TÜKÜRÜK

TÜKÜRÜK
kısmı kovandan ayrılarak namludan dışarı çıkarken kovan içerde kalır. Mekanizma kolu geri çekildiğinde kovan kendiliğinden dışarı fırlar ve yeni fişek namluya sürülür. Otomatik mekanizmalarda fişeğin ateşlenmesi sırasında barutun yarattığı itme gücü mekanizmayı otomatik olarak geri iter, bu arada boş kovan dışarı atılarak yeni fişek sürülür. Otomatik tüfeklerde mermileri içinde bulunduran şarjör mekanizmanın altından tüfeğe takılır. Kabza, tüfeğin atış yapılırken fazla sarsmaması için omuza dayanılan tahtadan kısmıdır. Makineli tüfeklerin, otomatik tüfeklerin yapılmasıyla bugünkü ordularda tüfek kullanımı gittikçe terk edilmektedir. Av tüfekleriyse çift ya da tek namlulu olup, yivsizdir ve saçma denilen fişekleri atarlar.
TÜKÜRÜK, kulak altı, dil altı ve çene altı tükürük bezlerinin ağza akan salgısı. Bu üç tükürük bezi de ayrı türden tükürük salgılar. Bunların karışması karma tükürüğü meydana getirir. Karma tükürük duru, alkali, biraz yapışkan, % 95’i su, % 3’ü organik ve % 2’si madensel maddelerden meydana gelir. Sindirimdeki rolü çok önemlidir. Kuru besinleri ıslatarak lokmanın yutulmasını kolaylaştırır. Ağza alınan maddeleri eriterek daha fazla tat almayı sağlar. Karma tükürüğün günde salgılama miktarı 300-1.000 gramdır. Hastalık söz konusu olduğunda bu miktar azalır ya da çoğalır.
TÜMER, Nejat (1924 İstanbul), Deniz Kuvvetleri Komutanı. Deniz Harp Okulu’ndan güverte subayı olarak mezun oldu (1944). Deniz Harp Akademesi’ni bitirdi (1955). Torpido subaylığı, gemi komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’n-da şube müdürlüğü ve genel sekreterliği, filotilla komodorluğu, Donanma Komutanlığı Harekât Grup Başkanlığı ve Kurmay Başkanlığı görevlerinde bulundu. Napoli’de’ NATO Güney Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanlığı’nda Planlama Dairesi Başkanı oldu. Harp Filosu Komutanlığı, Deniz Eğitim Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Kurmay Başkanlığı görevlerinde bulundu.
Donanma Komutanlığı yaptı. 30 Ağustos 1980’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na getirildi; 12 Eylül 1980’den sonra Milli Güvenlik Konseyi üyesi oldu. 1983’te emekliye ayrılarak Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeliğine atandı.
TÜMLEÇ, eylemin (yüklemin) anlamını çeşitli yönlerden tümleyen ve herhangi bir ad durumunda bulunan ya da ilgeç alan ad ya da tamlama. Tümleç, cümlede yüklemin anlamını türlü yönlerden tamamlayan sözcüktür. Tümleç yer tamamlayıcısı ve eylemin yerini, yönünü gösteren cümle öğesidir. Ad cinsinden bir sözcük ya da söz grubu olan bu öğe, eyleme, yer ve yön ekleri olan adın -e, -de, -den halleriyle bağlanır. Tümleçler; dolaylı tümleç ve belirteç tümleci olmak üzere ikiye ayrılır. Dolaylı tümleçler, cümlelerde adın -e, -de, -den hallerinde görülür. -e tümleci hareketin kendisine yöneldiğini, kendisine doğru yaklaştığını; -den tümleci hareketin kendisinden uzaklaştığını bildirir. Belirteç tümleçleri, yüklemin anlamında zaman, neden, araç, üstünlük, birlik ve beraberlik bakımından değişiklikler yapar. Bulunduğu cümlelerde (i-le, için, -den önce, -e kadar) gibi il-geçlerle kullanılır.
TÜMLER AÇI, bir açıyla toplandığında o açının ölçümünü 90° yapan açı. Örneğin 60°’lik bir açı, 30°’lik bir açının tümleyenidir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*