Genel

Turbofan

Turbofan
SSÎ^^ Atom başlığı Ter com

(uçuş kontrol) sistemi
Kurtarma sistemleri (Hava yastığı, para

, Konvansiyonel harp başlığı
aygıtları ercom düzeneği

^Basitleştirilmiş uçuş kontrol sistemr.
İlave depolar

Yer hedeflerine karşı Cruise füzesi
Ateşleme roketi
Sevk düzeni
^ Hava girişi akıt depoları
to”
Deneme

prototipi
Gemilere karşı Cruise füzesi
“Tomahawk” Cruise füzeleri: Kara hedeflerine karşı Avrupa’ya yerleştirilmesi düşünülen atom başlığı (üstte).

Savaş gemilerine karşı kullanılan konvansiyonel harp başlığı (altta).
güvenilir olmayışlarıydı. Ateşlenen 8.000 Vl’den yaklaşık 1/4’ü rampada kalmış; büyük bir bölümü, düşük hızları nedeniyle, havadayken avcı uçakları tarafından imha edilmişti. Hedeflerine ulaşanlar, iyimser bir tahminle yaklaşık % 30 dolayındaydı.

Savaş sona erdikten sonra bu deneyimler, Amerikalılar tarafından 1950’li yıllarda kullanılarak, geliştirilmiş silahların yapımı gerçekleştirildi. Bunların arasında, 2.290 km. menzilli B-61 Matador ve 10.000 km. menzilli Northrop Snarp’ı sayabiliriz. Ancak 50’li yılların sonuna doğru, bu silahlar ortadan kaybolarak uzun menzilli Atlas, Titan ve Minuteman füzelerinin devri başladı ki, bunlar menzil, hız ve isabet açısından özellikleri çok üstün silâhlardı. Öyleyse son yıllarda Cruise füzeleri, neden yeniden güncel bir biçimde gündeme geldi.

Bu sorunun yanıtını şöyle özetlemek mümkün: Süper güçlerin yürüttüğü SALT (stratejik silahların sınırlandırılması) görüşmelerinde sınırlama konusu, çok uzun menzilli füze ve uçakların sayılarında düğümleniyordu. Sovyetlerin bu boşluğu bularak, 1900 yılından başlıyarak 700 km’ye kadar menzili olan silahları yapmaları, Amerikalı uzmanları alarma geçirdi. Böyle-ce, eski B-92 uzun menzilli bombardıman uçak-
larına, tehlike bölgesine girmeden etkili olabilecek bir kişilik kazandırdılar. Her B-52 bombardıman uçağının 20 Cruise füzesi taşıması nedeniyle, Sovyetlerin çok başlıklı ve uzun menzilli füzelerine karşı bir denge sağlandı. Bunu izleyen dönemde, yapımı daha önce durdurulmuş clan B1 uzun menzilli bombardıman uçakları yeniden programa alındı ve deniz kuvvetleri için atom denizaltılarından atılabilecek 1.200 km. menzilli Cruise füzeleri geliştirildi. 1976 yılında ise Cruise füzelerinin dev askeri taşıtlardan cteşlenebilme olanağı gerçekleştirildi ki, bugün için Avrupa’ya yerleştirilmeleri düşünülen silahlar bunlardır.

Geçmişteki benzerlerinden oldukça üstün özellikler taşıyan bu füzeler ile ilgili bazı ayrıntıları vererek tanıtmaya çalışacağız.

5.56 m. uzunluğunda ve 1 tondan fazla ağırlığı olan “Tomahawk” türünün, askeri taşıtlardan atılabilmesi ve pratik olarak istenen yere taşınabilmesi mümkün olmaktadır.

Bir katı yakıt roketiyle ateşlenen “Cruise” larda, ateşlemeden hemen sonra gövde yanındaki kanatlar bir yay sistemi yardımıyla açılmakta ve daha sonra da 66 kg. ağırlığında ve 2.633 Newton’luk bir itme gücü sağlayan küçük jet motoru devreye girmektedir. Saniyeler için

de gerçekleşen bu olaylardan sonra füze, 600-650 km/saat hızla ve oldukça alçaktan uçarak yolculuğuna başlamaktadır.

Bu silahın en büyük gücü ise, isabet yüksekliğinde gizlenmektedir (3.0C0 km’lik bir menzilde £0 m. çapında bir daire).

Cruise füzelerinin uçuş kontrol sistemi, uzun mesafe yolcu uçaklarınkinin prensip olarak çok benzeridir. Uçuş öncesi, bilgisayara gerekli coğrafi girdiler (hedefin ve atış rampasının bulunduğu bölgenin) ve bunun yanı sıra rota, yön ve yükseklik değişimleriyle, radardan kaçabilmek için gerekli bilgiler verilir.

Özel bir sistemle, hareketten etkilenmeyecek biçimde yerleştirilen duyarlı ivme-ölçerler, rotadan en ufak sapmaları bile kontrol ederler. Daha geliştirilmesi plânlanan modellerde, rota düzeltmelerinde laser ışınlarının kullanılması öngörülmektedir.

Cruise füzelerini mükemmele yakın bir si-
lâh haline getirmek için kullanılan Tercom (Ter-rain Contour Matching) sisteminde, füzenin izleyeceği rota dijital “harita” biçiminde bilgisayara yüklenmekte ve radar, belirlenen noktalarda yükseklik ölçümleriyle rotayı kontrol edebilmektedir. Örneğin, bir tepenin olması gereken yerde bir vadinin algılanması durumunda, hemen yakın çevrede doğru yol aranmakta ve manevra gerçekleştirilmektedir. Başlangıçta her 20-30 dakikada yapılan bu kontrollar, füze hedefe yaklaştığında, sıkıştırılmaktadır. Radarın ikinci görevi de sürekli olarak yükseklik kontrolüdür. Savunma radarlarına yakalanmaması için uçuş yüksekliği 30 m’ye kadar düşürülebilmektedir.

Cruise’un İzleyeceği rota, dijital “harita” biçiminde bilgisayara yüklenmekte ve radar, belirli noktalarda yükseklik ölçümleriyle rotayı kontrol edebilmektedir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir