Teknik İlerlemenin Sonuçları

TEKNİK İLERLEMENİN SONUÇLARI

XVIII. yy’daki sanayi devriminden bu yana, insan toplundan doğal kaynaklann önemli bölümünü «yutmuştur». Eğer işletme, çıkarma, taşıma ve kullanma teknikleri ilk baştaki gibi devam etseydi, kaynakların birçoğu bugün kurumuş olurdu. Teknik değişimler birçok doğrultularda gerçekleşmiştir.

Bunlardan birincisi taşmada. Taşımacılık alanındaki değişimler sayesinde, Cilalıtaş devrinde yerleşik yaşama geçmelerinden bu yana, insan toplumları su, bitki, hayvan ve maden kaynaklarına ulaşma olanaklarına artırdılar. Isınma ve inşaat alanlarında, Ortaçağ şehirlerini etkileyen kıtlık durumunu dengeleyen, tomrukların akarsularda yüzdürülerek taşınmasının ardından deniz taşımacılığının gelişmesi (kömür, petrol, maden cevherleri) giderek daha uzak bölgelerde bulunan yoğun tüketimli doğal kaynakların işletilmesine olanak tanıdı. Petrol boruhatları ve gaz boruhatları ile yüksek gerilimli elektrik hatları bunları izledi; bunlar aracılığıyla, mesela Rusya Sibirya’daki kaynaklarını, Kanada ise Labra-dor’daki kaynaklarını işletebilmektedir.

Teknik ilerlemelerin ikinci doğrultusu ikame ürünlere yönelik olmuştur. Taşımacılık kimi engellerle (teknik, ekonomik, siyasal) karşılaşırsa, başka doğal kaynaklara başvurma gereği doğar. İngiltere’de odun fiyatlarının XVI. yy’dan sonra çok yükselmesi, birinci sanayi devriminin temellerini oluşturan birçok teknik buluşa yol açtı. Sonraki yüzyılda hayvansal yağ fiyatlarının yükselmesi madensel yağların araştırılmasını gerektirdi: petrol böylece balinaları kurtarmış oldu! Elektriğin gelişmesinde son derece gerekli olan bakır cevheri, eğer daha sonra yerini alüminyum ve optik kablolara bırakmasaydı, korkunç fiyatlara yükselebilirdi.

Doğal kaynakların global kullanım etkinliğinin yükselmesi, kaynakların işletilmesini etkileyen teknik değişimlerin üçüncü doğrultusunu oluşturur. Aym birim sisteminde doğal kaynakların niceliği (hazır orman, yeraltı maden cevherleri ya da kaynakları besleyen yeraltı su tabakaları), bunların karşılayabileceği ölçüdeki bir toplumsal gereksinimle (bir evin ısıtılması, çelik putrellerin yapımı veya bir motorun soğutulması) kıyaslanırsa, evrimin uzun vadede kaynaklann giderek daha etkili bir biçimde işletilmesine yönelik olduğu görülebilir. Bu eğilim kendini her alanda açığa vurur: yeraltı kaynaklarının daha akılcı ve sistematik biçimde işletilmesi topraktaki kaynakların daha eksiksiz biçimde toplanması (1960’lardan bu yana, ham petrol üretimi % 10’dan 30’a çıktı); taşımacılığın neden olduğu kayıpların azalması; atıkların arıtılması ve yeniden çevrime sokulmasında kaydedilen ilerlemeler; son a-şamadaki kullanım ve verimliliğin yükselmesi kaynaklanır: 1769’da 1 buhar beygirlik güç üretmek için 13,6 kg kömür gerekirken, buharlı makinelerin tüketimi 1850’de 2,7’ye ve 1900’de

0,45’e düştü.

Bu değişimlerin kökeninde yer alan etmenlerin bazıları sürekli (sanayi kuruluşlarında kullanılan yöntemlerin durmaksızın yetkinleşmesi), bazıları da kesintilidir: 1873’te kömür ve 1973’te petrol fiyatlarındaki sıçramalar; ABD’de Temiz Hava Yasası’nın (Cle-an Air Act) çıkartılması.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*