(Virginia), İngiliz kadın romancı (Londra 1882 – Levves, Sussex, 1941). Vic- toriacılığın düş kırıklığına uğramış önemli simalarından biri olan sir Leslie Step- hen’ın (1832-1904) kızı, daha çocukluk yıllarından başlayarak dünya aydınlarının en ileri gelenleriyle bir arada bulundu, Bloomsbury* grubunun çekinilen akıl hocasıydı. Enerjisini kemiren ve hemen her kitabının yayımlanışında tutulduğu delilik krizlerinden kaçmak İçin art arda yapıtlar verdi. 1912’de evlendiği ve 1917’de birlikte bir yayınevi kurdukları (K. Mansfiels, T. S. Eliot ve Freud’u yayımladı) Leçnard Wo- olf’un sınırsız iyiliği onun çeşitli bakımlardan güçlenmesini sağladı. Kendini açığa vurmayan bir eşcinsel, püriten bir feminist olan Woolf, yaşam sıkıntısını anlattı: küçük yaşta kaybettiği annesinin, sonra evli kız kardeşinin (Vanessa Bell) sağladıkları barıştan yoksun kalınca, “yaşam anları”nı, “dalgalar” ı, “yıllar” ı birbirine bağlamaya çalıştı. Bu akını yalnızca yazı ölümsüzleş
tirir ve “görünüşümüzün” ötesinde, ayrılıklar ve yasların belirgin kıldığı ruhsal anları yazıya geçirir. The Woyage out (1915), Night and Day (1919), Jacob’s Room (1922), Mrs. Dallovvay (Mrs. Dalloway, 1928) öznel bir ünanimizme doğru yönelirler: yaşam deneyimleri ve kent yaşamının doyurulmamış özlemleri, acının egemen olduğu şiirsel bir düzyazıyla verilen kahramanları aracılığıyla anlatılır. Deniz feneri (To the Lighthouse, 1927) kendisine düşman olarak gördüğü bu babanın sorunlarını daha kesin bir biçimde ele alır, denemelerinde de aynı şeyi yapar (The Common Reader, 1925-1932). Dalgalar (TheWawes, 1931), The Years (1937), Bet- ween the Acts (1941), yazara bir şizofren gibi davranılmasına yol açan yaşamdan kaçışın ve anlatılamayanların artışındaki tabloyu evrenselliği sergileyerek bütünlerler. Erkek düşmanlığının yüceltildiği Orlan- do (1928) bir ütopya oluşturur. Woolf, baştan başa tüm yapıtlarında görülen “suların trajik çağrısı” na uyarak bir krize girmek üzereyken intihar eder.
WOOLF
19
Eki