İlginç Bilgiler

UZAYDAKİ YUMURTA

UZAYDAKİ YUMURTA
Bitkilere bakan herhangi bir insan, onun sadece dal, yaprak ve meyva-lannı görür. Fakat aynı bitkiye bakan bir biyoloji âlimi, ondaki muhteşem fotosentez hadisesini seyreder.

Kur’an’a bakış da böyle farklıdır. Ona tenkidci ve sathî nazarla göz gez-direnler, “Kur’an bu muymuş? diyerek, ebedî bir felâkete yuvarlanırken; ona akıl gözüyle kalbini açanlar, ecnebî de olsalar Islâm’a boyun eğer ve O’nun sahibine kul. olmakla iftihar eder-
Onk.Dr.Halûk Nurbaki

ler. Evet Kur’an, her ilim sahibine aradığı hakikati göstermiş ve bu özelliğiyle İbn-i Abbas gibi yüce bir İslâm âlimine ‘Devemin ipi kaybolsa, herhalde onun yerini, yine Kur’an’da bulurum’ dedirtmiştir.

İşte, o Kur’an’ın mucizevî âyetleri, Avrupa dünyadan tamamen habersizken dünyanın “elipsoid” şekilde olduğu-

Avetın. dünyamızı elips bir küreye benzeterek bunu bir yumurtayla ifade etmesi, ibret vericidir. Çünkü; bütün yumurtalar arasında dünyamıza en çok benzeyen, deve kuşu yumurtasıdır.
nu açıklamaktadır. Avrupa’da bu tarihten tam 11 asır sonra söz edilmeye başlanan gerçek, Naziat Sûresinin 30. âyetinde şu şekilde dile getirilir: “Sonra arzı söbfileştirdi.. (Yuvarlaklaştırdı, devekuşu yumurtası şeklini verdi)” Yukarıdaki âyeti, Kur’-an’ın Allah kelâmı olduğuna inanmayanların gözüne sokuyoruz. Acaba bu inkârcılar, 1400 sene öncesinden dünyanın yuvarlak olduğunu gösteren bir fotoğraf mı ele geçirmişler? Doğrusu merak ediyoruz. Yukarı

belirtmiş olduğumuz Ayete, eski tefsirlerin ço-flu “arzı yayıp döşedi” şeklinde meâl vermişlerdir. Ancak H.Basri Çantay ile İstanbul İlahiyat Fak. öğr. Üyelerinden Doç. Dr. Ali Özek başkanlığındı hazırlanan tefsirde, bu .’iyete takdim ettiğimiz şekilde mânâ verilmiştir. Aradaki fark, âyette ge (,en “DAHW” kelimesinin i nânâ değişikliğinden ileri ‘(çimektedir. Bu kelimeden (kökden) türetilen birçok kelimenin Arap I timolojisindeki karşılıkları, hep devekuşu ile alâkalıdır. Meselâ T.dhannuame” (Râzi, cilt .’11. S. 47) devekuşu yuvası, “Elmedha” ise, devekuşu yumurtasının bulunduğu yer mânâsına iletmektedir. {Ahter-i kebir S.301) Yine aynı köklen türetilen “dahw” kelimesi, yuvarlak taş veya ı eviz atmak mânâsında kullanılırken, midhat kelimesi, bir oyunun ismini ı< şkil eder. Bu oyunda yumurta gibi yuvarlak ı.ı^lar alınmakta ve daha <>nceden hazırlanan kü-ı.Ük bir çukura atılmaktadır. Hz. Haşan ve Hüseyin (R.A.)’in bu oyunu < ‘vnadıklan bilinmektedir.
(Tacu’l-Arus X. 125 Lisanu’l-Arab XIV. cilt) ve (Râzi, cilt 31. S.47)

Görülüyor ki, dünyamızdan bahseden bu âyetteki “DEHA” kelimesinin bütün türevlerinde, yuvarlaklık mânâsı yatar.

Evet Sevgili Okuyucularım. Ayette, dünyamızın devekuşu yumurtasına benzetilmesi, son derece ilmî ve İlahî bir mucizedir. Çünkü dünya üzerinde yaşayan hiçbir hayvan yumurtası, devekuşu yumurtasında olduğu kadar dünyamızın elipsoid şekline benzememektedir.

Yazımızın burasında, materyalistlere bir soru

Afyonlu Mustafa Bin Şem şeddin’in (1590) yazdığı. Ahter-i Kebîr isimli lügatin 301 sahîfesinde, devekuşu yumurtasıyla ilgili olarak yer alan ifadeyi görüyorsunuz
daha sormak istiyorum. Câhiliyetin en koyu karanlıklarında yaşayan 14 asır öncesindeki insanlara, dünyamızın şekli hakkında, bundan daha güzel bir benzetme yapılabilir miydi? Üstelik devekıışlarının o zamanlar Ortadoğ:ı ve Arabistan’da da yaşıyor olması, Kur’an’a kulak verenlerin bu yumurtalan bizzat ellerine alıp gerçeği inceleme ve anlama imkânı sağlıyordu.

Arzın yuvarlaklığını, akılları hayran bırakacak şekilde özetleyen Naziat Sûresi, dünyamızın pek-çok yaradılış gerçeğini dile getiren bir sûredir. Bu sûrenin 31. ci âyeti, arzın söbü şeklini aldıktan sonra, sıra ile suyun verildiğini, sonra da ilk bitki örtüsü olan meralann yaratıldığını ifade eder ki, Jeofizik konsepsiyonlar, aynen bu sırayı kabul eder. Modern ilmin bu kabulüne göre dünyamız küre şeklini aldıktan sonra su yapısı teşekkül etmiş, denizler meydana gelmiş ve daha sonra bitki örtüsü ortaya çıkmışta. Ayet, bu noktadan da değerlendirilince, kesin olan mucizevî yönü bir defa daha anlaşılır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir