Abbâsîler, devlet müesseselerini İslâm esaslarına göre kurup teşkilâtlandırmalardır. Halîfelik alâmeti olarak Abbâsiler, yüzük, asâ, hırka, hutbelerde adlarının okunması vb. şeyleri kullanmışlardır. Halîfe, dîvândaki tahtına bayram tebriklerinin dışında pek oturmaz, dîvânı vezirlerin idâresine bırakırdı. Dîvâna bakan pencereli yüksek bir mahalden dîvân müzâkerelerini dinleyip kendisi gözükmezdi.
Abbâsîlerde halîfeden sonra vezirlik en büyük mevki idi. Bu tâbir ilk defâ Abbâsîlerde kullanıldı. Halîfeden sonra gelen en önemli icrâ organı olması dolayısıyla geniş yetkilere sâhipti. Zaman zaman mahkemelere başkanlık eder, savaşlara karar verir, hazîneden gerekli gördüğü harcamaları yapar, vâlileri tâyin ve azledebilirdi. Abbâsîlerde
Abbâsîler devrine ait bir duvar süslemesi.
Yeni Rehber Ansiklopedisi 19
ABBÂSİLER
Musul’dat 55 km uzaklıkta Abbâsîler döneminder kalma bir köprü
iki tip vezirlik vardı: 1) Vezir-i tefviz: Halîfenin azli ve veliahd tayininden başka bütün yetkilere sahipti. 2) Vezir-i tenfiz: Sâdece halîfenin kendisine verdiği vazifelere bakardı. Bu gruptaki vezirler genellikle mâhir katipler, basiretli ve parlak zekâlı kişiler arasından seçilirdi. Merkezî idâre, vezirlerin başkanlığında bir çok dîvândan yâni vezirliklerden meydana geliyordu. Bu divanların en önemlileri devletin mâlî işlerine bakan Dîvânü’l-harac, Dîvân-ı beytülmâl, askerî işlere bakan Dîvânü’l- ceyş, para basma işlerini yürüten Dîvân-ı dârü’d- darb, haksızlıkların ve adlî hatâların görüşüldüğü Dîvânü’l-mezâlim, resmî yazışmaları yürüten Dî- vânü’r-resâil, Dîvânü’t-tevkî ile posta ve gizli is- tihbârât hizmetlerini yürüten Dîvânü’l-berîd idi.
Vilâyetlerde ise halîfe adına icrâya vâliler yetkili idi. Ordu hazırlamak, askeri barındırmak, vilâyetinde hukûkî meseleleri halletmek, kâdı ve hâkimler ile vergi ve zekat işlerini yürütecek memurlar tâyin etmek vâlilerin başlıca vazifeleri idi. Hilâfet merkezinden uzak eyâletlere bilhassa hâ- nedana mensub kişiler veya son derece güvenilir kumandanlar vâli tâyin edilirdi. Hilâfet merkezi olan Bağdât ve diğer büyük şehirlerde asâyiş, şur- ta teşkîlâtı tarafından sağlanırdı. Bu teşkîlât; suç ve cinâyetleri tâkip ederek, suçluları yakalayıp cezâlandırmakla vazifeli idi. Teşkîlâtın başında bulunan ve Sâhibü’ş-şurta yâni emniyet müdürü denilen memurun derece ve selâhiyetleri pekçok- tu. Daha sonraları ehemmiyeti iyice artan bu makam, vezirliğe hattâ mâbeynciliğe yükselme basamağı hâline geldi.
Merkez teşkilâtındaki önemli görevlerden biri de hâcipliktir. Hâciplik; halîfeyi suikastlere karşı korumak ve halkın önemli işlerle uğraşan halifeyi meşgul etmelerini önlemek için kurul
muştu. Bundan dolayı halifelere, halkın kendile riyle görüşmesi ve isteklerini iletebilmeleri içir belli vakitler ayrılmış ve dâireler tahsis edilmiştir Abbâsî ordusunun esâsını murtazıka (ücretli denilen nizâmî ve dâimî statüdeki muvazzaf askerler teşkîl etmekteydi. Bunlar yaptıkları asker hizmet karşılığında devlet bütçesinden maaş alır lar ve her türlü ihtiyaçları devlet tarafından karşı lanırdı. Abbâsî ordusunda normal, ücretli asker lerden başka bir de gönüllü askerler vardı. Ken dilerine hâzineden herhangi bir ücret veya maa; ödenmeyen bu askerler, sâdece zekat ve ganimetten pay alırlardı. Komutanlara ise, maaş karşılığ olarak, toprak verilirdi ki, buna ikta denirdi. İktâ ilk defâ Peygamber efendimiz tarafından Temîm- i Dârî’ye verilmiş, daha sonra da İslâm devletlerinde tatbik edilmiştir.
Abbasî ordusu şu beş gruptan meydana gelirdi: 1) Merkezde bulunan ve doğrudan halîfeye bağlı olarak görev yapan muhâfız birliği, 2) Büyük devlet adamlarının emrinde bulunan birlikler, 3; Vilâyetlerde bulunan kuvvetler, 4) Garnizonlarda bulunan, Avâsım ve Sugûr adı verilen birlikler. 5) Yardımcı kuvvetler.
Abbâsîler, savaş hâlinde yaklaşık olarak sayısı 100 bini aşan düzenli bir ordu çıkarabilmekteydiler. Bu ordu savaş alanında beşli tertibi esas alırdı. Bunlar, öncü (talîd, mukaddime), merkez (kal- bü’l-ceyş), sağ kol (meymene), sol kol (meysere; ve artçı (saka) düzeninde yeralırdı. Savaşlarda kullandıkları başlıca silah, araç ve gereçler; mızrak, topuz, ok, yay, kılıç, miğfer, kalkan, balta, zırh, merdiven ve mancınıkdan ibâret idi.
Abbâsîler, kara kuvvetlerine olduğu kadar, deniz kuvvetlerine ve denizciliğe de büyük önem vermişlerdir. Muhtelif şehirlerde kurdukları ter
Yeni
Teşkilât
28
Haz