YÜZEN KENTLER
A |
lmanya’nın en büyük gemi yolculuk şirketlerinden biri olan Seetours International’in yöneticisi Alf Pollack, düşündeki gemiyi şöyle anlatıyor: “Gezgin bir tatil adası düşünelim. Dört, altı ve hatta sekizbin yolcusuyla birlikte denize açılan bir jumbo. Bu tatil adası, diğer gemiler gibi limanları dolaşmayacak; en uygun iklim, mevsim ve hava koşullarının ardından sürüklenecek. Böyle bir tatil adasının kuşkusuz yepyeni bir kimliği olacak. Ancak bu düşü gerçekleştirebilmek için, dev gibi yükselen yolcu gemileri düşüncesinden kendimizi uzaklaştırmamız gerekiyor.”
Pollack’ın düşünde tasarladığı ve “Future” ismini ver- . diği bu gemi adası, alışılmış yolcu gemilerinden tümüyle farklı bir yapı ve görüntüye sahip: Kendiliğinden bir tatil ve eğlence sitesi; bir Las Vegas, Monte Carlo, Westerland, kısaca, denize açılan bir rüyalar kenti.
“Future”deki olanaklar, birinci sınıf tatil merkezlerinde sunulanları kesinlikle aratmayacak: Helikopter uçuşları, açık denizlerde avlanma, su kayağı, dalma eğitimi, dibe dalan küreler, görkemli alış veriş merkezleri, spor tesisleri ve oyun alanları olağan bir nitelik taşıyacak. Sahil yakınlarında durulduğunda plaj güverteleri yüzücü ve sörfçüler için açılacak.
Eğlencelerin mümkün olduğunca çeşitli olmasına özen gösteriliyor. Tiyatro, sinema, sergiler ve hatta senfoni konserleri bunlardan birkaçı. Pollack’ın “Future” düşünü, manzarası ve atmosferi ile bir plaj, bahçeli güverteler, yeşil dinlenme yerleri, havuzlar ve yapay şelaleler de süslüyor.
Tüm bunları, yalnızca bir hayalperestin hiçbir zaman gerçekleşmeyecek düşünceleri olarak nitelendirirsek yanılgıya düşeriz. Çünkü “Future” şu biralarda Norveç’li armatör Knut Udstein Klosters’in bürosunda “Phoenix” ismiyle tasarlanmış durumda. İçlerinden bir tanesi, ünlü “Norway” ile birlikte dünyanın en büyük yolcu gemisi sayılan sekiz geminin sahibi Klosters, “Phoenix” modelini Pollack’ın düşüncelerinden yola çıkarak tasarlamış. Klosters’in bu projesinin amacını, “Norway”m eski kaptanı Aage Hoddevik şöyle açıklıyor, “bugün 2000 yılı için bir gemi yolculuğu planlayanlar yıldızlara uzanmak zorundalar. Bizim yıldızımızın adı “Phoenix”.
“Phoenix’”in uzunluğu 382 m., genişliği 82 m. ve yüksekliği 70 m. olacak. 210.000 BRT[1] lik bu gemi 4.000 yolcu ve 1.600 gemi personelini barındıracak. Armatör Klosters, 50.000 beygirgücünde, saatte yaklaşık 22 deniz mili (40 km.) yapabilecek bu deniz devinin yapım işini büyük bir olasılıkla Kiel’deki ünlü HDW tersanesine (Howaldtswerken Deutsche Werft A.G.) verecek Bu yılın ilk yarısında yapımına ballanması düşünülen gemi için 1,4 milyar Mark’lık bir harcama gerekecek.
210.0 BRT, bir yolcu gemisi için Sansasyoneldir. Çünkü “Norway” yalnızca 70.202 BRT’liktir. Unutulmayan transatlantikler “Queen Elizabeth” 83.673, “Queen Mary” ise 81.237 BKT ile yolcu gemileri kategorisinde dünya rekorlarını ellerinde bulundurmaktadırlar. Bu durumda “Phoenix” yalnızca 550.000 tdw sınıfı deniz tankerleriyle bir tutulabilir. bu tankerler, dünyanın en büyük gemilerinden olup yaklaşık 275.000 BRT ile ölçülür.
Bir geminin her enlemesine metresi, uzunlamasına bir metresinden daha çok kullanım alanı yaratır. Bu yüzden “Phoenix ”te genişlik ön planda tutulmuştur. Tabii bu genişlikte bir rekor hevesinin de payı vardır. Su altındaki gövde genişliği 60 m. olacaktır ki, “Norway”ın genişliği yalnızca 34 m.dir. Güverte parmaklıkları arasındaki bel genişliği ise 80 m. olarak tasarlanmıştır. Almanya’nın en büyük deniz tankeri olan “Esso Deutschland”m 378 m. uzunluğa karşın 69 m. genişliğe sahip olduğunu düşünürsek, “Phoenix”in ne denli geniş bir gemi olacağını tahmin edebiliriz.
Bu boyutlarda gemi yapabilen tersanelerin dünyada yalnızca birkaç tane oluşu, “Phoenix”in yapımında sorun çıkarmıştır. HDW, bu az bulunur tersanelerden biri olup, 426 m. uzunluğa sahiptir.
4000 yolcu ve 1600 personelden oluşan bu büyük kitleyi şehir baskısından uzaklaştırıp onlara bir atmosfer ve hareket özgürlüğü sağlamak pek te kolay olmasa gerek. Ancak “Norway”de 1.864 yolcu için bu ortam sağlanmış durumda. Bireysel davranış ve hayallerin bütünlediği kitle turizmi başarıyla uygulanıyor. Kaptan Aage Hoddevik, “Phoenix’ ile 2000 yılının gezisinden söz ederken şu izlenimini de aktarıyor: “Dinlenmek için tatile çıkmış olan yolcuların, II limana uğranan 14 günlük bir gezi sonunda nasıl perişan olup düş kırıklığına uğradıklarını gözledim. “Phoenix” te herşey öylesine bambaşka olacak ki, bu güne dek hiç gemi gezisi yapmamış ve yapmayı düşünmeyen insanlar bile, bu yolculukta yer almak isteyecekler.”
“Phoenix”te boks karşılaşmaları, otomobil sergileri, fuarlar gibi şimdiye kadarki gemilerde bulunmayan olanaklar sunuluyor. “Phoenix” stili dinlenmede, tabii daha nice yenilikler var: Plaj, kumsal ve gerçek palmiyeler. Ayrıca iki gezinti güvertesi de kullanma hazır olacak.
Kaptan Hoddevik’e göre, insanlar balkonlarında oturarak okyanus üzerinde yolculuk yapmaya bayılıyorlar. Bu görü ştten yola çıkarak “Phoenix”te 200 dış kamara planlanmış. Bunların oluşturdukları 4 ayrı palas, başlıbaşına birer otel olarak kullanılacak. Katta armatörün uzun vadeli hesapları, bu yapıları ünlü otel yönetimlerine kiralamaya yönelik. Böylece tüm dünyada isim yapmış büyük otellerin denizde yüzen birer şubeleri olması, pekte uzak bir olasılık değil. 500 iç kamaradan birinde yolculuk edenlerin ise deniz etkisinden yoksun kalmak zorunda olmadıkları düşünülerek, kamara duvarlarına dışarıdaki görüntünün yansıtılması tasarlanıyor.
Limanlar dev gemilere kapalıdırlar. Bu yüzden, sahil ve kara gezintileri için “Phoenix”te deniz ve hava taksileri hazır bulunacak. 600 kişilik 4 tane bölmeli filika botu ve iki helikopter bu görevi yerine getirecekler.
Gemi tekniğinin gittikçe otomatikleşip bilgisayar yönetiminin ön plana çıkması, seyir ve iletişimin uydu bağlantılı olması, 2000 yılının gemisine anlaşılırlık getirebiliyor. Örneğin geminin limanlara girip rıhtıma yanaşması bir uçağın inişi gibi otomatik olabilecek. Bu durumda kaptana, yalnızca Hamburg limanının planı gerekecek. Sonra yapacağı iş ise kurşun kalemle istenilen rotayı çizmek ve gemisini bu hattın üzerine oturtmak olacak. Geminin rıhtıma yanaşması ve ay rılması, yükleme ve boşaltma gibi işlemler ise köprüden y~ netilip monitörle kontrol edilecek. “Norway” yanaşma ayrılma manevraları için 20 gemiciyi seferber ederken, ‘‘Ph enix” yalnızca 4 kişiyle bu işin üstesinden gelebilecek.
Yaklaşık 6.000 kişinin neden olacağı kirlilik.de bu ara çözümlenmesi gereken sorunlar listesinde yer alıyor. Am
çevreyi koruyucu bir çözüm getirmek ve yüzen kentin çöp ve diğer artıklarını denize boşaltmamak. Tüm artıkların toplanıp kuru madde haline getirilerek karaya nakledilmesi, bir çözüm olarak tasarıda yer alıyor. Bu durumda “Phoenix” bir ay boyunca hiçbir sorun çıkarmaksîzın ve kara gereksinme duymaksızın denizlerde yaşantısını sürdürebilecek.
“Phoenix”in yapımı konusundaki kararın bu günlerde netleşmesi bekleniyor. Yaklaşık bir yıldan beri, armatörün, görevlendirmiş olduğu bir HDW proje grubu, teknik hazırlıkları tamamlamak için yoğun bir çalışma içinde Kiel*li mühendisler, yapımda hiçbir sorunla karşılaşılmayacağı konusunda güvence veriyorlar.*
[1] “Kayıtlı Brüt Yük Tonajı” anlamında kullanılan bir (leyimin kısaltılmışı.