(Anton VON), avusturyalı besteci (Viyana 1883 – Mittersill 1945). Viyana Üniversitesi’nde müzikolog Guido Ad- ler’den ders aldı (1906’da doktorasını verdi) ve Schönberg’ten bestecilik öğrendi (1904-1908). Birçok orkestra ve koro şefliği görevlerinde bulundu (özellikle 1927’de Viyana radyosu’nda) ve VVİener Arbeiter-Symphoniekonzerte’nin yöneticiliğine getirildi (1922-1934). Az çalınan müziğinin Anschluss’dan sonra yasaklanması üzerine, yaşamak için yayın çalışmaları yapmak zorunda kaldıysa da ülkesinden ayrılmayı kabul etmedi. Amerikalı bir nöbetçi tarafından yanlışlıkla vurularak kaza sonucu öldü. Yapıtlarının sayısı çok değildir. İlk partisyonlar henüz Brahms ve Mahler estetiğine bağlıydı (orkestra için Passacaglia, 1908); bununla birlikte besteci, çok kısa bir sürede bu etkiden kurtuldu ve eksenli sistemin dışına çıktı (telliler dörtlüsü için 5 Yapıt, 1909; orkestra için 6 Yapıt, 1910). Eksensizliği, yoğun ve bir gelişime yer bırakmayan “küçük biçimler”de denedi (telliler dörtlüsü için 6 Bagatel, 1913; orkestra için 5 Yapıt, 1913; 4 Lieder, 1917). O sırada solo sesle, koroyla ilgilenerek 12 ton besteleme yöntemiyle bir dizi lieder ve kanon yazdı (3 dinsel halk Hederi) ve soprano, klarinet ve gitar için 3 Lieder (1925) ve koro için 2 Goethe-Lieder (1926) ile bu 12 ton yöntemini geliştirdi. Kuramları geride bırakarak, Telliler CıçlüsCı (1927) yapıtıyla kişisel bir üslup oluşturdu ve bu üçlüyü Oda senfonisi (1928), Saksofonlu dörtlü (1930), 3 “Viae inviae” HecTİ (1934) ve büyük bir sadeliğe erişen Yedi çalgı için konçerto (1934) gibi önemli yapıtlar izledi. Piyano çeşitlemeleri (1936), Telliler dörtlüsü (1938) ve Orkestra çeşitlemeleri (1940) adlı yapıtlannda çeşitleme, kontra- punto ve diziselcilik gibi çok sevdiği üç üslup ilkesi arasında bir geçişim başardı. En sonra kendini korolu besteye vererek, Hil- degar Jone’un metinleriyle Das Augen- licht (1935), Birinci kantat (1939) ve İkinci kantat (1943) gibi üç parlak yapıt besteledi. VVebern, yaşadığı dönemde ortalığı kasıp kavuran romantizm sonrasından da, yeniklasikçilikten de kaçınmasını bildi. Diziselcilik ve Klangfarbenmelodie (zil ezgisi) ile erkenden ilgilendiyse de, kendi özel dilini bu yeni kuram içine sokma başarısını da gösterdi. Bu dilin başlıca özellikleri, gelişimi kullanmamak, duygusal anlatımı reddetmek, virtüözlüğü önemsememek, ayrık aralıklar kullanmak ve sessiz
lik bölgeleri düzenlemekti, ikinci Dünya savaşı ertesinde özellikle Fransa’da keşfedilen VVebern’i P Boulez, genç kuşağın ustası olarak adlandırdı.
WEBERN
06
Eyl