TÜMBEYİN HASTALIKLARI
Tümbeyin hastalıklan (ya da ansefa-lopati) bazen arsenik ya da kurşun, bazen de alkol zehirlenmelerinin ve böbreküstü bezi yetmezliği gibi iç-salgısal bazı hastalıkların ihtilatı olarak ortaya çıkarlar. Bir enfeksiyon hastalığına da bağlı olabilirler, bu durumda genellikle omuriliğin bir hastalığıyla birliktedirler ve bir be-yin-omurilik yangısı (ansefalomiye-lit) oluştururlar.
ÇOCUKLUKTA SIK RASLANAN TÜMBEYİN HASTALIKLARI. Sık görülen ve tehlikeli olan tümbeyin hastalıklan, çocuklukta olanlardır. Değişik kaynaJdı doğum öncesi ya da doğum sonrası beyinsel hasarların sonucu, ilk çocukluk döneminde başlayan, duyu ve hareket t^ozukluk-lannm yanı sıra zihinsel bozuklukla-n da peşinde getiren süreğen beyinsel hastalık grubunu oluştururlar. Zihinsel bozuklukların bulunuşu, bun-lan beyinsel hareket sakatlıklarından ayırt ettirir. Bu sonuncularda,
duyumsal bozukluklarla birlikte ola ya da olmayan hareket bozuklukla^ zekâyı etkilemez ya da çok az etkile Bazen, ana-babadaki frengi ya da a koliklik, gebelik sırasında annem yakalandığı kızamıkçık, dölüt ile iu ne arasınaki kan uyuşmazlığı, di ğum travması ya da yeni doğmuş b beği yakalayan enfeksiyon kököi beyin iltihabı (ansefalit), çocuklarç görülen beyin hastalıklarının nedel leri arasında bulunur. Bozunlar, so gelimi merkezî boz çekirdekler duz yinde ya da kuyruklu çekirdek ?; mercimeksi çekirdek gibi tümbeyn’ değişik bölgelerinde yerleşebilirle Ortaya çıkan bozukluklar çeşitlidj Sara, istemsiz hareketler, hareketle de uyumsuzluk, konuşma bozuklj
ğü. ‘ J
Bu belirtiler, çocuklardaki yarım fe ve Little lıastalığı gibi sık görüleni klinik tabloyu ortaya çıkarmak üze değişik biçimlerde öbeklenirler. i ÇOCUKLARDAKİ BEYİN YARI FELCİ. Çocuklardaki beyin yarım fi ci ilk çocukluk döneminde başli Başlangıçta, sıklıkla havalelerin b; likte bulunduğu ivegen tümbey sendromuyla belirlenir. Daha son ilerleyen bir yarım felç yerleşir; 1 felç, bazı kas öbeklerinin kasılım nedeniyle bütün bedende özel 1 duruşa yol açar: Kollar bükülmüşü kalça büzülmüş ve içe doğru dö müştür, diz gerilmiş, ayak aşın gı gin bir hal almıştır. Hastalığın etki diği kol ve bacaklann gelişmesi d nır, kas ve kemik körelmesi ortaya kâr
LİTTLE HASTALIĞI. Liftle hastali ikili bir yarım felçtir. Kökeninde i ken doğum ya da güç bir doğum su smdaki bir kafa travması bulum Alt üyeler felci kasılmalıdır, bacak sert ve körelmiştir. Kalçalar mali biçiminde çaprazlaşmışlar, koli hastalığa tutulduğunda bükülm haldekasılı kalırlar. Hastalıkla biri te sıklıkla istemsiz hareketler, an tim bozuklukları görülür. Bazen si krizleri, aptallık ve zihinsel geri gözlenir. Hemen hemen normal 1 yürüyüş elde edebilen hastalar Little hastalığının evrimi baz olumludur. Hareketsel ve ruhsal e tim, ikinci çocukluk dönemind sonra iyi sonuçlar verir. ,1
ERİŞKİNDEKİ TÜMBEYİN HAST LIKLARI. Erişkinde tümbeyin has hğı nedenleri değişiktir. Atardan yüksek basmcı bazen, baş ağrılı havaleler ve gözdibinde görülen ödemle belirti veren, beyinsel. yansıma gösterir. Tümbeyin hasti
ğı, aym zamanda kafa travmasına uğ- nuşma, bellek ve kişilik bozuklukla-
rayanlarda ya da kafalarına sürekli rıyla özellenir,
darbe yemiş olan eski boksörlerde de Tümbeyin hastalıklarının öbür bi-
ortayaçıkabilir.Busendrom baş ağrı- çimleri süreğen alkolikte gözlenir,
lan, baş dönmeleri, titremeler, ko- ama bazen hiçbir zehirleyici ve en-
tümdengelim ve tümevarım Bkz. usavurma
Avrupa’da Ortaçağ’da genel zihinsel CHARTRES OKULU
kavramların özü ve kökeni üstüne yapılan, bütün skolastik felsefecilerin katıldığı tartışma.
Ortaçağ felsefesinde tümeller denince, tekil bireylefe karşıt olarak genel fifa’rier anlaşılır. Sözgelimi, insanlık, cinstir, tümeldir; Sokrates ise, onun tekil bir gerçekliğidir. Genel fikirlerin varlık tarzı nedir? Bu fikirler kaynağım oluşturdukları şeylerden önce mi vardırlar, yoksa yaİmzca bir sözcük müdürler?
Fikirlerin, şeylerden daha önce var olduğunu söyleyenler, gerçekçiler ve yalnızca birer sözcük olduklarını ileri sürenler de adcılardı.
Bu sorun, XII. yy’dan sonra ortaçağ üniversitelerindeki tartışmanın merkezini oluşturdu. ‘ ‘
Yalnızca tekil bireylerin var olduğunu ileri sürerek tartışmayı başlatan Roscelin de Compiegne, adcılığın ateşli bir savunucusuydu. Ona göre, yalnızca somut insanlar vardır ve insanlık bir addan başka şey değildir. Düşüncesinin mantıksal sonuçlarına kadar giden Roscelin, öğretisini Tes-lis’e de uygulayarak “Aslında, üç Tann’nın var olduğu söylenebilir,” dedi. Roscelin, 1092’de Soissons Din Kurultayı önünde öğretisinden vazgeçti.
Chartres okulu (Bernard ve Thierry de Chartres, Gilbert de la Porree, Er-nould, vb.) bu adcı öğretiye karşı çıktı. Bu düşünürler, Eflatun ve Aristoteles felsefelerini, Hıristiyan dogmaları çerçevesi içinde uzlaştırmaya çalıştılar; ama açıklamalarında eflatuncu gerçekçilik ağır bastı. Çünkü onlar, fikirlerin, yaratılmış şeylerden önce gerçek olarak var olduklarını, ama tannsal düşüncede bulunduklarını ileri sürdüler. Böylece, tekil gerçeklerden uzaklaşıp, her şeyin modelinin bulunduğu idealar dünyasında kendini kaybetme tehlikesi ortaya çıkmış oluyordu. Thierry de Chart-res’ın “Tanrı tüm olarak her yerdedir ve özsel olarak her şeydedir” sözü doğrudan doğruya tümtanncılığa götürüyordu. Ama bu düşünürler, tümtanncı olmadıklarını söylüyorlardı kuşkusuz. Bernard de Chartres, fikirlerin, Tann’nm yaratıkları olduğunu söylüyor; Thierry, Tanrı’da olan fikirlerle maddeyle ilintili olan fikirleri birbirinden ayırtediyor; Cla-reinbaud d’Arras, tekbir tözün var olmadığım ileri sürerek tekçiliği reddediyordu. Tümellerden kaynaklanan bireysel gerçekliklerselözgünlü-ğü.olmayan şeyler olarak kalıyordu.
Felsefe ve tannbilimde, Tanrı ile dünyayı, yaradan ile yaratılanı özdeşleştiren öğretiye verilen ad. Tümtanncılığa göre, var olan her şey Tann’mn yarattığı bir şey değildir yalnızca; Spinoza’nın deyişiyle, “var olan her şey” aym zamanda “Tan-n’dadır”. Evrene ilişkin açıklamaların en eskisi olan bu görüş, eski Hint felsefelerinden günümüze kadar çeşitli biçimlerde ortaya çıkmıştır. Bu felsefeleri, kabaca ikiye ayırabiliriz: Spinoza’nın açıkladığı biçimde durağan ve “geometrik” bir tümtanncı-lık; stoacılıkta ya da Hegel’de gördüğümüz gibi, evrimci bir tümtanncı-lık.
SPİNOZA’NIN TÜMTANRICILIĞI
Spinoza’nın geometrik tümtanncıh-
ğına göre Tann, sonsuz sayıda yüklemden oluşmuş “mutlak olarak sonsuz bir varlıktır”. Dünya, bir sonucun ilkeden çıkması gibi bu ilk baştaki tözden çıkar (tüier). Bir üçgenin doğasından, iç açılarının iki dik açıya eşit olmasının çıkmasına benzeyen bir durumdur bu. Demek ki, bu tüm-tanncılıktâ, insanbiçimcilik diye bir şey söz konusu değildir.