiüğü tarikatların dayandı ğı ilkeleri anlatan Öğretici manzume lerdi. Bir bölüğüyse Tanrısal bir se vinçle yazılmış lirik şiirlerdi. Divan şi irinde de tasavvufun etkisi belirgin dir. inançlarını içtenlikle dile getireı mutasavvıf şairlerin dışında, genel de tasavvufi kavramları mazmur olarak kullanma eğilimi ağır bastı Mutasavvıf şairlere örnek olarak Yu nus Emre, Nesimi, Fuzuli, Ruhi Şeyh Galip’adları sayılabilir.
TASMANYA (ing.: Tasmania), Gü ney Pasifik’te ada. Avustralya’y meydana getiren eyaletlerden biri dir. Victoria eyaletinin 150 mil güne yinde yer alan Tasmanya’nın yüzöl çümü 68.332 km.2, nüfusu 433.000 merkezi Hobart’tır. İç kesimi dağlık tır. En kalabalık kesimi, „kuzeyindek bitek ova ve vadilerdir. Başlıca geli kaynakları, orman, tarım (özellikli meyvecilik) ve hayvancılıktır. Bakır çinko ve kurşun çıkarılır. Tasmanye aynı zamanda Avustralya’nın en büyük hidroelektrik potansiyeline sahiptir.
TASMANYA DİLLERİ, Avustralya’da Tasmanyalı yerliler tarafındar
TASS
konuşulan diller. Hiçbir dil ailesiyle bağlantısı kurulamayan Tasmanya dilleri, bugün ölü diller sınıfındandır.
TASS, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin resmi basın ajansı (Telegrafnoye Agentstvo Sovyets-kogo Soyuza). 1925 yılında, 1918’de kurulan Posta Ajansı’nın yerini aldı. İdari olarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Bakanlar Kurulu’na bağlı olan TASS, SBKP Merkez Komitesi’nin Propaganda Bölümü tarafından yönetilir.
TASSO, Torquato (1544 Sorren-te/İtalya – 1595 Roma), İtalyan Rönesans şairi. Napoli’den sürgün edilen babasıyla birlikte Pesaro’ya ve daha sonra da Urbino’ya gitti (1557). Burada saray yaşamını yakından izledi. 1560’ta felsefe, hukuk ve belagat eğitimi görmek üzere Pa-dova’ya gitti. Henüz 18 yaşındayken Padova’da ilk epik şiiri olan “Ri-naldo”yu (1562) yayımladı. 1565’te öğrenimini bitirerek Ferrara’da Kardinal Luigi d’Este’e bağlandı. Bir süre öz ve biçime ilişkin sorunlarla ilgilendi ve vardığı sonuçları 1567-1570 arasında yazdığı “Discorsi dell’Arte Poética et in Particolare del Poema Heroico” (Şiir Sanatı ve Özellikle Epik Şiir Üzerine Dersler) adlı üç makalede topladı. 1572’de, kardinalin kardeşi, Dük II. Alfonso’nun himayesine girdi. 1573’te, pastoral bir oyun olan “Aminta”yı; 1574’te de, ancak 1581’de yayımlanan büyük epik şiiri “La Gerusalemme Libera-ta”yı (Kurtarılmış Kudüs) tamamladı. Yapıtının kilise tarafından beğe-nilmeyip sansür edileceği düşüncesiyle bunu izleyen yıllarda öldürüleceği korkusuna kapıldı ve 1579-1586 yılları arasında Ferrara’da gözaltında tutuldu. Bu dönemde ortaya koyduğu yapıtlar, İtalyan düzyazı edebiyatının kusursuz örnekleri olarak değerlendirilir. Serbest bırakıldıktan sonra dinsel şiirler yazdı, 1593’te de, ünlü epik şiirinin gözden geçirilmiş halini tamamladı ve yapıtı “La Gerusalemme Conquista-ta” (Fethedilmiş Kudüs) olarak adlandırdı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir