YOLCULARIN YERİNİ BİLGİSAYARLARIN ALDIĞI YER

YOLCULARIN YERİNİ  BİLGİSAYARLARIN ALDIĞI YER

Ünlü Amerikan uçak yapım şirketi Boeing’in yapınlannı, ister 747 tipi Jumbolar, ister 707 tipi uzun mesafe uçakları, ister 727 tipi Avrupa jetleri veya 737 city jetleri olsun, tanımayan kimse yoktur. Fakat bu uçak tipleri yalnız sivil yolcu ve yük taşımasıyla görevli değildir. Bunlar Amerikan silâhlı kuvvetlerinin yeni gizli silâhlandır.
ashington yakınındaki Andrews AFB (Airforce Base-Hava kuvvetleri üssü) şimdiye kadar alışık olmadığı birçok uçak tipleri görmüştür, fakat şu sırada rampada duran her göreni hayrete düşürecek kadar garipti. Arkasında muazzam bir pasta tabağına benzeyen birşey vardı bu Boeing 707’nin.

Bu garip uçağın denemeleri sırasında mükemmel bir uçuş yeteneği göstermesi de gözlemcileri bir kere daha şaşırtmıştı. Yalnız bu gösteride bulunmalarına müsaade edilen gazeteciler büyük bir heyecanla bekliyorlardı, onlara Amerika’nın ön uyarı ve kontrol (Airborne Warning and Control System) (kısaca AWACS) alanında elde etmiş olduğu son yemliklerin gösterileceği vadedilmişti. Uçak büyük bir tur atarak güney doğrultusunda denizin üstüne uçtuğu sırada, arkasındaki “pasta tabağı” gittikçe daha büyük bir hızla dönüyordu. Radarı işletilince bu dakikada 6 devir yaparken, radar, durdurduğu zaman dakikada yalnız dörtte bir devir yapıyordu.

içi tamamiyle değiştirilmiş olan uçakta bulunan büyük radar ekranında birden bire Birleşik Amerika’nın doğu kıyısı üzerindeki bütün hava trafiği gözüküyordu. Ekranın üzerinde o anda değişik birçok hedeflere doğru yol alan tam 600 uçak vardı. Bir düğmeye basılınca aygıt bu uçaklardan iki yüzünün askerî uçak olduğunu
Amerikan Hava Kuvvetlerinin gizli silâhı No. 1. Uçan baskın ve kontrol merkezi E-3 A, aslında tadil edilmiş bir Boeing 707’dir (yukarıda).
Kontrol masaları ve Radar ekranları görülmektedir. Tüm olarak bunlardan

9 tane vardır (altta).

Denizaltı avı için hazırlanmış ve donatılmış olan Boeing 707, sağda aynı şekilde denizaltı avına uygun şekilde donatılan Boeing 737, bu aynı zamanda artık eskimiş olan Convair T-29’ın yerine geçmektedir.
bildiriyordu. Uçağın içindeki özel bir aygıt da dost ve düşman bütün cins uçakları teker teker seçecek nitelikte idi.

Başka bir düğmeye basılınca, operatör bu uçak yığını arasından şimdi devamlı surette rotasının izlenmesi istenen Dır uçağı seçiyordu. Ayrıca ekranın yan tarafında bu uçağın hızı yüksekliği ve rotası da işaret edilmişti. Uçak yüksekliğini azaltsa ve inişe hazırlansa bile, yine de pasta tabağının ortasındaki radardan kendini kurtaramıyordu.
Atlantikten Amerika kıyılarına doğru gelen bir Phantom uçağının bile bu bakımdan şansı yoktu, o da hiç bir tarafa kaçamaz. Başka bir Phantom uçağı da onu yakalamak için aynı rotaya sürülür. Her iki uçağın uçuş verileri radar ekranı üzerinde devamlı surette okunur. Bir iki ayarlamadan sonra Phantom’un ciddî bir durumda roketlerini saldırıcının üzerine atacağı nokta saptanmış olur. “Big Brother” adı verilen bu özel uçağın gözünden kolay kolay bir şey kaçmaz.

Esas itibariyle bu “ağabey” bir sivil Boeing

07 – 320 B. olarak dünyaya gözlerini açacaktı ve atil yolculuklarını bununla yapmağa heveslenen birçok kimse, acelesi olan iş adamları, heyecanlı büyük anneler onunla istedikleri yerlere uçacaklardı. Fakat Boeing’de son zamanlarda azalan sivil müşterilerin yerini devamlı olarak yalnız Hava Kuvvetlerinin tutacağına dair bir kanı vardı. Böylece Boeing 707 normal seriden çıkarıldı ve ona bir iki ay içinde yeni bir donatım ve’yeni bir görev verildi, bu AVVACS idi ve Amerikan hava kuvvetlerinin isteği üzerine, eskimiş olan Lockheed EC-121’lerin yerine geçecekti. Bu görev için uçağa yaklaşık 9 metre çapında ve 5500 kilogram ağırlığında bir radar bölmesi eklendi, bu yuvarlak olarak ayrıca 1000 kilogram ağırlığında madensel iki pilonun üzerine oturtulmuştu. Asıl radar anteni “yalnız” 7 metreden biraz geniş ve bir buçuk metre yüksekti. Onun ön tarafında birçok yarık vardı.

Uçağa verilen resmî adıyla, E-3A’nın gövdesi de sivil 707’ye oranla çok değişmiştir. Alışık olduğunuz yolcu koltuklarının yerini 19 radar konsolu (destek veya raflar) almıştır ki bunlar 25 – 29 kişi tarafından kullanılır. Mürettebat arasında bir uçak komutanı —ki bu burada pilot değildir— ve ayrıca bu muazzam elektronik donatımını devamlı gözden geçirmek göreviyle dört makine teknisiyeni vardır. Onların sorumlulukları bir kontrol bilgisayar tarafından kolaylaştırılır, bu çoğu sistemleri her on saniyede bir bozukluk aramak üzere tarar. Herhangi bir hata saptanırsa, başka bir tesis de onun tam nerede olduğunu bulur. Yalnız o yedek parçayı değiştiremez, fakat bunun için de yeteri kadar teknisiyen vardır.

Herhangi bir olağanüstü durumda uçağı bırakıp havaya atlamak için ön ve arka taraflarda rampalar yapılmıştır, paraşütlerle atlanırken bunların üzerinde büyük bir çabuklukla kayılabilir. Mürettebatın kanısına göre böyle ciddi bir durum düşmanın sebep olacağı bir şey değildir. Zira gerek büyüklüğü, gerek görel az olan ağırlığı yüzünden, pek iyi olmayan manevra niteliğine rağmen bu uçak düşmanın her türlü avcı uçağından kat kat üstündür. Uçan süper kontrol istasyonunun hücuma geçen her yabancı uçağı, O, daha kendi radar ekranında E-3 A’yı “görmeden” çok önce ekranda saptanır. Yana doğru bir kaçmak suretiyle de o daima hücuma geçecek uçağın radar ekranının erişebilme uzaklığından kendisini dışarı çıkarabilir. Sıkıştığı takdirde kendisini savunmak için avcı veya yer hava roketlerinden de faydalanabilir. Süper modern VVestnighouse-
radarıyla o çok aşağıdan uçan uçakları da keşfetmek ve izlemek niteliğindedir.

Şimdiye kadar buna olanak yoktu, zira yer yankıları dakik bir keşfe engel oluyorlardı. Deposundaki akaryakıt miktarına bağlı kalmamak için onun havada yakıt alma donatımı da vardır.

E-3A büyük Boeing ailesinin biricik evlâdı değildir, aslında o sivil görevleri üzerine almak üzere kurulmuştur. Bir yıldan daha fazla bir zamandan beri Amerikan hava kuvvetlerinde yeni bir navigasyon eğiticisi hizmete alınmıştır ki bu T-43A resmi adı altında tanınmış Boeing 737 (city jeti) saklar. Sivil tipine nazaran bunda kabine tabanları takviye edilmiştir, çünkü ancak bu sayede elektronik tesisleri taşımak kabil olabilmiştir. Bu 737 tipinin yan pencereleri de azaltılmış, fakat bunların yerine Sekstantların kullanılabilmesi için domlar (kubbeler) konulmuştur.

Bu tipten 19 uçakla artık eskimiş sayılan 57 Convair T-29 tamamiyle karşılanabilmektedir, ki bu yılda 400 milyon TL.’lık bir tasarruf sağlayacaktır.

Jumbo-jet de Hava Kuvvetlerinin elinden artık kurtulamayacaktır. Buna en büyük sebep olarak Mısır – İsrail Jom-Kippur Savaşı gösterilmektedir. Bu savaşsal tartışma sırasında Amerikan Hava Kuvvetleri İsrail’e savaş malzemesi yardımı yapmak üzere bir “hava köprüsü” kurmuşlardı. Bunda ağır malzemenin taşınması için yeterli derecede taşıma hacminin bulunmaması pek hoş kaçmamıştı. Gerçi Amerikan Hava Kuvvetlerinin elinde C-54 Galaxy gibi dünyanın en büyük uçağı vardır. Fakat bu uçak üzerinde yapılan devamlı değişiklikler yüzünden havaya açılmaktan ziyade vaktini yerde geçirmektedir.

Oysa 747 yük taşıyıcı olarak, yıllardan beri Lufthansa Alman Hava Yollarında büyük bir başarıyla çalışmaktadır ve uzun mesafe – ağır yük nakliye uçağı için en uygun bir çözümdür. Başka bir olanak da747’yi hava kuvvetleri için bu kadar ilginç yapmaktadır, o da ömrünün sonlarına gelmiş olan KC-135 tankerin yerine geçebileceğidir. Yalnız başına tanker olarak kullanılmak üzere değiştirilebilen gövde tankları sayesinde havadan başka bir uçağa 117.000 litre akaryakıt aktarabilmektedir. Bu, bir tek 747’nin bütün bir Phantom uçak filosuna Amerika’dan Avrupa’ya kadar refakat ederek onun akaryakıt ihtiyacını sağlaması demektir. Onun Phantom uçaklarına son olarak yakıt ikmali Avrupa kıyılarının üzerinden uçarken yapılacak ve böylece 747 kendi başına Labrador’daki Goose Bay’a dönerek tanklarını yeniden akaryakıtla dolduracaktı.

Akaryakıt miktarı yük almak için azaltılabilir. 80 ton akaryakıt ve 80 ton vükle 747 yine 6 Phantom uçağının 6.900 kilometrelik akaryakıt ihtiyacını tek başına sağlayabilecekti, ki bu da Amerika’dan Almanya’ya gelecek bir filonun ihtiyacıydı.

Burnunun açılıp kapanabilmesi sayesinde havaleli yükler de pek güzel yüklenebilir, 2,5 tonluk 12 kamyon ve buna ek olarak 27 ton yükün alt ambarlarına alınması 747 için pek güç bir şey olmayacaktı. Şu anda Amerikan Hava Kuvvetlerinin standart yük uçağı Lockhead C-141 Starlifter bu tip kamyonların ancak üç tanesini taşıyabilmektedir 400 tonluk maksimum bir kalkış ağırlığıyla şimdiye kadar kullanılmakta olan Pratt. Whitney İ.T. 9 D motorları yeterli olmayacaktı. Bunların yerine daha büyük bir yük taşıyan sivil 747’lerde olduğu gibi General Electric’in CF-6-50 E ya da F motorları geçmektedir.

Askerî nakliye uçağı olarak 747’lere karşı özellikle ¡ran Şahı büyük bir ilgi göstermiştir. Fakat ilk nakliye tankerinin piyasaya çıkabilmesi için daha uzun bir süreye ihtiyaç olacağından, Şah hava kuvvetleri için Trans World Lines’tan 9 uçak satın almıştır, şu sırada İktisadî nedenler yüzünden Trans World hava yolları birçok sefer-
lerini işletmeden çıkarmak zorunda k Amerikan silâhlı kuvvetleri tarafından il 747 Amerikan stratejik bombardıman k lığı, Advanced Airborne Comman (AABNCP) için alınmıştı. Bütün yer tesi zaman tamamiyle yok edilse bile, bu uça karşı hücuma daha geçilmek olanağı bul tır, tabiî böyle bir karşı hücuma geçebil gerekli olan şeyler elde kalmışsa, denizaltılarını avlamak için şimdiye kada başarı göstermiş olan Boeing 707 ve 737 mektedir. Her iki uçağın da içinde ge elektronik donatım vardır, özellikle b arasında yer yüzünün magnet alanının sa; yardımıli denizaltıların varlığını saptayan bulunmaktadır. Tamamiyle otomatik bi kontrol sistemi sayesinde bunlar uzun uçuşunda mürettebatın fazla bir dikkat meşine gerek olmadan 90 metrelik yüksekl basitçe uçabilirler.

Şimdiye kadar satın alınacak bir hakkında Hava Kuvvetleri ile yapılan kon lardasöz konusu olan yalnız 727 idi. Fakat bugün değişmiştir. Alman Hava Kuvveti Lufthansa’nın ısmarladığı 727’leri ondan düşüncesindedir. Böylece Boeing ailesini

üyesi de üniforma giyecektir.

HOBB

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*