DEVLETİN ADI Yunanistan (Helen) Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ……………………………………………. .. Atina
N Ü F U S U ………………………………… ………. 9.898.000
YÜZÖLÇÜM Ü……………………………..131.944 km2
RESMÎ DİLİ ……………………………………… Yunanca
D İN Î……………………………….Ortadoks, Müslüman
PARA BİRİM İ……………………………………. Drahmi
9 B 9
Alm. Griechenland (n), Fr. Grèce (f), İng. Greece.
Balkan Y arım adası’nın güneyinde, kuzeyden
Arnavutluk, Yugoslavya ve Bulgaristan, doğudan
Türkiye, güneydoğudan Ege Denizi, güneyden
Akdeniz ve batıdan Adriyatik Denizi ile çevrili küçük
bir ülke.
Tarih:
Tarihçiler Yunanistan tarihini üç büyük bölüme
ayırırlar; Eski Yunan tarihi, Orta devir ve Bizans tarihi
ve Yeni Yunanistan tarihi. M.Ö. (2000-146) tarihleri
arasında hayat süren Eski Yunanlıların bu devirleri de
dört bölüme ayrılır; M.Ö. (2000-500) yıllarına
kahramanlık seneleri ve ilk olimpiyat seneleri adı verilir.
M.Ö. (500-400) yıllarında meydana gelen İran savaşları,
medeniyet seneleridir. M.Ö. (400-300) yılları eski
Yunanlıların gerileme devridir. İskenderin Makedonya,
Tiva ve İsparta istilâları bu devre dahildir. M.Ö. (300-
146) tarihleri Dördüncü ve son devirdir. Bu son devre
aynı zamanda Helenistik dönem de denir. M.Ö. 146
yılında Roma İmparatorluğu’nun idaresi başlar. Romalılar
M.S. 395’de ikiye ayrılınca Yunanlıların Orta
dönem ve Bizans tarihi başlar. Bizans İmparatorluğu’
nun ilk hükümdan Konstantin’dir.
Konstantin 330 yılında, Doğu Roma’nın Bizans
şehrini alarak ismini “ Constantinople” şeklinde
değiştirdi. Konstantin’in 378’de ölümüyle birlikte,
imparatorluğun 1081’de başlayan gerileme döneminekadar, sırasıyla Teodosiu, Lostianu, Iraklios, İsavroslar
ve Mekadonya dönemleri geçti. Gerileme devri, Fatih
Sultan Mehmed Hân’ın 1453 yılında “Konstantinople”
u alarak “İstanbul” yapmasıyla son buldu. Böylece
yaklaşık 1000 yıllık Bizans İmparatorluğu tarihe
gömüldü.
Fatih’in İstanbul’u fethetmesi, dünya tarihinin
olduğu gibi Yunan tarihinin de dönüm noktasıdır. Artık
Yunan devleti kalmamış ve Yunanistan topraklan bir
Osmanlı eyaleti olmuştu. Atina 1458 sonbaharında
Osmanlı topraklarına katıldı. Fatih Sultan Mehmed
Hân hemen Atina’ya geldi ve dört gün kaldı. Türk ve
Yunan arşivlerine göre A tina’da Türk idaresi
zamanında tekke, küçük kervansaray, çeşme ve
sebillerin dışında 9 cami ve tam teşekküllü bir medrese
yapılmıştı. Bunlar; Mescidi İsmâilî, Fethiye Câmii, Yeni
Câmii, Aşağı Şadırvan veya Voyvoda Câmii, Sofya
veya Hüsnü Bey Câmii, Sütunlu Câmii, Akropol
eteğindeki Câmi, Küçük Câmii, Kafisiye Kazası Câmii
ve Ravaklı Medrese. OsmanlIların 400 sene hâkim
olduğu bu yerlerdeki eserlerden bugün minaresi
yıkılmış iki cami ile bir medrese kapısı kalmıştır.
Diğerlerinin ise izleri bile kalmamıştır. Yunanlılar 400
yıl kadar rahat ve huzur içinde Osmanlı tebası olarak
yaşadı. 1821 yılında, Osmanlı Devletinin gerilemeye
başladığı dönemlerde, AvrupalIların kışkırtmalarıyla
Yunan isyanı çıktı. İsyandan sekiz yıl sonra Yunanistan
Krallığı kuruldu. 1812-1913 yılına kadar Danimarka
asıllı krallar tarafından idare edildi. Yunanistan,
bundan sonra 1923 yılma kadar Balkan Savaşları,
Birinci Dünya Harbi ve iç karışıklıklar ile uğraştı.
Müttefiklerin yardımı ile Yunanlılar “ Megalo İdea”
hülyası ile, “ Helen İmparatorluğu”nu yeniden kurmak
üzere 15 Mayıs 1919’da İzmir’i Batı Anadolu
topraklarım işgâl ettiler. Çok geçmeden, Türk Ordusu
karşısında tutunamayarak 1922’de hayalleriyle birlikte
denize döküldüler. (Bkz. Balkan Savaşları, Türk İstiklâl
Harbi).
Bu yenilgiyle birlikte Yunanistan’da iç karışıklıklar
başgösterdi. 1923 yılında yapılan halk oylamasıyla
Yunanistan Cumhuriyeti ilân edildi. Fakat 1926’da
General Theod^ros Pangalos diktatörlüğünü ilân etti.
1935 yılında monarşik idare yeniden ortaya çıktı ve
Helen Kralı, George II, tahta geçti. İkinci Dünya Harbi
patlak verince, Yunanistan 1940 yılında İtalya’dan bir
ültimatom aldıysa da bunu reddetti. Fakat ardından
Alman, İtalyan ve Bulgarlar ülkeyi işgâl etti. 1944
yılında işgâl kuvvetleri ülkeden çekildi. Ülkede tekrar iç
karışıklıklar başgösterdi. Ülkeye sızmış komünist güç
ler, Kralcılar ve İngiliz birlikleri tarafından mağlup
edildi. 1947’de yapılan yeni bir halk oylamasıyla George
II, idareyi eline aldı. Daha sonra yerine kardeşi Paul I
geçti.
Komünistler 1947-1949 yıllan arasında tekrar karı
şıklıklar çıkardılarsa da, A.B.D.’nin yardımıyla dağıtıl^
dılar. 1963 yılına kadar ülke Karamanlis hükümetince
yönetildi. Bu tarihteki seçimleri Merkez Partisi
kazandı. Ülke içinde yeniden karışıklıklar çıktı. 1967
yılında Albay Papadopoulos ihtilâlle idareyi eline geçirdiyse de 1973 yılında General Demetrius’un yeni bir
ihtilâli ile idareyi kaybetti. 1974 yılında Kıbrıs problemi
!l’ortaya çıktı. Türk Ordusunun “Barış Harekâtı”
’ Yunanistan’da iktidar değişikliğine sebep oldu. Yunan
ni askerî cuntası dağıldı. Yerine Karamanlis hükümeti
IJ’ geldi (Bkz. Kıbrıs).
Yunanistan 1974 yılında referandum ile yeniden
! Cumhuriyet oldu. 198 l’de Avrupa Ekonomik Topluluğ
u n a katıldı. 1981-1985 seçimlerini PASOK (Panhelei
rA?
nik Sosyalist Hareket) partisi kazandı.
-ıu Fizikî yapı:
_ Yunanistan, Balkan Yarımadasının güney ucunda
yaklaşık olarak 131.944 km2’lik küçük bir ülkedir. Üç
kenarı denizle çevrilidir. Doğu ve Güneydoğusunda
j Ege Denizi, güneyinde Akdeniz ve batısında Yunan
denizi bulunur. Küçük bir ülke olmasına rağmen kritik
v bir mevkide«Jir. Avrupa ve Afrika kıtalarının en çok
^«birbirine yaklaştığı yerlerden birinde bulunur. (Avrupar
Kıbrıs-Ortadoğu), (Avrupa-Süveyş-Hind Okyanusu) ve
(Rusya-Boğazlar-Ege Denizi-Akdeniz) su yollarını
kontrol edebilecek coğrafî özelliğe sahiptir.
Yunanistan genel olarak beş bölgeye ayrılır: Makedonya,
Trakya, Epiıus, Teselya ve Mora. Yunanistan
topraklarının hemen hemen beşte dördü dağlık, çok az
bir bölümü de ovalıktır.
; ‘ Orta Yunanistan’da uzanan sıra dağlar Korintos
Boğazında son bulur. Bu dağlar, daha sonra Mora
Yanmadası’mn içlerine kadar devam eder. Mora
Yanmadası’ndaki başlıca dağlar şunlardır; Panahayiko,
Erimantos, Zirra, Helmos, Mealo, Tavyetos,
Parnonas.
Arnavutluk sınırından ülke içlerine doğru uzanan
sıradağlara Pindos Dağlan denir. Yaklaşık olarak 200
adet tepe bu bölgede birbirine paralel olarak yer alır.
Pindos Dağlan’nm kuzeyine Grammos Dağlan denir.
Güneydeki kısımda ise, Nafpaktros ve Lodorikiyu dağ
lan yer alır. Bu dağların ve ülkenin en yüksek noktası
2 1 8 Rehber Ansiklopedisi
2917 m.’ye kadar yükselen Olimbos Dağı’dır. Yunanistan
ovalan kıyılarda yer alır ve genellikle denize açılır.
Bir kısım ovalar ise iç kısımlarda bazı göllerin kurumasıyla
ortaya çıkmışlardır. Başlıca ovalar şunlardır: Selanik,
Argolidas, Messinias, Lakonias, Kopayidas ve
Karlos.
Yunanistan kıyılan oldukça girintili çıkıntılıdır.
Yaklaşık olarak 150-160 km. kadar uzunluğundadır.
Kıyılar boyunca, Ege Denizinde ve Akdenizde yaklaşık
2000’ne yakın ada Yunanistan’a aittir. Bunlardan
sadece 169 tanesi yerleşim yeridir. Ege Denizi’nde
İmroz ve Bozcaada Türkiye’ye aittir. Başlıca büyük
adalar şunlardır; Girit, Rodos, Milos, Korfu, Sakız,
Midilli (Lesbos), Sisam, Eğriboz, Delos ve Mykonos’
dur.
İklim :
Yunanistan, genel olarak yazları sıcak, kışları ise ılık
ve serin geçen, Akdeniz ikliminin tesiri altındadır. Ülke
topraklan küçük olmasına rağmen, denizlerin ayırdığı
ve oyarak meydana getirdiği girintili çıkıntılı kıyı bölgelerinde
adalarda ve iç kesimlerde, bu iklim yer yer değişen
ve başkalaşan bir özellik gösterir. Adalarda,
kıyılarda ve Halkidikiye Yanmadasında yumuşak
Akdeniz iklimi hüküm sürer. Dağlık bölgelerde ve iç
kesimlerde ise Akdeniz’in dağ iklinu mevcuttur.
Kuzeye doğru gidildikçe kış ayları soğuk ve yaz ayları
daha sıcak geçer. Yağış miktan genel olarak düşüktür.
Batı sahilleri daha çok yağış alır. Bu bölgelerde esen
güneyin nemli rüzgârlan bol yağış getirir. Fakat yükselen
dağlar, bu rüzgârların doğuya geçmesine manî olur.
T abiî K aynaklar:
Yunanistan’ın batı bölgeleri, doğu bölgelerine nazaran
daha yeşillik ve ovalıktır. Doğu bölgelerde geniş
ovalar ve ormanlar-çok daha azdır. Kıyı bölgeler ve
adalarda bilhassa yabanî zeytin, purnar, sakız ve çam gibi ağaç türlerine sık rastlanır.Kuzey bölgelerde ve genellikle dağlık kesimlerde
büyük gövdeli ve çok yapraklı ağaç türleri daha çoktur.
Dağlık ve ormanlık olmasına rağmen büyük vahşi hayvanlar
pek yoktur. Ancak küçük ve çok çeşitli’ yabanî
havyan türlerine ve sürüngenlere çok rastlanır.
Doğu Yunanistan maden kaynaklan bakımından
çok zengindir. Daha çok Eviya, Argolido, Halkidiki,
Kozani ve Ege adaları maden bakımından bolluk içinde
olan bölgelerdir. Madenlerin bir kısmı toprak üstünden
ve bir kısmı dâ toprak altından elde edilebilir. Darnasso,
Grona, Elikona ve Kiteronada bölgelerinde boksit,
Halkidiki, Eviya, Domoko ve Kozani çevresinde
krom ve beyaztaş, Aliveride, Ptolemagida’da ve
Megalopoli’de yörelerinde linyit ve Taşos Adası’nın
kuzeybatısında da petrol yatakları mevcuttur. Diğer
önemli madenler şunlardır: Demir, nikel, amyant ve
magnezyum filizidir.
Nüfus ve Sosyal Hayat:
Yunanistan nüfusu yaklaşık olarak 9.900.000 kadardır.
Nüfus yoğunluğu kilometre kareye 74 kişidir. Nüfusun
% 98,5’u Yunanlı olup, bunun % 60’ı şehirlerde
yaşar. Bugünkü Yunanlıların eski Yunanlılarla alâkalan
kalmamıştır. Yıllarca çeşitli egemenlikler altında
çeşitli milletlerle karışmış ve başka bir topluluk haline
gelmişlerdir.
Nüfusun üçte birine yakın bir bölümü başşehir
Atina ve çevresinde yaşar. Bu bölgedeki nüfus yoğunluğu
100 kişinin üzerindedir. Bundan başka diğer
önemli bölgeler şunlardır: Selanik, Pire, Patras, Kandiye,
Tirhala, Serez, Yanya, Kırkira, Levkadas, Ahayas,
Attiki, Iraklia ve Kavala’dır. Ülkede en kalabalık
azınlık grup Türkler’dir. Nüfusun yaklaşık % 2’sini
meydana getirirler. Ayrıca bir miktar Bulgar, Rum ve
Ermeni de yaşar.
Ülkenin resmî dili Yunanca’dır. Yunanistan’da
yaşayan Türkler, her türlü baskılara rağmen Türkçe
konuşurlar ve Yunanca da bilirler. Yunan hükümetleri
Türklere çeşitli konularda zorluklar çıkarmaktadır.
Halkın % 97’si Ortodoks’tur. Geri kalanların çoğunErmeniier
tarafından
tahrip edilerek mezar
taşları kırılan “Namazgâh”
mezarlığının
yerinde bugün Yunanlı
lar tarafından yapılan
eğlence parkı bulunmaktadır.
Yunanistan’ın başkentindeki krallık sarayı önünde nöbet tutan
askerler.
luğu müslümandır. Çok az da olsa Katolik, Protestan
ve Yahudi de vardır. Yunanlılar küçük yaşlardan itibaren
“Türk Düşmanlığı” ile yetişirler. Alfabelerinde
küçücük çocuklara bu düşmanlığı öğretirler. Gayeleri
eski Bizansa kavuşmaktır. Kendilerini halen Helen
Uygarlığfnın devamı sayarlar.
Yunanistan 1380’da Osmanlı Devleti’nden hıristiyan
batı ülkelerince koparılıp bağımsız olduğunda
Mora Yanmadası’nda yaşayan 700 bin kişi kendisinin
hangi ırk ve millet olduğunu bilmiyordu. Çoğunluğu
çobanlık yapan muhtelif millet ve ırkların karışımından
olan, Rumca konuşan bu topluluğu Avrupalı ülkeler
Osmanlı Devleti aleyhine kullanarak, sizler eski Yunanlılann
nesillerisiniz dediler. Nitekim A.J. Toynbee 13
ciltlik İngilizce “ A. Stdy of History” isimli eserinde eski
Yunan fikrinin Akdeniz’i ele geçirmek isteyen sömürgeci
emperyalist Avrupalı devletlerin, devlet adamlannın
ortaya attığı bir yalan olduğunu açıkça ifade eder.
Charles Seignobos’un “Medeniyet Tarihi” isimli eserinin
441’nci sayfasında “Orta Çağ’da tamamen yoolan Grek milleti siya«’ .maksatlarla Osmanlılara karşı
yeniden ortaya çıkartıldı” der.
Bulgar, İskit, Hunlar, Avarlar, Kumanlar, Peçenekler,
Hazerler, Sırplar, Slâvlar, Arnavut, Türkmen,
Tatar ve İlliryalılar kanşımı olan bu topluluğa Batılı
tarihçi ve siyasetçiler tarafından eski Yunan şuuru verilerek
Osmanlı Devleti’nin Akdeniz hâkimiyetine son verilmesi
ve Mora Yanmadası’nın elinden alınarak, yıkılışı
hızlandırılmıştır. Böylece Batı emperyalizmi hem İslâm
ülkeleri, hem de diğer dünva devletlerinde kendine daha
rahat ve kolay yerleşme yolu bulmuştur.
-* Çok eski lügâtlarda Larousse dahil; Grek kelimesi
hilekâr, dolandırıcı mânâsına gelir. Ondokuzuncu
asırda Avrupa ülkelerinde Grek şenlikleri yapılırken,
J^lman tarihçi profesör Fail Merayere “ Mora
Yunanistan’ın Iskece şehrinden bir görünüş.
220 Rehber Ansiklopedisi
Yarımadası’nın Orta Çağlardaki Tarihi” isimli eserinde
“Avrupa’da Hellen ırkı tamamen yok olmuştur. Bu
günkü hıristiyan Yunanlıların damarlarında bir damla
Hellen kanı yoktur!” demiştir. Konstantin Porfırogeret
ise Sekizinci asırda İtalya’dan gelen veba ile Hellenlerin
son kalıntılannın da kaybolduğunu ifade eder.
1830’dan bu yana Türkiye aleyhine üç misli genişleyen
Yunanistan ilkokullarında Yunan çocuklarına “Bir
tek Türk kalmayıncaya kadar Türklerle savaşacağına”
dair yemin metnini ezbere okutmaktadır.
Siyasî Hayat:
Yunanistan, başkanlık sistemine dayalı bir parlamenter
cumhuriyettir. Devlet Başkanı ve hükümet baş
kanı birbirinden ayrıdır. Kanun yapma yetkisi dört
yılda bir seçilen meclise aittir. Yargı gücü bağımsız
mahkemelere aittir. Yunanistan idari olarak 10 bölgeye
ve 51 il’e ayrılır.
Ekonomi:
Yunanistan ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanır.
Topraklarının % 29’una yakın bir bölümü tarıma
elverişlidir. Çoğu bölgeler dağlık olduğundan tarım için
müsait geniş ve verimli ovalar ve sulama ihtiyacı için
gerekli akarsu miktarı azdır. Buna rağmen nüfusun %
30’una yakını tarım ve hayvancılıkla uğraşır. En önemli
tarım ürünleri şunlardır; tahıl, tütün, pamuk, pirinç,
zeytin, üzüm, meyve ve sebzedir. Son yıllarda meyveciliğe
ve sebzeciliğe çok önem verilmiştir. Özellikle kuru
üzüm, limon ve portakal yetiştirilir. Hayvancılık gerektiği
kadar gelişmemiştir. Kendisinin et ihtiyacını karşılayamamaktadır.
Bu sebeble et dış pazarlardan satın
alınmaktadır. Hayvancılığın geri olmasının başlıca
sebebi yetersiz sayıdaki geniş otlak arazidir. Daha çok
koyun, inek ve kümes hayvanları beslenir.
Yunanistan balıkçılık bakımından çok gelişmiş bir
ülkedir. Çok çeşitli ttirde balık avlanır ve yetiştirilir.
İçinde buzdolapları bulunan özel balıkçı tekneleri yapılmıştır.
Açık denizlerde avlanan balıkçı filosu, ülkeye dondurulmuş balık temin etmektedir.Yunanistan yeraltı madenleri bakımından çok zengin
bir ülkedir. Başlıca madenleri şunlardır; boksit,
krom, beyaztaş, mermer, demir, nikel, amyant, magnezyum,
bakır, kurşun, linyit, zımpara, sülfür, alüminyum
ve petroldür. Yunanistan madencilik bakımından
zengin olmasına rağmen bu alanın ekonomiye katkısı
çok düşüktür. Ülkenin % 30’una yakın bir bölümü
imalât sanayi ve endüstri alanında çalışır. En önemli
endüstri kolları tekstil, kimyevî maddeler, gıda, çimento
ve metal endüstrisidir.
Yunanistan daha çok Federal Almanya, İtalya,
Fransa, Benelüks devletleri, Japonya, Libya, A.B.D.,
İngiltere, Yugsolavya ve Rusya ile ticari münasebetlerde
bülunur. Avrupa ekonomik topluluğunun bir üyesidir.
İhracatının % 50’sine yakın bir bölümünü sanayi ürünleri
özellikle kimyevî maddeler teşkil eder. Diğer ihraç
ürünleri şunlardır; işlenmemiş veya yarı yarıya işlenmiş
maden cevherleri, tütün, zeytinyağı, kuş üzümü,
pamuk, naranciye ürünleri, tekstil ürünleri, kuru üzüm
ve balıktır. Ülkenin ambalaj sanayi oldukça gelişmiş
durumdadır. Çeşitli Türk mallarını, özellikle incir,
üzüm gibi maddeleri ambalajlayarak kendi malı olarak
Avrupa ülkelerine satmaktadır.
Turizm ülkenin çok önemli bir gelir kaynağıdır.
Marathon, Mycenae, Olympia, Sparta, Thermopylae ve
Tiryus gibi eski Yunan şehir devletleri turistlerin bir
hayli ilgisini çekmektedir. Özellikle P70’li yıllardan
yürekleri parçalayan açıkla hali.
sonra ülkeye gelen turist sayısı 4 milyonun üzerine
çıkmıştır.
Ülkenin ana asfalt yollan ve demiryolları genellikle
tabiî tarihî yolları takip eder. Esas demiryolu sistemi
ikinci Dünya Harbinden sonra inşa edilmiştir. Karayollan
çok gelişmiş durumdadır. Biri yatay diğeri dikey
olarak ülkeyi kesen iki eski ana yol Atina’da kesişirler.
Deniz ulaştırması ve gemicilik oldukça gelişmiştir. Pire,
Akdeniz’in en önemli limanlarından biridir. Atina’da
milletlararası bir havaalanı vardır. Bazı uçak şirketleri
özel kuruluştur.
YUNANİSTAN
23
Oca