YUGOSLAVYA ,

RESMİ ADI: Yugoslavya Federal Cumhuriyeti. YÖNETİM BİÇİMİ: İki meclisli, çok partili federal cumhuriyet.
YÜZÖLÇÜMÜ: 102.173 km^^.
NÜFUS (1992): 10:394.000.
BAŞKENT: Belgrad.

 
BAŞLICA KENTLER (1991): Belgrad (1.553.584), Novi Sad (264.533), Niş (247.898), Kragujevac (178.881), Leskovac (160.948).Ekonomik reformlarla birlikte eski siyasal sistemden kopma yoluna giren Yugoslavya’da demokrasiye ve piyasa ekonomisine geçiş çabaları yavaş ve eşitsiz bir süreç izledi. Bu durum çok geçmeden federal yapının sarsılmasına ve ülkeyi oluşturan cumhuriyetlerin bağımsızhğa yönelmesine yol açtı.
II. Dünya Savaşı’ndan sonraki ilk çok partili seçimlerin yapıldığı 1990’da ortaya çıkan tablo federal birliği korumanın güçlüğünü açıkça gösterdi. Slovenya’da komünist olmayan partilerin oluşturduğu ittifak parlamentoda çoğunluğu elde etti. Slovenya’da aralık ayında düzenlenen halkoylamasında halkın büyük çoğunluğu ba-ğımsızhktan yana oy kullandı.
Hırvatistan’da da bağımsızlık yanlısı Hırvatistan Demokratik Birliği reformcu komünistlere karşı kesin bir zafer elde etti. Cumhuriyet nüfusunun yüzde 12’sini oluşturan Sırplar özerklik için ayaklandılar ve silahh çatışmalar çıktı. Bosna-Hersek’te komünistler Müslüman, Sırp ve Hırvat partileri karşısında yenilgiye uğradı. Nüfusun yüzde 40’m oluşturan Müslümanları temsil eden Demokratik Eylem Partisi’nin lideri Aliya İzzetbegoviç devlet başkanlığına seçildi.Makedonya’da en çok oyu milliyetçi eğilimli Makedon partisi elde ederken Arnavutlar’ıtemsil eden parti ikinci sırada yer aldı. Eski komünistlerin oluşturduğu reformcu ittifak öteki ayrılıkçı cumhuriyetlerde olduğu gibi başarısızlığa uğradı.Sırbistan ve Karadağ cumhuriyetlerindeki çok partili seçimlerde ise reform yanlısı komünistler büyük bîr zafer elde ettiler. Slobodan Miloseviç önderliğindeki Sırbistan Sosyalist Partisi (SSP) parlamentodaki 250 sandalyenin dörtte üçünü kazandı. Kosova’daki nüfusun yüzde 90’ını oluşturan Arnavutlar seçiinleri boykot ettiler. Sırbistan yönetimiıice kapatılan Kosova meclisinin üyderi Eylül 1990’da gizlice toplanarak federal bir curiıhuriyet oluşturma kararı aldı. Ama bu girişim boşa çıkarıldı.
Yugoslavya 1991’de iç savaş ve ekonomik çöküntü içinde dağılma süreciiıin sonuna yaklaştı. Slovenya ve Hırvatistan eski devlet yapısını para, savunma ve dış politika alanlarında ortak kurumlara dayalı gevşek bir federasyona dönüştürme yolundaki çabalarını sürdürdü. Sırbistan ve Karaidağ ise daha merkezi bir federasyondan yana tutum takındı. Mart 1991’de Bel-grad’da Miloseviç yönetimine karşı başlayan gösteriler sert biçimde bastırıldı. Aynı ay karışıklıklar Hırvatistan’a da sıçradı. Mayıs’ta Hırvatistan’da düzenlenen halkoylamasinda büyük bir çoğunluk bağımsızlık yönünde oy kullandı.
Avrupa Töpluluğu’nun (AT) cumhuriyetleri bir arada tutma ve sorunların barışçı yollardan çözülmesini sağlama girişimi sonuç vermedi. Temmuzda Hırvatistan ve Slovenya bağımsızlıklarını ilan ettiler. îki gün sonra federal ordu birliklerinin saldırısıyla Slovenya’da da çatışmalar başladı. AT ülkelerinin isteği üzerine Slovenya ve Hırvatistan’ bağımsızlık kararlarını bir süre için askıya aldılar. ŞlC)Venya’da ateşkes sağlandı ve federal ordu çekildi. Hırvatistan’da ise Sırp çetecilerin saldırıları sürdü! Ekim başlarına gelindiğinde Hırvatistan’ın üçte biri federal ordunun denetimine girmişti. Çatışmaların durmaması üzerine AT 16 Arahk’ta bağımsızlığı seçen Yugoslav cumhuriyetlerini tanımaya karar verdi. Ardından Slovenya, Hırvatistan, Makedonya ve Bosna-Hersek’in resmen federal birlikten ayrılmasıyla Yugoslavya 1992’ye yalnızca Sırbistan ve Karadağ’ı kapsayan bir devlet olarak girdi. Federal Meclis’in Nisan 1992’de kabul ettiği anayasayla yeni Yugoslavya resmen ortaya çıktı.
Bosna-Hersek’te Müslüman Boşnaklar ile Yugoslavya destekli Sırp milliyetçileri arasındaki çarpışmalar 1992’de yaygınlaştı. Bosnah Sırp liderler 27 Mayıs’ta Yugoslavya’ya bağlı bir cumhuriyet ilan ettiler. Bu cumhuriyetin denetimine giren federal ordu birlikleri İBoşnaklar’a karşı sistemli bir “etnik temizleme” hareketine girişti. Bosna sorunu uluslararası bir bunahma dönüştü.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi 30 Mayıs 1992’de saldırganlıkla suçladığı Yugoslavya’ya karşr kapsamlı yaptırımlar uygulanmasını kararlaştırdı. Bu yaptınrhlar ticaret ambargosunu, sivil hava ulaşimıniri yasaklanmasını, yurtdışmdaki varlıkların dondurulmasını, Yugoslav diplomatların smırdışı edilmesini, bütün kültürel, sportif ve bilimsel ilişkilerin askıya alınmasını ve başka önlemleri kapsıyordu. Ekimde de, insancıl yardım çalışmaları dışında, Bosna üzerindeki bütün uçiışlarin yasaklanmasına ilişkin bir karar çıktı.
Miloseviç yönetimi Rusya, Romanya ve Yunanistan gibi ülkelerin örtülü desteğiyle ablukayı önemli ölçüde aşmayı başardı. Bununla birlikte yaptırımlar etkisini gösterdi. Sanayi üretimi gerilerken, mal sıkıntısı ve enflasyon büyük boyutlara ulaştı.
Belgrad ve öteki kentlerdeki bazı gösterilere karşın, Miloseviç yönetimi hailk arasındaki desteğini sürdürdü. Temmuzda başbakanlığa getirilen Milan Paniç’in içeride ve dışarıda izlediği esnek politikalar değişim yönünde bir umut doğurdu. Ama 20 Arahk’ta yapılan parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde demokratik muhalefet yenilgiye uğradı. Miloseviç karşısına aday olarak çıkan Pa-niç’i yenerek yeniden cumhurbaşkanlığına seçildi.
Bu arada Kosovalı Arnavutlar 24 Mayıs’taki gayri resmi seçimlerin ardından Batı Avrupa’da bir sürgün hükümeti kurdular. Sırplar’in Bosna’daki gibi bir “etnik temizlik” hareketinle girişmesinden çekinen yerel Arnavut liderlerin yatıştırıcı çabalanna karşın 1993’ün ikinci yansına girildiğinde Kosova’da huzursuzluk Sürüyordu.
Bosna’daki uluslararası girişimler iç savaşı önlemede yetersiz kaldı. Batılı ülkelerin askeri müdahaleden kaçınması 1993’te bu ülkenin etnik temellere göre bir dizi bölgeye ayrılmasını gündeme getirdi.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*