sınai ise bu da ikiye ayrılır: Boyama, soğutma, nakliyat, reklâm şirketleri gibi sermayesi tamamen âlet ve vâsıtalara bağ’ lanmış şirketlerin hisse senetleri değil, yıllık kârları —nisâbı bulur, üzerinden yıl geçerse— zekâta tâbidir. İthâlat ve ihrâcat şirketleri gibi sırf ticâri veya petrol, mensucât, demir-çelik şirketleri gibi hem ticâri, hem de smâî ise hisselerin sâbit sermaye dışında kalan değerleri ile kârları 1/40 nisbetinde zekâta tâbidir. (71) Tabii bu görüş, fabrika ve akar nev’inden malların zekâta tâbi olmadığı fikrinin neticesidir .Yukarıda tercih edilen görüşe göre smâî şirketlerin hisselerinin kendileri zekâttan muaf olmakla beraber gelirleri 1/10 veya 1/20 nisbetinde zekâta tâbi olacaktır. Prof. M. Ebû-Zahra, Hallâf gibi âlimlere ait bulunan diğer bir görüş ise şöyledir: hisse senetleri, hangi çeşit şirkete ait olursa olsun, ticaret eşyası hükmündedir, senet piyasasındaki değerleri ile kârlarının toplamı —Asli ihtiyaçlar veya asgari geçim sının dışmda— nisâba ulaşıyorsa 1/40 nisbetinde zekâta tâbidir. al-Kardâvi hesap ve ödeme kolaylığını göz önüne alarak zekâtı toplayan devlet ise birinci görüşün (ticârî-sınâî ayırımı ve smâîlerin gelirinden 1/10 veya 1/20 almması), zekâtı fertler ödüyorsa ikinci görüşün tercihini ileri sürmektedir. (72)
ZEKÂT MÜESSESESÎ
12
Ara