Terlemek eylemi. —2. Derinin ter çıkarma işlevi. —Bot. Bitkilerde ham besisuyunun yükselmesini kolaylaştırmak üzere su buharı çıkarılması. (Eşanl. buharlaşma.) [Bk. ansikl. böl ] —Fizyol. Aşırı terleme, anormal derecede fazla ter çıkarma. || Yağlı aşırı terleme, özellikle kellerde, saçlı deride ve yüzde sebo- reyle birlikte görülen ve emülsiyon halinde bol miktarda sıvı yağlı madde içeren bol ter salgılanması biçiminde beliren terleme m— Ger day Terleme deneyi, bir malzemenin yüzeyindeki çatlakları ya da gözenekleri algılamaya olanak veren, tahriş edici olmayan yöntem; parça üzerine yüzeysel gerilimi düşük, renkli ya da flüorışıl bir sıvı sürmeye, birkaç dakikalık emdirmeden sonra yüzeyi temizlemeye ve üzerine, sıvının çatlaklardan yüzeye çıkışını gözlemlemek için beyaz bir pudra serpmeye dayanır. —Hidr. bağl. Döküldükten ve sıkıştırıldıktan sonra bir çimento şerbetinin, harcın ya da betonun yüzeyine su sızması. —Metalürj. Metal bir alaşımın ısıtılması sırasında geride kalan kütlenin katı halde bulunmasına karşın, sıvı bir fazın kütleden ayrılması olayı. || Ham döküm metal bir parçanın yapısındaki heterojenliğe bağlı olarak, bileşenlerinden birinin yüzeye çıkması. (Terleme özellikle bronzlarda görülür.) —Patol Terleme hastalığı, bol miktarda ter çıkarmaya verilen ad. —Sabunc. Sıvı damlacıklarının sabun kalıbı yüzeyine boncuk biçiminde çıkması ve sabun kalıbını ıslatmasıyla beliren üretim kusuru. —ANSİKL. Terleme yaşatkan sinir sistemi (sempatik ve parasempatik) tarafından yönetilir, bu sistem de soğanilikteki ve ara- beyindeki sinir merkezlerine (özellikle ısı düzenleyici merkezler) bağımlıdır. Terlemenin artması fizyolojik olabilir, aşırı çabadan, heyecandan, sıcaklığa karşı mücadeleden vb’den sonra görülebilir. Özellikle ateşli hastalıklar (tüberküloz, sıtma vb.) ve bazı zehirlenmeler sırasında olduğu gibi patolojik de olabilir. —Bot. Otların biçildikten sonra kuruması terleme olgusunu açıkça gösterir. Otlar, biçildikten sonra (kesilen yer tıkansa bile), kısa zaman içindte pörsür. Gerçekten bitkinin bütün yüzeyinde su kaybı vardır. Be334’te Büyük İskender’in Asya seferi ile başlar (Arrhinos Büyük İskender’in Ter- messos’ta büyük bir direnişle karşılaştığını ve kuşatmayı kaldırarak Sagalassos’a doğru yola çıktığını yazar). Diodoros, İskender’in generallerinden Alketas’ın ölümü ile (İ.Ö. 319) sonuçlanan olaya Termes- sos’un da karıştığını bildirir. 1964’te yörede ele geçen bir kararnameden (decre- tum) kentin İ.Ö. 281-280’de Ptolemaioslar’ ın elinde olduğu anlaşılmaktadır. İ.Ö. 200’ lerde Lykia birliği’ne bağlı kentlerle savaşan Termessos, aynı dönemde Oinoanda yakınında bir koloni kurmuştur (Termessos Mınor “Küçük Termessos). İ.Ö. 189’da Manlius Vulso’nun Galatla seferi sırasında Roma’nın yanında yer alan kent bağımsızlığını korumuş ve İ.Ö. 91’de yapılan bir antlaşma ile de yeni haklar elde etmiştir. Mithridates VI Eupator ile yapılan sa; vaşlarda da Roma’nın müttefiki olmuş, Lex Antonia (Antonia yasası) ile (İ.Ö. 71) kentin tam bağımsızlığı onaylanmıştır. İ.Ö. Il.-lll. yy.’larda pax romana (roma barışı) ile sağlanan ortamda en parlak dönemini yaşayan Termessos, surların dışına taşmış, anıtsal yapılarla donatılmıştır. IV. yy.’da önemirti yitiren kent, Bizans döneminde piskoposluk merkezi olmuştur (ancak bugüne değin burada bizans kalıntısına rastlanmamıştır). —Arkeol. Termessos, kalıntılarının zenginliği Ve doğal güzelliği ile XIX. yy.’dan başlayarak gezginlerin ve araştırmacıların ilgisini çekmiştir (1841-1842’de J. A. Schön- born, 1842’de T.A.B. Spratt. doğabılımci E. Forbes ve E. Th. Daniel’den oluşan bir ekip, 1889’da G. Cousın vd.) 1880 lerde K. G. Lanckoronski yönetiminde arkeolog E. Petersen, mimar G. Niemann kalıntıları tanımladılar, yazıtları toplayıp yayımladılar ve yapıların bir bölümünün restitüs- yonunu hazırladılar. Kente ilişkin en ayrıntılı çalışmalar ise R. Heberdey tarafından gerçekleştirildi (1899, 1902). Ören yeri 1970’li yılların başında Milli parklar genel müdürlüğü nce milli park olarak koruma altına alındı; 1986’da Antalya Arkeoloji enstitüsü burada Doç. Dr. Haluk Abbas- oğlü yönetiminde geniş kapsamlı araştırmalara başladı. Termessos’ta yunan tanrılarının pek çoğunun kutsal alanları ve tapınakları vardı (baştanrı Zeus. Artemis, Demeter, Diony- sos, Hermes, Roma döneminde imparator kültü vd ); bu tapınaklar agoranın B.’sı ve G.’i ile, G.-D’sundaki teraslar üzerindeydi (bunların yedisi kesin olarak saptanmıştır). Anadolu’daki en önemli roma yapılarından biri Termessos’taki gymnasiondur. Attalos stoası (İ.Ö. II. yy.), 4 200 kişilik tiyatro, buleuterion (kimi yerlerde duvarların yüksekliği 10 m’ye değin ayaktadır), ra ma evleri, sütunlu yol, Hadrianus propy- laionu, çeşitli biçimlerde anıtmezarlar surlar. çok sayıda yazıt, belirtile
TERLEME ;
09
Oca