a. (ar. zühd). Tasav. Dünyasal tüm isteklerden vazgeçerek kendini ibadete adamak. (Bk. ansikl. böl.) || Zühd ü huşk, bilinçsiz, ham sofuluk. || Zühd-ü takva, zühd ile takva, ibadet etme ve Allah’tan. korkma: “Fuzuli câm-ı mey terkin kılup zühd ile takvadan” (Fuzuli, XVI. yy.). —ANSİKL. Züht, “aşırı sofuluk” anlamına gelir ve böyle olana da “zahit” denir. Tasavvufta en üst aşamalardan ve Tanrı’ya ulaşmanın on yolundan biri sayılan züht, “dünya sevgisini yüreğinden koparıp atmak” olarak tanımlanır. Zahit, bu geçici dünyanın ardında ondan çok daha büyük, çok daha önemli ve sonsuz bir dünya bulunduğuna inanır. Tasavvufçular züh- tün en üst aşamasına erişmişlere örnek olarak halife Ebubekir’le halife Ömer’i gösterirler.
ZÜHT
01
Eyl